Pontiac Çeviri Portekizce
171 parallel translation
Salak herif! Pontiac'ım!
Estupor!
Sana o kullanılmış Pontiac'ı satan adamın erkek kardeşiyim.
- Quem é o senhor? - Está a brincar comigo? Sou o irmão do sujeito que lhe vendeu o Pontiac usado.
Pontiac ve Chino Vailey.
Você tem Pontiac e Chino Valley.
B.A. bak bakalım bu dışarıdaki Pontiac'ı açıyor mu?
BA, vê se eles deixaram o Pontiac na rua.
Evet, gelecek sefere büyük ödülümüz Pontiac için yarışacaksınız.
Sim, na próxima vez, habilitar-se-ão ao grande prémio, um Pontiac Firebird.
Yürüdüğümü anlarlarsa, Pontiac'ımı alırlar.
Se descobrirem que posso andar, tiram-me o Pontiac.
Detroit ve Pontiac bu kapamalardan kesinlikle etkilenecek olsa da olaylar Flint'te resmen yıkım etkisi bıraktı.
Enquanto, Detroit e Pontiac, vão sentir o efeito desta medida... o efeito em Flint será devastador.
Yakınınızdaki bayide Pontiac araba gösterisini izleyin.
Veja o Pontiac no seu concessionário.
Pontiac.
Pontiac.
Pontiac Firebird, 400 motor...
Pontiac Firebird, motor de 400...
Bu çocuk Park Avenue'da oturuyor olsaydı ve Pontiac'lı iki zenci tarafından çiğnenseydi o zaman dava açılırdı, değil mi?
Se ele tivesse sido atropelado Em Park Avenue Por um carro conduzido por dois negros, Já tinham um caso.
Bu izler, 1963 model Pontiac Tempest tarafından bırakılmış.
São de um Pontiac Tempest de 1963.
Diğerinin gövde uzunluğu, yüksekliği, genişliği, ağırlığı, tekerlek ve dingil açıklığı 64 Skylark'in aynısıydı ve bu da 1963 model Pontiac Tempest'ti.
O outro tinha o mesmo comprimento, altura, largura, peso, apoio de rodas e piso de roda igual ao do Skylark de 64, e esse carro era o Pontiac Tempest de 1963.
- Bir önseziyle, yakın zamanda çalınmış veya terkedilmiş 63 model bir Pontiac Tempest hakkında bilgi olup olmadığını kontrol ettim.
- Tive um pressentimento, e fui verificar se havia alguma informação de um Pontiac Tempest de 63 recentemente roubado ou abandonado.
Bilgisayar, sanıklara benzer iki kişinin, iki gün önce Jasper County, Georgia'da, Şerif Tilman tarafından üstü açılır beyaz tavanlı 75-R-14 XGV model Michelin lastikli çalınmış bir 63 model Pontiac Tempest'i kullanmaktan tutuklandığını doğruluyor.
Esta informação confirma que dois rapazes, cuja descrição se ajusta à dos arguidos, foram presos há dois dias pelo Xerife Tilman em Jasper, na Georgia, por conduzirem um Pontiac Tempest de 1963 verde metalizado roubado de capota branca e pneus Michelin modelo XGV 75R-14.
Pontiac'ı bile delik deşik edersiniz.
Fura até um Pontiac.
Bu kışın ortasındaki 70 derece sıcaklık araba fiyatlarında bir enflasyona sebep olursa eski Pontiac`ımı elimde tuttuğum için beni affedersiniz.
Bem, se dias de 22 graus no inverno são o preço da poluição... perdoem-me, mas não me livro do meu velho Pontiac.
Velinimeti Kontes'e duyduğu sadakatle Jellybean ve dişi kovboylara karşı gelişen duyguları arasında bocalayan Sissy yollara düştü ama ufukta bir Pontiac yoktu.
Dividida entre sua lealdade por sua bem-feitora, a Condessa, e por sua crescente afeição por Jellybean e as vaqueiras, uma confusa Sissy pegou a estrada sem qualquer Pontiac em vista.
Öteki uzun sarı saçlı ama Pontiac'ı var.
Outro tipo tem cabelo louro, mas tem um transamericano castanho.
- Dikkat! Dikkat! Pontiac'tan gelen 611 numaralı otobüs...
A vossa atenção por favor, o autocarro 611 de Pontiac...
Dün akşam Pontiac'tan gelen otobüsün saat kaçta buraya vardığını öğrenebilir miyim?
Pode-me dizer se chegou algum autocarro de Pontiac, ontem à noite?
Benim. 1970 Pontiac Firebird, hep istediğim araba, ve imdi benim.
