English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Piscina

Piscina Çeviri Portekizce

5,448 parallel translation
Yanlış insanlara bakıyorsun adamım, Havuza bakman lazım
Estás a olhar para as pessoas erradas. Tens de procurar na piscina.
Müşterin kim?
Quem é o teu cliente? Pá, a piscina ainda está aberta.
Kan dolu bir havuzda yüz aşağı yatıyor.
De barriga para baixo numa piscina de sangue.
Kuş banyosu!
Uma piscina de pássaros!
Bir sabah havuzun içinde kendi idrarımda çıplak olarak uyandım.
Certa manhã, acordei nu numa piscina de minha própria urina.
Dışarıda bir havuz var.
Há uma piscina lá atrás.
Arka bahçesinde havuz olan büyük bir evde yaşamak zorunda ya çocuk.
Tem que viver numa casa grande com uma piscina no quintal.
Biz buna'bıcı bıcı vakti'derdik.
Era a "hora da piscina".
Olamaz. Burnundan çıktıysa bir kere havuzdan dışarı atmalısın.
Não podes... tirar do nariz, tens que agitá-lo para fora para fora da piscina.
- New Orleans'a zencilerle dolu bir havuzda yüzmek için gelmedik.
Não viemos para Nova Orleães - nadar numa piscina cheia de negros!
- Havuzu kapatmaya geldim.
Vim fechar a piscina.
Artık beyazlar havuzumuzu temizliyor.
Temos brancos a limparem a nossa piscina.
Kendimi şımarttığım, havuz başında yattığım ve sonunda huzurlu şekilde uyuduğum bir haftaydı.
Uma semana de mimos, deitada na piscina, e finalmente pude dormir em paz.
Havuz ısınmış halde.
A piscina está aquecida.
Havuz başında düşüncelere dalmak bitmiş.
- De tanto olhar para a piscina.
Seni bir daha o havuza götürmeyeceğim. Hadi ama.
- Nunca mais te levo a uma piscina.
Emily bir gün havuza geldi.
A Emily veio para a nossa piscina, está bem?
- Lütfen havuzdan çıkın hanımlar.
Saiam da piscina, faz favor, meninas.
Sen de... havuzdan çık.
Tu também. Sai da piscina.
Şifalı sularla dolu bir gölü olanı örmemiştim.
Não uma catarata com uma piscina mágica.
Yoo, sizler gidip bu maceranın tadını çıkarın, ben burada kalıp, havuz kenarında içkimi yudumlayacağım.
Não, vão vocês e vivenciem essa aventura, eu vou relaxar e beber uns copos à beira da piscina.
Aiden, gerçekten, kan dolu bir havuza dalıp bir cadının ölüm yerinden geçip, bir alışveriş merkezinden çıkmamı, sana nasıl mantıklı bir şekilde anlatırım bilmiyorum.
Aiden, a sério, não sei como te explicar logicamente como atravessei uma piscina de sangue afunilada, e apareci no local de morte da bruxa... e depois renasci num supermercado.
Havuz çok iyi görünüyor.
A piscina parece estar boa.
Hey, kız kardeşim her yılın sonunda çok acayip bir havuz partisi patlatır.
A minha irmã dá sempre uma festa na piscina no fim do ano.
Bir hayalin gerçekleşmesini beklemesine izin veren biriyle çocukları çamurlu bir havuzun kenarında şaşkınca dururken.
Que o deixe estar sentado à espera que o seu sonho se realize enquanto os filhos sentam-se pasmados na borda de uma piscina lamacenta.
Şimdi de havuza yeniden sıva yapacağız.
A seguir, vamos rebocar a piscina.
Havuza sıva yapıyorlar.
- Estão a rebocar a piscina.
Havuzun filtresini kendi kendine değiştirmek zordur ama eğlencelidir de.
Substituir o filtro da piscina sozinho pode ser um desafio, mas é muito divertido.
Onların bir dostuyum ve benden buraya uğrayıp havuzlarının dibindeki dreni tamir etmemi rica etmişlerdi.
Não faz mal. Sou amigo dos Gilberts e eles pediram-me para vir arranjar o escoamento no fundo da piscina.
Mayo satın almam lazım, havuzun orada buluşuruz.
Vou comprar uns calções de banho e vejo-a na piscina.
Eloise, büyük annen havuzda parti verecekmiş.
Eloise, a tua avó trouxe-te uma festa da piscina.
Neden havuzdan çıkıp ona merhaba demiyorsun,
Porque não sais da piscina e vais dizer-lhe olá, querida?
Havuzun oradaki perde kapıya gel.
Vai à volta, e entra pela porta ao pé da piscina.
Bozuk havuzlu bir evi kim satın alır ki?
Quem compra um casa com piscina, se esta não estiver a funcionar.
Beş tane de havuz pompası.
E cinco bombas de piscina.
- Arka bahçeye havuz yapabiliriz.
- Podíamos ter uma piscina no quintal?
- Havuz mu?
- Uma piscina?
- HVAC havuz pompası.
- Bomba de piscina HVAC.
Yüzme havuzu var mı?
Tem piscina?
- Havuz güzelmiş.
- É uma piscina fixe.
- Havuz güzel.
- Piscina fixe.
- Havuzu gördün mü?
- Já viste a piscina?
Senin havuzun bu.
A piscina é tua.
İki yıI önce yaptırdığı bir zemin havuzu için ona 500 papel borç vermiştim.
Emprestei-lhe 500 dólares para uma piscina há dois anos.
Aşağıda havuzda.
Na piscina... lá em baixo.
Wonder Woman ve Barbarella, süper modeller ve 3. sayfa kızları. Tüm o bitmek tükenmez imkansız fanteziler. Wangaratta havuzunun kenarında sıcak betona uzanmış genç kızlar.
"Mulher Maravilha" e Barbarella e supermodelos e "Meninas Pág. 3", todas as intermináveis, impossíveis fantasias, as meninas na piscina "Wangaratta" deitadas no concreto quente.
Havuzda.
Está na piscina.
Kadınların havuza girmesine izin verilmesindense kaptılması yeğlenen... şehir kulübüne ait boş bir havuzdasın.
A piscina vazia do clube de campo que fecharam em vez de permitirem mulheres.
- Evet, Palladium otelde havuz kenarındaki barda çalışıyordu.
Sim, trabalhou no bar da piscina do Hotel Palladium.
Bir muhbirin söylediğine göre otelin havuzunda patronu Senatör Dean Kelton ile parti yapıyormuş.
E um informador anónimo disse que a viu aqui na piscina do hotel junto com o chefe, o Senador Dean Kelton.
- Havuzun orada.
- Ao pé da piscina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]