Pony Çeviri Portekizce
302 parallel translation
Atlı posta.
Faz de conta que é o pony express.
Sizden Black Pony adında bir İskoç viskisi aldı mı hiç?
Alguma vez lhe comprou um scotch chamado Black Pony?
Cuma günü dairesine bir şişe Black Pony götürdün.
Você levou a garrafa de Black Pony para casa dela na Sexta à noite.
Atlı haberciler biliyorlar ki, Custer'ınki gibi tek bir yenilgi daha yaşanırsa, ovalardan yüz yıl boyunca tek bir tren geçemez.
os funcionários do Pony Express sabem que se há mais uma derrota como a do Custers durante 100 anos nenhuma diligência ousará passar por ali.
Yürüyen-midilli bile ateşin çevresindeki toplantıda yuhalandı.
Até o Pony-that-Walks foi calado no conselho.
Barış için geldim, Yürüyen Midilli!
Vim em paz, Pony-that-Walks.
Bilmiyorum, ama bu Yerli pony biliyor.
Eu não sei, mas este pônei índio sabe.
Pony Benner!
Pony Benner!
Haydi, gidiyoruz, Pony.
Vá lá, vamos lá, Pony.
Haydi, Pony, gidiyoruz.
Vá lá Pony, vamos.
Pony, Johnny ve ben.
O Pony, o Johnny e eu.
Diğeri de, Pony Benner.
Aquele esguio à direita é o Pony Benner.
- Hadi canım sende?
- Não querias mais nada, Pony.
Adamlarda biri, Pony Benner'di.
Um deles era o Pony Benner.
Evet doğru, biri Pony Benner'dı, diğeri de, Billy Gannon'du.
Um era o Pony Benner, o outro era o Billy Gannon.
Onları, Pony Benner öldürdü.
Eles têm o Pony Benner, o assassino.
Anlaşıldı, hiç yararı yok.
O Pony disse que não valia a pena.
Kuzey ve Güney birbirinden bu denli kopmaya başlamış iken Doğu ve Batı, tarihteki en zorlu posta güzergâhı yüzünden karşı karşıya gelmişlerdi.
Mesmo quando o Norte e o Sul estavam distantes o Leste e o Oeste tinham-se unido pelo Pony Express a rota mais audaz do correio em toda a sua história.
- Pony Express yok mu? Buralarda bir yerlerde.
Em algum lugar há um correio através de homens a cavalo, não é?
Atlı kuryelik, posta arabası sürücülüğü... şerif yardımcılığı, kumarbazlık, ırmak işçiliği, ırgatlık... hayvancılık, barmenlik... yamaklık. İhtiyarlık.
Pony Express, condutor de diligência, homem de lei, jogador, pescador, rancheiro, trabalhador de rodeo, barman, empregado da limpeza.
Hey, Pony.
Ouve, Pony.
Değil mi, Pony?
Certo, Pony?
Üşüyor musun, Pony?
Tens frio, Pony?
Şimdi ne yapacağım ben, Pony?
O que vou fazer, Pony?
Sebebi bizim Yağlılar olmamızdı, Pony.
Foi por sermos Greasers.
Pony, uyan. Hadi.
Pony, acorda, anda.
- Hey, Pony, neredeydin?
- Pois, Pony, onde estiveste?
- Hadi, Pony, yatalım artık. - Bak.
- Vamos para a cama, agora.
Sakin ol, Pony.
Tem calma, Pony.
Pony, ateşin var mı?
Tens lume?
Pony, iyi misin?
Estás bem?
Hey, hey, hey! Pony, hadi, oğlum!
Então, Pony, é por aqui.
Olmaz, Pony, önce ağartmamız lazım.
Não, temos de pintá-lo primeiro.
Hey, Pony, bu işimizi görür.
Pony, assim é suficiente.
Nefsi müdafaaydı. - Demin Pony'yle Kiraz'ın buna tanıklık edebileceğini söyledin.
Foi legítima defesa, como disseste.
Pony! Nereye gidiyorsun?
Onde vais?
Pony!
Pony!
Pony, al onu, Dal'e ver onu.
Dá-os ao Dallas!
Pony?
Pony?
- Pony, iyi mi o?
- Pony, ele está bem?
Sigaran var mı, Pony?
Têm um cigarro?
İyi misin, Pony?
Estás bem, Pony?
Ama sen boşlukta yaşıyorsun, Pony ve bundan vazgeçmek zorunda kalacaksın.
Mas vives noutro mundo, Pony, e terás que lhe pôr um fim.
Sana gerçeği söylüyorum, Pony.
Estou a dizer-te a verdade, Pony.
Şimdi de sen zırlamaya başlama, Pony.
Agora, não comeces a chorar também, Pony.
Senin günbatımlarını sevmen gibi, Pony, altın değerinde bu.
" Por isso é que gostas do pôr-do-sol, isso é ouro.
O zamanlar... Pony Express olarak başIanıIdı.
Durante essa época... começou o que agora conhecemos por pónei-expresso.
Uh- - Bir midilli atı?
Um pony?
Ama ben o midilli atını gerçekten istiyorum, - ve bu sene çok iyi bir kız oldum. - Oh, canım.
Mas eu quero mesmo um pony e eu portei-me mesmo muito bem este ano.
- Hayır, hayır, hayır, hayır.
O Pony e a Cherry podem testemunhar.
- Olamaz! - Pony...
Pony?