English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Perşembe

Perşembe Çeviri Portekizce

3,380 parallel translation
Perşembe günü 6 : 00 treniyle gidiyorum.
Apanharei o comboio das 06h00 na quinta-feira.
Dennis'in perşembe günkü kahvaltıda moralinin bozuk olduğunu söyledi.
Disse que estava chateado no pequeno-almoço de quinta-feira.
Tabii ki... Daha perşembe günü sinirli olduğunu söylüyorsunuz.
Claro, disse que ele se chateou, quinta de manhã...
Perşembe gününün Denver Telegram'ındaki haberlere bak. Başlıklar lazım.
Pesquisa as manchetes do Denver Telegram de Quinta-feira.
Sonra perşembe günü gazetede başlığı gördün ve kendi el emeğini tanıdın.
E nos jornais desta quinta reconheceu o seu trabalho.
Perşembe akşamki oyunumuza patronları katmıyoruz biliyorsun.
- Sim? A noite de quinta é restrita a chefes, como sabes.
1.500'ün üzerinde odamız var. Perşembe bütün odalar doluydu.
Temos mais de 1500 quartos e estávamos lotados na quinta.
Perşembe benim olacaksın.
Espere, ouça essa. " Você será minha na quinta.
- Perşembe günü öldürüldü.
- Ela foi assassinada na quinta. - E, foi.
Marshall Lee Huntington. Sosyete balosundaymış. Perşembe günü oteldeymiş.
Bingo, Marshall Lee Huntington estava no baile de debutantes, o que o coloca no hotel na quinta.
Biraz daha istersen, gelecek perşembe yine gel.
E se você quiser outra surra Volte novamente na quinta-feira.
Perşembe üç saat cezalısın.
Três horas de detenção na quinta-feira.
Sadece üç kişi kaldık, bugün savaşamayız. Ama gelecek hafta perşembe olur, anlaştık mı?
Uma vez que existem apenas três, nós não lutamos hoje, mas na próxima quinta.
- Her perşembe gelecek misin?
Tu vens aqui todas as quintas-feiras?
- Perşembe günü kaleyi bitiriyoruz ve...
Na quinta-feira nós nos mudamos para dentro da cabana, e... E?
Patronun genelde geceleri çalışan adamın..... perşembe günü hasta olduğu için işe gelemediğini söyledi.. Onun yerine sen çift vardiya çalışmışsın..
Seu chefe disse que o cara da noite estava doente na quinta e que você o substituiu.
Beacon Hills Lisesi perşembe ve cuma günleri kapalı kaldıktan sonra tekrar açıldı.
O liceu de Beacon Hills reabriu após ter estado fechado na 5ª e na 6ª.
Perşembe buraya geliyor.
O Óscar vem cá na quinta-feira.
Io'nun Jüpiter'in etrafını tam olarak 42,5 saatte döndüğü biliniyordu. Bu yüzden Io'yu Jüpiter'in arkasından diyelim salı gecesi çıktığını görürseniz, o zaman bilirsiniz ki perşembe öğleden sonra saat 6 : 30'da tekrar ortaya çıkacaktır.
Sabia-se que Io leva precisamente 42,5 horas para orbitar Júpiter, por isso, se, a partir da Terra, se virmos Io a emergir por trás de Júpiter à meia-noite de uma terça-feira, então sabemos que terá de voltar a ressurgir
Her perşembe dakik bir şekilde geldiklerini söyledi.
Disse que aparecem toda quinta, sem falta.
Ayın 13'ü, perşembe günü.
- Quinta-feira, dia 13.
- Yemek yemek istersen, Perşembe Los Angeles'tayız.
Estamos em L.A. na quinta, se quiseres jantar. Parece-me bem.
Yemek yiyip, sohbet etmek istersen Perşembe günü Los Angeles'tayız.
Vamos estar em L.A., na quinta-feira, se quiseres jantar e conversar melhor.
Hastamın iç kanamasını perşembe gününe almalıydım.
- Desculpa. Devia ter marcado a hemorragia interna da doente para quinta-feira.
Bugün Perşembe.
Hoje é quinta.
Bugün Perşembe, yani...
Bem, é quinta, portanto...
Araf'ı komşuların birbiriyle ilgilendiği ve her perşembe gösteri yapılan bir yer olarak düşünebilirsin.
Se purgatório significar ter o carinho dos vizinhos e desfiles em todas as terceiras quintas-feiras...
Münazara takımı kaptanının perşembe gecesini harcadığı yer burası mı?
É aqui que o Capitão da equipa de debate passa as suas noites de quinta?
Neden şunu Perşembe yapmıyoruz.
Vamos apontar para quinta-feira. Mas sabes?
Perşembe bir işim var.
Tenho uma coisa na quinta-feira.
Bu da gelecek Perşembe oluyor.
Neste caso, é na próxima quinta.
Perşembe'ye kadar herhangi bir karar alamıyorlar mı yani?
Não podem votar antes de quinta?
Perşembe.
Quinta.
Perşembe kurul oyunu kullanana kadar geçici CEO hala sensin.
A situação mantém-se até a direção o eleger na quinta-feira.
Perşembe görüşür müyüz?
- Vemo-nos quinta?
İki hafta sonra. Perşembe.
Daqui a 2 semanas, na quinta-feira.
- İki hafta sonra, Perşembe.
- 2 semanas, na quinta-feira.
Benimle Perşembe günü otelde buluş o zaman.
Vem ter comigo ao hotel, na quinta-feira.
- Perşembe nasıl olur?
- Que tal quinta-feira?
Ama perşembe olmaz.
Mas não na quinta.
Perşembe dönecek sanırım. En kötü ihtimalle cuma.
Ele deve voltar quinta, no máximo, sexta.
Perşembe sabahı Gleason'da bir yer alacaksınız.
Essa manhã, ficou perto da aquisição em Gleason.
Oğlumun, her perşembe günü tam 17 : 00'de geldiğini ve bizim terapi seansından önce yemeğe çıktığımızı mı biliyordum?
Se sabia que o meu filho vem ao meu gabinete, todas as quintas, precisamente às 17h, para eu o levar a jantar antes da sessão de terapia?
Artı Çarşamba, Perşembe, Cuma toplamda 11 eder.
E os de quarta, quinta, sexta...
PERŞEMBE
QUINTA-FEIRA
Çarşamba ve perşembe günler geldiğini biliyorum.
Só sei que ele é 3ª e 5ª feira.
Perşembe günkü deneye seni ben götürsem olur mu?
Queres que te leve ao tratamento na quinta-feira?
- Böylece Perşembe günü çıkabilirsin.
- Ótimo.
Pazartesi, Çarşamba, Perşembe?
Segunda, quarta e quinta-feira?
- Perşembe iyi olur ama biraz gecikebilirim.
- Acho ótimo.
Bugün Perşembe.
- É quinta-feira.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]