- Meu. Um Pontiac Firebird de 1970 que sempre desejei, e agora já tenho.
ve 1997 Pontiac astro araba... 00001 C de oturan
E a carrinha Pontiac Astro de 1997 vai para o fã do lugar número 0001C
Vista Cruiser'un koltuğunu bilirisin... Pontiac CataIina kadar büyük.
Sabes, o banco de trás no Vista Cruiser... é o mesmo que está no topo de gama Pontiac Catalina.
Benim. 1970 Pontiac Firebird, hep istediğim araba, ve imdi benim.
Meu. É um Pontiac Firebird, 1970, o carro que sempre desejei, e agora tenho-o.
Ve kahve odasındaki o kısa konuşmamızdan ne hatırlıyorum biliyor musun? Sen benimle bir komedi filmine gitmek ya da otoparktaki Pontiac'ımda oturup ben harekete geçmeden bir iki saat sohbet etmek istememiştin.
E o que tirei desse encontro na sala do café foi o facto de não quereres ir ver uma medíocre comédia romântica comigo, sentada no meu Pontiac no parque de estacionamento enquanto falávamos por uma hora antes de fazer a minha jogada.
Casey Donna'yı çıkarmaya gelmişti... onu beklerken birden gaza bastı ve... sokağın ortasında soyunmaya başladı... sonra da'Donut'yapmaya başladı.
O Casey apareceu aí para apanhar a Donna... e estava ali parado só a acelerar e a fazer barulho com o Pontiac Trans Am. a aí arrancou pela rua... e pôs-se a fazer piões.
Orijinal 1967 Pontiac.
Um GTO original de 1967.
Beyaz Pontiac Firebird'in sahibi.
O dono de um Pontiac Firebird branco...
1965 kırmızı Pontiac Firebird. Adınıza kayıtlı.
Um Pontiac Firebird de 1965, registado em seu nome.
- Klasik bir Pontiac.
- Um Pontiac antigo.
Doktor Coombs, ağabeyinizin evinin önünde 1968 model Pontiac bulduk.
Encontrámos um Pontiac de 1968 à porta de casa do seu irmão.
Potiac'tı. Orta boydu.
Era, como, um pontiac... tamanho médio.
Okulu bırakmış Michigan'da otomobil fabrikasında çalışıyordu.
Desistiu da escola, para ir trabalhar numa fábrica de automóveis em Pontiac, no Michigan.
Mesela yepyeni bir Pontiac Firebird, motoru 455 beygir gücünde?
- Larry! Que tal um Pontiac Firebird, com um motor potente de 455?
Evet, üstü açılabilir iki kapılı, 1980 Pontiac Trans Am.
Sim, é um Pontiac Trans AM de 1985, de duas portas e tecto rígido.
Uh, aslen Pontiac, ama 7 aydır buradayım.
Originalmente de Pontiac, mas há 7 meses que estou nesta região.
Bu bir Poniac!
Esse é O Pontiac Grand Prix
1969, kırmızı Pontiac.
Pontiac vermelho de 1969.
- aracın bir 97 pontiac sunfire olduğunu gösteriyor.
É de um Pontiac Sunfire de 97. - Chiça, foi rápido.
senin araştırman mavi bir Pontiacla ilgiliydi ama ekip otosu bunun görülmeye değer olduğunu düşünmüş.
O teu anúncio referia um Pontiac azul. A patrulha achou que valia a pena darem uma vista de olhos.
Hayır, muhteşem Pontiac Solstice'i kastetmiştim.
Não, eu estava a falar... daquele fabuloso Pontiac Solstice.
Senin dişlerinden küçük ızgaraları olan Pontiac'lar gördüm ben.
Calma, dentudo. Vi Pontiacs com grelhas mais pequenas que esses teus dentes.
Dorothy, dışarıdaki kırmızı Pontiac Fierro'yu görüyor musun?
Dorothy, vês o Potiac Fierro vermelho no lado de fora?
Ordugah'tan tüm birimlere Pontiac ve Raven bahçedeler ve gitmeye hazırlar.
Posto de Comando a todas as unidades, o Pontiac e o Raven estão no pátio preparados para partir.
Eski bir Pontiac görüyor musun?
Ves um pontiac velho?
- Bu eski döküntü mü? Evet ben ve bir dostum, eskiden bu ateşli eski Pontiac'ları parçaları için satardık.
Eu e um amigo pegávamos em velhos Pontiacs e vendíamo-los para aproveitarem partes.
'67 Pontiac Bonneville'imiz olduğu için şanslıyız.
Ainda bem que é um Pontiac Bonneville de 67.
Pontiac'ım!
O meu Pontiac!
Beni yanlış anlama ama benim Pontiac'ım vardı ona çok benziyorsun.
São uns porcos! - Janet?
Kayıp bir Pontiac Tempest olabilir.
- Um Pontiac Tempest, acho eu.