English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ P ] / Portland

Portland Çeviri Portekizce

1,184 parallel translation
Portland'dan gitmelisiniz.
Tens que sair daqui. Tens que sair de Portland.
Evet, bu Portland'ın özlemiyeceğim tek şeyi.
Aí está uma coisa de que não tenho saudades de Portland.
Bugün basına saldırırsan... yarın tüm hikayeler senin kızgınlığın... ve Portland'daki problemlerin hakkında olacak.
Se atacas os media hoje... amanhã as reportagens vão ser sobre o teu mau feitio... e os teus problemas em Portland.
Moose'un geçmişte Portland'da, şehir parkının bitimindeki evinin dışındaki... protestolar şiddete döndüğünde eleştirildiğini öğrendik...
Soubemos que há algum tempo, em Portland, Moose foi criticado... por violência contra protestos à porta de casa por ter encerrado um parque.
Ve son 5 yıldır Portland'ta bir orduda görevliymiş.
E nos últimos cinco anos, esteve numa base do exército em Portland.
PortIand'Iı bir grup, değiI mi?
São de Portland, não são?
Oğlum Hare Krishna tarikatından hippi olduğu gerekçesiyle atıldı ve artık Portland metrosunda yaşıyor.
O meu filho foi recentemente expulso da Seita Hare Krishna por ser demasiado hippie e, neste momento reside no Sistema Rodoviário Subterrâneo de Portland.
Portland'dan Harry'nin en iyi arkadaşı, Howie.
Este é o padrinho do Harry, o Howie, de Portland.
10 : 52 Phoenix, Dallas'la bağlantılı 10 : 55 Portland yine geç kaldı.
O das 10h52 da Phoenix com ligação a Dallas. O das 10h55 de Portland está atrasado, outra vez.
Portland'da tanıştığın bir kız, kutlama yapmaya gelecekti ama gelmedi.
E aquela rapariga que conheceste em Portland devia ter aparecido para festejar. Mas não apareceu.
Bakalım. Austin, İstanbul, Sri Lanka, Portland...
Vejamos, Austin, Istambul, Sri Lanka, Portland,
- Portland'a gitti.
- Foi para Portland.
- Portland mı?
- Portland?
Merhaba, Surfliner ile Portland'a gitmek için iki bilet.
Olá, quero dois bilhetes para Portland.
Portland'daydım.
Estive em Portland.
Orası Portland.
Ali fica Portland.
Portland Bürosu'ndan.
Escritório de Portland.
1986 Chicago'nun Portland Maine'deki Cumberland Civic Center'daki kaçak çekimi.
Está aqui uma cópia de 1986 de "Chicago ao vivo... " no Cumberland Civic Center ", em Portland, no Maine.
Portland Zamparası mı?
O Pêndulo de Portland?
Oregon, Portland'da sahnedeydim, ve sahne kenarında oturan bir kadın vardı votka tonik yüzünden zavallı garsonu azarlıyordu.
Estava no palco em Portland, Oregon, e estava uma mulher sentada ali ao lado... e estava a queixar-se à empregada do vodka tónico.
Ve Portland Zamparası doğdu.
E nasceu o Pêndulo de Portland.
- Evet. - Portland Zamparası.
O Pêndulo de Portland.
Şu Portland Zamparasına söyle Vegas Harem Ağası olmak istemiyorsa bu mülkiyeti derhal terk eder.
Diz a esse Pêndulo de Portland... que se não quiser tornar-se no eunuco de Las Vegas... tem de sair da propriedade o mais cedo possível.
Özel bir Portland Zamparası gösterisi ayarlamaya çalışabilirim.
Podia tentar arranjar... um espectáculo privado do Pêndulo de Portland.
Portland'ın bana ihtiyacı var, anne.
- Mãe, Portland precisa de mim.
Seth Portland'da kalmak istiyor?
- O Seth quer ficar em Portland?
Öyleyse Portland'a gideceksin?
- Então vais para Portland?
Portland'a gidiyorum.
- Vou até Portland.
Gördün mü? Bir çoçuğun uzakta olması için Portland'da olması gerekmiyor.
Uma adolescente não precisa de estar em Portland para estar distante.
Portland'a gidecektim,
- Estava para... ir até Portland.
Gerçekten, yatılı okul, Portland, neresi olursa, Eninde sonunda oradan gidecektim.
Honestamente, o internato, Portland, o que fosse, eu saía de lá mais tarde ou mais cedo.
Seni Portland'ın mucizelerine inandırmış mıydım?
Já te gabei as maravilhas de Portland? Podíamos fazer uma digressão.
Portland ile Newport arasında o kadar yolu nasıl geldin?
Como é que foste de Newport para Portland naquele barquito?
Azıcık korkuttu bu beni, teknemi nakit paraya karşılık rehin verdim ve GreyHound ile Portland'a gittim.
Passei-me um bocado, penhorei o meu barco por dinheiro, apanhei um Greyhound para Portland.
Portland'da akrabalarımız var.
- Temos família em Portland.
Babası Portland'a taşınıyor.
O pai vai para Portland.
Belki de Portland'a gider ve takım kaptanıyla, çıktığı kız için kavga ederim.
Sim, talvez eu apareça em Portland e me apaixone pela namorada do capitão da equipa de futebol.
- Peki onu Portland'dan aradın mı?
- Podia ter-lhe ligado de Portland.
- Tabi ki onu Portland'dan aradım. Her gün.
- Liguei, todos os dias.
Portland'a taşınıyorum.
Vou mudar-me para Portland.
Size Portland'da katılmam mümkün değil mi?
Não posso ir ter com vocês a Portland?
En büyük haber. Enron, Portland General ` ı satın alacağını açıkladı.
A maior, da Enron que anunciou a compra da Portland General.
PGE ile birleşme Enron ` u elektrik işine soktu. PGE ` nin batı sahilindeki konumu dolayısıyla Enron daha yeni devlet düzenlemelerinden arındırılmış Kaliforniya piyasasına girecekti.
A fusão com a PGE colocou a Enron no negócio da electricidade, e a posição da Portland General na Costa Oeste deu à Enron acesso ao novo mercado desregulamentado na Califórnia.
Portland General, kazanç güzel, nakit akışı iyi.
Portland General, novamente, bons lucros e bom cash-flow.
Zor zamanlar geçirdi.Ailesi uyuşturucu işi yaparken...
Ele tem sido muito castigado. Os pais eram traficantes em Portland.
Portland'da bir yerde bir çöp kutusunda buldum.
Ganhei-as numas rifas algures em Portland.
Sadece Portland'a gidiyorum.
Eu vou só para Portland.
Portland güzel görünüyor. Evet.
- Portland parece porreiro.
Portland'a hoş geldin, sürtük.
Bem-vindo a Portland.
Harika.Ben tekrar evleniyorum ve sen beni dinlemeye karar verdin.
Insisti e disseram que devia ver quem está no conselho de administração. Óptimo. Vamos a Portland, ou a Boston, se for preciso.
Güzel.Portland'a gideriz.Ya da Boston'a.
A mulher dele era a responsável.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]