Petra Çeviri Portekizce
381 parallel translation
Petra'dan başka her kasabada sorun çıkarmayı başardın.
Tens de arranjar sarilhos em todas as cidades.
Sen de Petra'dan başka her kasabada kaşlarını çatmayı başardın.
Tens de franzir o sobrolho em todas as cidades.
Petra yolculuğu nasıl geçti?
Como foi a viagem a Petra?
İş hakkında değil ama burasıyla Petra arasında bütün şarapları öğrendi.
Não para o negócio, mas para o vinho. Desde aqui até Petra.
Asham, ben buradan Petra'ya kadar şarap içip sarhoş oldum, ve kadınlardan payıma düşeni aldım.
Bebi taças de todo o vinho daqui até Petra. E tive uma mão cheia de mulheres.
- Petra kervanları.
- Chegaram as caravanas de Petra?
Winnetou Ekihpetra ile alçakgönüllülükle konuşuyor. ... Çünkü sen uzun süredir Apaçilerle birliktesin.
Winnetou pede ao sábio Klekih-Petra que tem vivido muito tempo connosco.
Kabile bana, kendileri ile akraba olmasam da Baba Klekihpetra diyor.
Chamam-me Klekih-Petra, o Pai Branco. Mas eu nasci na Alemanha.
Gün doğarken, Klekihpetra, intikamını alacağız.
Aa amanhecer, Klekih-Petra, vingaremos a tua morte.
Ama sen -... Klekihpetra bana ve Winnetou'ya senin dilini öğretti.
Klekih-petra ensinou-me a mim e ao Winnetou a tua língua.
Santer Klekihpetra'yı öldürdü Winnetou'yu da Kiowalara verdi.
Mas o que fizemos? Foi Santer que matou Klekih-Petra - e entregou Winnetou.
Ve Klekihpetra'nın katilini de bulacağız.
Depois vamos caçar o assassino de Klekih-Petra.
Hoşgeldin Kitritdarte, Hoşgeldin Petra.
Bem-vindo, Mitrídates! Bem-vinda, Petra!
Petra von Kant.
Petra von Kant.
Adım Petra von Kant.
Meu nome é Petra von Kant.
Petra von Kant!
Aqui é Petra von Kant.
Petra!
Petra!
Bilmiyorum, Petra.
Não sei, Petra...
Kocası olmadan yapamayan... umutsuzca ona âşık, neredeyse bir köle durumundaki... zavallı Petra... ve boşanmayı o istedi.
A pobrezinha da Petra... que não podia passar sem seu marido, tão apaixonada, quase uma escrava... e ainda assim pede o divórcio!
Biliyorsun, Petra ; ben ve Lester her şeyin bitmiş gibi... göründüğü zor zamanlardan geçtik.
Sabe, Petra... O Lester e eu já passamos por situações que nos fez pensar que tudo estava acabado.
Sadece hile, Petra?
Joguinhos, Petra?
Petra, lütfen!
Petra, por favor!
Bu, Petra von Kant.
Esta é a Petra von Kant.
Ben de senden hoşlanıyorum Petra.
Gosto de você também, Petra.
Oh, Petra!
Oh, Petra!
Ağlama, Petra.
Não chore, Petra.
"yeni kreasyonlarıyla Petra von Kant'tan geldi."
"foi feita por Petra von Kant com suas novas criações."
Ben Petra von Kant.
Aqui é a Petra von Kant.
Seni kandırmadım, Petra.
Não te enganei, Petra.
Seni sevdiğimi söyledim, Petra.
Eu disse que te amava, Petra.
Tüm kalbimle, Petra!
Do fundo do meu coração, Petra!
Kontrolünü kaybetmemelisin, Petra.
Deve se recompor, Petra.
Herkes Petra'nın Karin için çıldırdığını biliyor.
Todo mundo sabe que a Petra é louca pela Karin.
Bunun bedelini ödeyeceksin, Petra.
Vai pagar por isso, Petra.
Petra von Kant'ın evi.
Residência de Petra von Kant.
Gidip Petra'ya gösterebilir miyim?
Posso ir mostrá-lo à Petra?
Petra.
Petra.
Petra soyadın ne?
Petra quê?
Petra?
Petra?
- İşte böyle! Alma ve Petra, Noel sepetini alın.
Alma e Petra, os presentes.
- Günaydın, Petra.
- Bom dia, Petra.
Mutfağa git de üç yumurta pişir. Baban için de salam kes ve iki peynirli sandviç hazırla.
Petra, vai à cozinha e traz a refeição do pai... com presunto e duas tortinhas de queijo.
Petra, bira kasasının nerede olduğunu biliyorsun.
Petra, sabes onde está a cerveja?
- Petra az sonra kahvaltı getirecek.
- A Petra está prestes a voltar.
- Aptal olma, Petra.
- Que ideia tola!
Petra?
Petra.
Kardeşi Petra ve büyükannem gibi oldu.
Vai pelo mesmo caminho que a irmã Petra, que as tias e a avó.
Zavallı kardeşim Petra gibi kaprisli.
É igual à minha irmã Petra, que descanse em paz.
Kız kardeşim Petra, tıpkı onun gibisin!
A minha irmã Petra. És igualzinha a ela, que descanse em paz.
Ne yapıyorlar?
- O que significa isso? - Chamam o espírito de Klekih-petra.
Petra Kralı Kitritdarte,
Mitrídates, Rei de Petra.