Quem Çeviri Portekizce
322,325 parallel translation
İkinizin kardeş olduğu kimin aklına gelir ki?
Quem julgaria que vocês os dois são irmãos?
Siz de kimsiniz?
E quem serás tu?
Sakat kim?
Quem é o aleijado?
- Kimsin sen?
- Quem és tu?
Peki bu kim?
É quem é ela?
Bu kim peki?
Então, quem é esta?
Bence Lagertha "kimi" kurban edeceğimizden bahsediyor.
Acho que a Lagertha se está a referir a : "quem vamos sacrificar?"
Büyük ordumuzun lideri kim olacak?
Quem será o líder do nosso grande exército?
Kim, kimi göreceğim?
Quem? Ver quem?
Kiminle evlisin güzel prensesim?
Com quem estás casada, minha linda?
Bu kadını yeni kocasına kim takdim edecek.
Quem entrega esta mulher ao seu novo marido?
Keşke söyleyebilsem.
Quem me dera sabê-lo.
Diğer krallar ve reislerle gücümüzü paylaşmayı reddediyoruz kim olurlarsa olsunlar, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar.
Recusamo-nos a partilhar o poder com qualquer um dos outros Reis e Condes, quem quer que sejam, independentemente do seu poder.
Kim?
Quem?
Kim geldi?
Quem chegou?
Onlara her şeyi o anlattı.
Que foi quem lhes contou tudo.
Gerçekten değer verdiğin tek kişi kendinsin.
A única pessoa com quem realmente vos importais... É convosco.
Şimdi kim çiftçi olmak ister?
Quem quer ser um agricultor agora?
Benim gibi düşünmeyenler kendinize şunu sorun "Karşımızda kim durabilir?"
E aqueles que não sentem, perguntem-se : "Quem se atravessa no nosso caminho agora?"
Kim beni takip edecek?
De vocês todos, quem irá seguir-me?
Kim benimle savaşa gelecek?
Quem me seguirá para a batalha?
Kim kalıp çiftçilik yapacak?
Então, quem vai ficar e cultivar?
Orduyu bir arada tutmak istemeyen sensin!
És tu quem não quer manter o exército unido.
Kim demiş?
- Quem te disse?
Kim kapıyı çalmak ister?
- Quem quer bater?
Kim benle çıkmak istemez ki?
- Quem não iria querer me namorar?
Sanırım artık yeni evlerinde çöpü kimin çıkarttığını biliyoruz.
Acho que sei quem está a levar o lixo para um novo local.
Ama seni buraya getiren benim.
Mas, fui eu quem te deixou nesta situação.
Terbiyesiz, adi. Sen kime adi diyorsun?
A quem estás a chamar de lixo?
Bence herkese hakkını vermek çok önemli.
É importante reconhecer o mérito a quem de direito.
Katie keşke burada olsaydın.
Katie, quem dera que estivesses aqui.
Çünkü biraz sonra kimin geldiğini söylediğimde, vereceğin tepki iştah gibi şeylerin bir anda aklından çıkmasına sebep olacak.
Porque quando eu te disser quem cá esteve reagirás de tal maneira que deixarás de ter apetite.
Konuşan kişi suyun kilometrelerce altındaymış gibi gelir.
Como se quem fala estivesse longe ou debaixo de água.
- Kimin geldiğini söyleyeyim?
- Quem devo anunciar?
Pekâlâ, bunu bu kadar ciddiye almak zorunda değildin.
Pronto, já não está cá quem falou.
Kardeşim. Bu tilki de kim?
Mano, quem é esta brasa?
- Bunu kim söylemiş? - Sen söyledin dostum.
- Quem é que diz isso?
- David kim?
- Quem é o David?
Bekle. "Biz" kim?
Espera lá. "Nós" quem?
Hayır, ben sana yardım ediyorum.
Quem te está a ajudar sou eu. Disciplina.
Burası kimin evi?
De quem é a casa?
- Kim?
- Quem?
Hey, ustan kim?
- Quem é o empreiteiro?
Ne yaşanacağını ya da nasıl sıçıp batıracağını kim bilir?
Quem sabe o que vai acontecer ou como vais foder tudo?
Erkek kardeşi mi?
- Quem é que atropelaram?
Kim incinecek ki?
Quem seria prejudicado?
Kim o?
Quem é?
Alkolik olmayanların da.
Quem não é também diz.
Sen kime cadı diyorsun?
A quem estás a chamar de bruxa?
- Bizim de bağışladığımız gibi...
Perdoa-nos as ofensas como nós perdoamos a quem...
- Sadece suçluysan kaçarsın.
- Só foge quem é culpado.