English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Q ] / Quatro

Quatro Çeviri Portekizce

35,835 parallel translation
ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
FIM DA PARTE TRÊS PARTE QUATRO
- Dört gün oldu ve hâlâ devam ediyor.
Sim, quatro dias. E está em curso.
İçkiye ilaç koyuyor, dört saat kadar baygın kalıyorsunuz sonra uyanıp "Ne oldu lan?" diyorsunuz.
Então, ele droga a bebida e passam cerca de quatro horas desmaiadas. Depois, acordam e dizem : "O que raio aconteceu?"
Aranızda tuvalet eğitimi almamış dört yaşında çocuğu olan vardır.
Há pessoas no público com filhos de quatro anos que não sabem usar o bacio.
Utanıyorsunuz, biliyorum, çünkü dört yaşında çocuğu olanlar tanıyorum.
Sei que se sentem envergonhados. Tenho amigos com filhos de quatro anos...
Dört yaşındakiler altına kaçırmamalı çünkü dört yaşındakilerle konuşmak mümkündür.
Mas uma criança de quatro anos não deve cagar nas calças porque podemos conversar com ela.
Veya dört yaşında bir çocuk annesini vurunca "Bugün bir şey yazmayacağım" diyorlar.
Ou uma criança de quatro anos dá um tiro na cabeça da mãe. Eles dizem : "Hoje não vou escrever nada."
Dört, beş ve altılar çan eğrisinin göbeğindeler.
E quatro, cinco e seis são a parte mais substancial da curva sinusoidal.
Dört, beş, altı ve yedi, sekiz, dokuz, on.
Quatro, cinco, seis e sete, oito, nove, dez.
Beş olduğumu biliyorum, çünkü nüfusun % 95'i dört, beş, altı, yani sıradan görünen biri.
Sei que sou um cinco porque noventa e cinco por cento da população é quatro, cinco, seis. Aparência mediana.
Eğer iyi bir hızda yürürsek ana kampa dört saat içinde varabiliriz.
Se andarmos a um ritmo decente, então Podemos chegar ao campo de base em quatro horas. Carregando o rover levou tempo,
Hayatımın son bir yılı boyunca yaklaşık 10 santimetre daha büyümemi, yeni okula gitmemi yeni arkadaşlar edinmemi kaçırdı.
Para o último ano da minha vida, Ele me faltou crescendo cerca de quatro centímetros mais alto,
Burada sadece dört ekip üyesi olduğunu fark etmişsinizdir.
Então você vai notar que há apenas quatro membros da tripulação aqui,
Diğer dört ekip üyesi ruh hâli, duygu, dürtüsellik ve uykusuzluk sorunları yaşadı.
Quatro outros membros da tripulação experimentaram problemas com humor, Emoção, impulsividade, insônia.
Hayatımın 4 yılı... 20 yıl boyunca hazırlandım.
Quatro anos da minha vida. 20 anos de preparação e terminou tudo.
Son dört dakika.
Faltam quatro minutos.
Dört mahkûmdan birini mi?
Um em cada quatro?
Elleri parmaklılarda, zincirlenmiş her dört insandan biri özgürlükler ülkesinde hapsedilmiş durumda.
Um em cada quatro seres humanos que estão atrás das grades, acorrentados, em todo o mundo, estão aqui na terra da liberdade.
Önceleri mal statüsüne sahip olan dört milyon kişi vardı ve bir zamanlar Güney ekonomisinin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyorlardı.
Quatro milhões de pessoas eram propriedade e uma parte essencial do sistema económico de produção no sul.
Dördü 18 yaş altında olan bu çocuklar, DNA verileri hepsinin suçsuz olduğunu kanıtlayana kadar altı ile on bir yıl arasında yetişkin cezaevlerinde yattılar.
Estes miúdos, quatro deles com menos de 18 anos, foram para prisões de adultos durante 6 a 11 anos, antes das provas de ADN indicarem que estavam todos inocentes.
Dört genç kız...
Depois das quatro raparigas que foram...
Kabaca dört yasa koyucudan biri buna üye.
Cerca de um em cada quatro legisladores estaduais são membros.
ALEC'in kırk küsur yıldır var olduğunu bilmek şaşırtıcı.
É absolutamente chocante saber que o ALEC existe há mais de quatro décadas.
