Quanta Çeviri Portekizce
1,072 parallel translation
Çirkinlik.
Quanta feiúra.
Olmo!
- Quanta polenta comemos juntos!
Bekle beni...
- Quanta polenta! Olmo!
Zavallı dul Pioppi!
Pobre viúva Pioppi! Quanta violência!
Çekebildiğin kadar sert çek.
Aperta com quanta força tiveres.
Ona verebileceğimiz her türlü yardımı vereceğiz.
E vai receber quanta lhe pudermos dar.
Her sene payïna ne kadar tavuklu chow mein düstügünü tahmin edersiniz.
Imaginem quanta "Massa Minha" de galinha lhe entra na conta por ano.
Oh, Tanrım- - Ne kadar naziksin ama- -
Oh, Deus.. quero dizer, quanta generosidade, mas..
Ne kadar da alçakgÖnüllüsünüz.
Quanta modéstia a sua.
Bell, ne kadar eminsin?
Bell, quanta certeza tens?
Burada ne kadar Ambrosa vardır sizce?
Quanta Ambrosa pensam estar aqui fora?
- Harcadı mı çok para?
- Quanta massa gastou
El değmemiş!
Quanta besteira!
Ne kadar açsın?
Quanta fome tens?
Oğlunu terk etmek ne kadar cesaret ister?
Quanta coragem é preciso para abandonarmos o nosso próprio filho?
Hatamı bu kadar çabuk unutmanız ne kadar büyük bir iyilik.
Quanta bondade, esquecer tão depressa o meu erro.
Git hadi küçük balık, seni yakaladığımda istediğin şeyi sana vereceğim.
Vai, peixinho, leva quanta linha que quiser que no fim eu te apanho.
Kaç para istiyorsun, dostum?
Quanta guita é que queres, pá?
Ne kadar su çıkarmışlar?
Quanta água conseguiram tirar?
* Baba seni ne kadar çok özledim.
Papa, quanta falta sua sinto...
Birinin, senin için kepazelik yapması mı?
Quanta merda é preciso fazer para ti?
Bu ne lüks.
Quanta luxúria.
Tanrım, epey kalabalık.
Meu Deus, quanta gente.
Bir kadın ne kadar serüven kaldırabilir ki?
Quanta aventura pode uma mulher aguentar?
Düşen ağacın gürültüsünde... Saat şu an 1 : 30 ve Lumberton'un sesi radyosunu dinliyorsunuz... Bir köstebeğin bir ağaçtan geriye ne bıraktığının iyi bilindiği şehir, Lumberton
Ao som da árvore que cai... é 1 : 30 e esta é a poderosa voz de Lumberton... a cidade onde o povo sabe quanta madeira rói uma marmota.
- Poirot? Merhaba.
Quanta gente.
Kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz, hanımefendi?
Meu Deus, quanta organização!
- Yerinizi değiştirdik.
- Não. Quanta humildade! ...
Karanfillerim için ne kadar su alabilirim?
Para os meus cravos? Quanta me dará a administração?
Reaktörle aramızdaki zırhın kalınlığına bağlı.
Depende de quanta protecção exista entre nós e o reactor.
Şu et yığınına bak.
Olha-me quanta carne.
Nasıl bir aşk hayatı?
Quanta vida amorosa?
Bir koruman olması için ne kadar ünlü olman gerekiyor?
Quanta fama tu tens que ter para precisares de guarda-costas?
- Çok adamımız var, değil mi yargıç?
- Quanta emoção. Olá Juiz.
Ne kadar vefasızsın!
Quanta ingratidão.
Doğrusu, sistemi daha ne kadar bu baskıya dayanır, bilmiyorum.
Francamente, eu não sei quanta mais pressão ele pode suportar.
- 4.659'uncu kez.
- Acabei de me declarar para a Rebecca não sei pela quanta vez. Pela 4.659 vez.
Bu bize ne kadar radyasyon yediğimizi mi söyleyecek?
Isto informa-nos sobre quanta radiação estamos a apanhar? Como é?
Güzellerim benim.
Quanta gente bonita.
Bu kadar negatif bir akım yaratmayı kim başarır?
Quanta energia negativa foi precisa para gerar um fluxo deste tamanho?
Ve nesin sen, ey tapılası asalet?
A quanta paz deve o rei renunciar... que os demais podem desfrutar!
Bu gece yaptıklarımı duyunca bana ne kadar inancı kalacak bakalım.
Veremos quanta fé é que ele tem quando souber o que eu fiz hoje.
O madenden yine ne kadar gümüş çıkarmamız gerekiyor?
Quanta prata é que vamos começar a tirar outra vez da mina?
- Kızlara bak!
Olha quanta agitação! Olha só aquelas lindas raparigas!
İlk çocuğu doğduğunda ne kadar deneyime sahip olduğunu... çok merak ediyorum.
Sou forçado a questionar quanta experiência ele tinha como pai quando o primeiro filho dele nasceu.
Üzgünüm, Bay Singer, ama dünyanın haksızlıkları ile ilgili bir sürü insan bana geliyor ve kalbim parçalanıyor.
Lamento, Sr. Singer. Sabe quanta gente vem aqui falar-me sobre as injustiças do mundo? Partiria o seu coração.
Halk Hizmetleri'ne, yani bana getirdiler. Ve ben de yıllar sonra onu buraya getirdim. Kim bilir ne acılar çektiniz.
Disseram-me nos Serviços Humanitários, e eu estou a trazê-lo, depois de todos estes anos, depois de, quem sabe quanta dor, depois do desnudo e da morte, trago-o de regresso a vossa casa.
Çok merak ediyorum.
Quanta inquietação, quantos pesadelos e pressentimentos.
Bay Hammett, onur duydum.
Sr. Hammett, quanta honra.
Bu kadar sıkı bir güvenlik.
Quanta segurança.
Sence bu ne kadar acı satın almaya yeter?
Quanta dor acham que isso compra?