Pringles Çeviri Portekizce
81 parallel translation
Dinle, sorun çıkartmak istemiyorum ama diğer Pringles tırtıklı ve benim tırtıkla sorunum var.
Quando amantes se separam
Bu, benim Pringles'ım. - Bunu, bunu gördünüz mü?
É uma música triste.
Pringles'ı ben aldım.
E cometi erros na minha vida
Seks jeli çaldım ve sana hemen şimdi ihtiyacım var. Pekâlâ, mahkeme salonunda görüşürüz. Ve ben, kadın o Pringles'ı istedi.
- Eu percebo mas ele vendeu a sua cadeia Mike e agora quer chamar à sua nova cadeia Mike.
Benim suçum değildi. Ben Pringles'ın... - Bu saatte ne istiyor?
O que o meu cliente pagou deverá comprar o nome de marca Mike.
Kalp krizi. Koşu yaparken düşüvermiş.
- Estas Pringles são minhas.
Bunu, onun... Onun karısı mı söyledi?
Eu tenho as Pringles!
Evet. Bunun sadece bir orta yaş krizi olduğunu söyleyebilmek isterdim.
Se ela ía ficar com as Pringles, não seria orgulhosamente.
Kalçaların kucaklaşan iki pringles gibi gözüküyor.
O teu rabo faz-me lembrar duas "pringles" a abraçarem-se.
500 muhendisim var ve eğer sermayemizin olmadığını öğrenirlerse büyük kargaşa çıkar.
Tenho 500 engenheiros... e se eles descobrem que não temos Pringles, teremos uma revolta em mãos.
Ben acı soslu Pringles ekle dediğimde hayır demiştin.
Quando te pedi para incluíres Pringles, disseste que não.
Kendi kilonuz kadar Pringles yediniz.
Você está destruindo seu peso com Pringles.
- "Pringles" var mı?
Tem Pringles?
Sonra Pringles kutusu gibi açılıversin.
Depois, salta-lhes a tampa como uma lata de Pringles.
Ah, şey, evet, bir paket Pringles.
Sim, um pacote de Pringles.
Pringles, kırmızı tüp içerisinde yer alan cipsler.
Pringles, as batatas fritas no pacote vermelho.
Pringles mı?
Pringle?
- Peki. - Sen Pringles'ı al.
- Pringles.
Kit Kats, Nachos, Pringles.
- Kit-Kats, Nachos, Pringles.
Ona ilk "seni seviyorum" dediğim de aslında bunu sana ve bir torba Funyuns'a dediğimi öğrendiğinde nasıl tepki verecek?
Como é que ela vai reagir quando souber que a primeira vez que lhe disse "Amo-te", estava na verdade a dizer a ti por causa de uns pacotes de Pringles?
Ve artık Funyuns da yemiyorsun bu yüzden çok da garip değil.
E já ultrapassaste isso das Pringles, por isso não é estranho.
Çeşit çeşit Pringles ve yetişkin pedleri.
Pringles de vários sabores, fraldas para adulto,
ve bu Pringles ( Bir çeşit Cips ) planının bir parçası mı?
E esta batata? Tudo isto faz parte do seu plano?
Dr. Pepper, Pringles, Tastykakes?
Bebidas com gás, batatas fritas, aperitivos?
- Pringles'a bayılırım.
- Gosto de Pringles
Benle Lois evlenmeden önce, bu yeni arkadaşımız ona resmen Pringles kutusu döşemiş.
Antes de eu e a Lois nos casarmos, o nosso novo amigo costumava escorregar nas velhas latas de Pringles dela.
Hassas olmak birçok Pringles'a mal oluyor.
Estar tão vulnerável consome muitas Pringles.
Arapça Pringles.
Pringles árabes.
- Pringles kutusu nerede?
- Onde estão os "Pringles"?
Pringles kutusunda olan soktuğumun elmasları nerede?
Onde estão o caralho dos diamantes que estavam na caixa de Pringles?
Daha çok Red Bull ve Pringles gibisin.
Está mais para ser Red Bull e Pringles.
Pringles'dan hoşlanırım.
Gosto de batatas fritas.
Pringles kutusunun içinde.
Presa numa lata de Pringles.
Barbekü soslu Pringles bitmiş, haberin olsun.
Mãos ao alto, meu. Estás sem Pringles de churrasco.
Hey, üç sayılık atışçısı, gönder.
Olha, faz um cesto tripo com as Pringles.
Sheldon, Pringles'ın içinde neler var?
Sheldon, quais são os ingredientes das Pringles?
Ver şu Pringles'ı bana!
Dá-me o raio das Pringles!
Tom Selleck, Rollie Fingers, ya da Pringles Adam?
Tom Selleck, Rollie Fingers, ou o homem das Pringles?
Her zaman Pringles Adam'ın gözlerinin çok çekici olduğunu düşünmüştüm.
Sempre achei que o homem das Pringles tinha os olhos mais sinceros.
Pringles paketlerinden anten yapıp Neuromancer okuyup ve Call of Cthulhu oynayarak.
A construírem antenas a partir de pacotes de Pringles, a lerem Neuromancer e a jogar'Call of Cthulhu'.
Pringles'ı iyi hazmeder.
Ele consegue digerir Pringles.
Otelde küçük bir paket cipsle baş başa kaldım. Eurosport'ta Malezya'daki golf turnuvasını izledim.
Acabei sozinho no hotel com um pacote de Pringles a ver o golfe da Malásia no Eurosport.
İlkini Youtube'da Pringles reklamında gördüm.
Eu vi um, de batatas fritas, no YouTube.
Bence Pringles patlama noktası olmamalıydı.
Sim.
Para kazanmanın utanç verici bir tarafı yoktur.
Eu não quero arranjar problemas, mas estas Pringles são onduladas.
Boşboğazlığımı bağışlayın.
- A vou ter contigo ao tribunal. - Ela queria Pringles...
Biraz da Pringles.
Quero umas Pringles.
- Pekala Pringles, Nachos- -
Tudo bem, Pringles, Nachos. E não te esqueças dos Ding-Dongs.
Gidip Pringles alacağım.
Eu vou arranjar umas Pringles.
Pringles konservesi, devam et.
Lata de Pringles, mas continua.
Aynı Pringles gibi.
Como as Pringles.