18 aydır hiçbir dava açmadı ama dün kendisini Bay Sutter'ın avukatı olduğuma dair bilgilendirdiğimde 5 saat içinde askıya alma kararı çıkarttı.
E nos últimos 18 meses, não avançou com ação nenhuma. E depois ontem, quando o informei que representava o Sr. Sutter, quatro horas depois suspendeu-lhe a licença e está a tentar fazê-lo de novo.
Tara, dört dakika önce aradım biliyorum ama tam saat 7'de demiştin.
Olá, Tara. Sei que liguei há quatro minutos e sei que disseste às 19 em ponto.
- Galiba dört yasal sayfa olan bir mektup...
Acho que foram quatro cartas... - Isso é de mais.
Yıllar boyunca dördümüzün oradan oraya gezmemiz ve birbirimiz ile karşılaşmamız. - Yeniden ikimiz kaldık.
Depois daqueles anos todos com os quatro sempre a correr, a esbarrar uns nos outros e agora somos só nós os dois outra vez.
O Eddie George, Heisman ödülü kazandı Yılın çaylağı oldu, Dört kez Bowl'da oynadı 100 bin kilometre koştu ve bir keresinde çok yakın arkadaşım oldu.
É o Eddie George, vencedor do Troféu Heisman e novato do ano. Foi Pro Bowl quatro vezes, correu mais de 10 mil jardas e, há muito tempo, foi um amigo chegado.
Beş saat içinde 4 şehrin elektriği kesildi.
Quatro cidades "apagadas" em cinco horas.
4 Şehirde de karartmanın gerçekleştiği alan aynı boyutta.
A zona do apagão abrange a mesma área em todas as quatro cidades.
- Eli'ı aklıyla 4 ajanı öldürdü.
O Eli matou quatro agentes com a mente.
Son yolculukları... Son yolculukları için hazırlıklı olmamız gerek.
Há quatro agentes caídos que precisam de ser preparados para a sua... última viagem para casa.
Dört defa kazandı.
Já ganhou quatro vezes.
Eğer çıktığında, 1,0,5 gösteriyorsa, bu senin şişman olmadığını gösteriyordur.
E quando a balança der a leitura "quatro, sete," sabes que não és gorda.
Bak, 3 öğlen, 4 akşam yemeği yedik birlikte.
Olha, nós encontramo-nos em três almoços e quatro jantares.
Yani bu herif, aynı otelde aynı günler içinde. iki çifti öldürdükten sonra kendi de öldürülüyor?
Então... este tipo mata quatro pessoas com dias de diferença no mesmo hotel e acaba morto?
Kilisenin en ücra köşelerinde Sean adlı bir herifle dört yılımı geçirmek zorunda kaldım.
Passei mais quatro anos com um homem chamado Sean, nos cantos escuros de uma igreja.
Evet ama bu müzikal bir koltuk... 24 saat boyunca müzik dinleyebilirsin nasıl dinlersin ki?
Sim mas é uma cadeira musical. Temos que ouvir música durante vinte e quatro horas. Como ouvir?
İki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir.
Dois, três, quatro, cinco, seis, sete, oito, nove, dez, onze.
Dört bavula ve bir şapka kutusuna sığdırabildim.
Consegui reduzir para quatro malas e um caixa para chapéus.
Dört ton var.
Tenho quatro toneladas.
- Dört ton mu?
- Quatro toneladas?
Dört ton mu var?
Tem quatro toneladas?
Dört ton, çok büyük para.
Quatro toneladas valem muito dinheiro.
Dört AK-4 piyade tüfeği ve iki av tüfeği.
São quatro AK-4 e duas caçadeiras.
Şunun dört numaralı raf olduğunu görebilirsiniz.
Aquela é a prateleira número quatro.
Chico, Mweko'ya takviye ve koruma için üç dört memur almasını söyle.
Chico, diga ao Mweko para enviar três ou quatro agentes como reforços. Eles têm mais armas.
Bir ailem var, dört kiz babasiyim.
Eu tenho uma família, sou pai de quatro raparigas.
Dört...
Há quatro...
Gezici robotu yüklemek zaman aldı.
Nossas baterias já estão abaixo de quatro e
Saat 4'dü.
Eram quatro da manhã.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]