Rab Çeviri Portekizce
932 parallel translation
Jean Millet'in pişmanlığı ve ızdırabı artıyor.
O remorso e o desespero decidiram o destino de Jean Millet.
Izdırabımızı yalnız sen dindirebilirsin! "
Só tu podes amenizar o nosso sofrimento! "
" Bu ızdırabı getiren gençliği keşke dilemeseydim! Lanet...
" Não deveria ter desejado juventude, isto trouxe meu sofrimento!
Ya Rab, göklerin tek hakimi, karalarla çevrelediğin azgın denizlerin efendisisin kıyamet gününe kadar biz kullarını ve donanmamızı yüce ve merhametli kanatlarının koruması altına al.
Ó Deus eterno, que sozinho expandis os céus e governais o mar devastador, que circundastes as águas com terras até que noite e dia acabem recebei na Vossa todo-poderosa protecçäo nós, vossos servos e a frota que servimos.
" Rab çobanımdır.
" O Senhor é meu pastor.
Rab çobanımdır.
O Senhor é meu pastor.
Ya Rab, insanlara suçlarını bağışladığımız gibi, suçumuzu bağışla.
Deus, perdoa-o e perdoa os nossos pecados, como nós o perdoamos a ele.
" Rab için derim :
" Direi do Senhor :
Albert, kimsenin 10 yıllık bir ıstırabın kurbanı olduğum izlenimini almasını istemiyorum.
Agora, eu não quero que alguém tenha a impressão que eu fui vítima de 10 anos de miséria.
Sadık hizmetkar ve savaş arkadaşı. Efendisinin aşırı ıstırabını bitirecek her şeyi yapabilecek biri.
O criado dedicado e grato, o companheiro de guerra, que faria qualquer coisa para acabar com a agonia do seu patrão.
Unutma ki basitliğin en harika etkisi vücut ve ruhun büyük ızdırabıyla başarılabilir.
E não se esqueça que a maior impressão de simplicidade... só pode ser conseguida... com a agonia do corpo e do espírito...
Yüce Rab'bimiz.
É Deus.
Daha Rab'bini tanımıyor.
Ela não conhece Deus.
Yüce Rab'bim onları cennetine kabul eyle.
Que Deus os receba no Seu paraíso.
Yüce Rab'bim onu cennetine kabul eyle.
Que Deus o receba no paraíso.
Yüce Rab'bimiz bu.
- É Deus?
Doğru. Yüce Rab'bimiz.
- Sim, é Deus.
Selam, ey Meryem! Rab'bin lütfunu...
Avé Maria, cheia de graça...
Rab seninledir.
O Senhor é convosco.
On dört haç, hey ya Rab'bim!
Eu mostro-te, juro por Deus!
14 yıldır oturup kalkıp günah işleyen Cleary kardeş artık ıstırabını dindirecek. - Şükürler olsun!
O irmão Cleary, pecador de longa data, seja na vertical, seja na horizontal, vai celebrar o ofício.
Izdırabınız var mı?
A menina sofre?
Rab benim çobanım, hiçbir şey istemem.
O Senhor é meu pastor, nada me falta.
Ve ben sonsuza dek Rab'bın evinde yaşayacağım.
E habitarei na casa do Senhor por longos dias.
İyiliğe karşı kötülüğü, hassasiyete karşı tutkuyu, merhamete karşı suçu, zevke karşı ızdırabı tercih ettim.
Tens que pesar, o bem e o mal, a paixão e a ternura, o crime e a caridade, o prazer e a dor.
Tüm bu ızdırabın ortasında, birşey bana çok dokundu.
Em meio a toda essa angústia algo me tocou muito.
Ama sonra öteki dünyada da aynı ıstırabı çekmeye devam edeceğimden korkuyorum.
Mas,... até mesmo na vida vindoura,... haverá grande miséria, receio.
Tanrı'nın gazabını, cehennem ve laneti Rab'bın intikamını öğretmek için kürsümü kullandım.
Ele apelou para a ira de Deus. Para o inferno e condenação! A vingança do Senhor!
Orada öylece duruyor ve donuk bir şekilde ufka bakıyordu, yüzünde, korkunç bir ızdırabın izleri vardı.
"Ele só se erguia mirando o horizonte...", - Sr. Starbuck.
Ve Rab, Musa'ya dedi ki,
E o Senhor disse a Moisés, " " Vai.
" Rab, Tanrı'mızdır.
" "o Senhor é o nosso Deus. O Senhor é Uno." "
Çünkü bu gece Rab, bizi Mısır'ın esaretinden kurtaracak.
Porque hoje à noite o Senhor vai libertar-nos da escravidão do Egipto.
" Sen kutsal olansın Rab, Tanrımız sensin.
" "Abençoado sejas, ó Senhor nosso Deus " "Que trazeis o pão da terra" "
Rab, bizim Tanrı'mız!
O Senhor é o nosso Deus!
Rab bana kızgındı çünkü ona savaşta itaatsizlik ettim.
O Senhor estava zangado comigo porque lhe desobedeci junto às águas da discórdia.
Su vaziyeti tahlili, protein rabıta tahlili, göz tahlili, kan analizi... Bir röntgenden diğer bir röntgene.
Provas de restrição de água, de proteínas, oculares, de sangue, radiografias e mais radiografa.
Şuurumun yerine gelmesiyle kendimi başka bir ıstırabın içinde buldum.
A minha volta à conciência foi um descida a outro nível de dor.
Bütün acılarını, kalan son dermânını ve kaybettiği onurunu alıp balığın ızdırabına kattı.
Ele pegou na sua dor e no que restava | das suas forças e do seu orgulho... e reuniu tudo isso | contra a agonia do peixe.
" Rab çobanımdır, eksiğim olmaz.
O Senhor é o meu pastor, nada me faltará...
Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni. Hep Rab'bin evinde oturacağım. "
Certamente que a bondade e a piedade me seguirão, todos os dias da minha vida e para sempre viverei na casa do Senhor. "
Yılda dört kez buraya gelip bir adamın ıstırabına tanık olmak zorunda olmak...
Parar aqui 4 vezes por ano e ter de ver a agonia de um homem.
"Rab benim kayam, sığınağımdır."
"O Senhor é a minha rocha, a minha fortaleza."
"Rab sığınağımdır." Duydunuz mu bunu?
"O Senhor é a minha fortaleza." Ouviram bem?
Rab.
O Senhor.
- Rab kayamdır!
- O Senhor é a minha rocha.
Buradaki ızdırabını dindirebilir.
Aqui está a cura para o teu sofrimento.
A-rab, ona sadece meydan okuyacağım.
Vou ser simpático. Só vou lá desafiá-lo.
Izdırabını bitir ufaklık.
Não sofras mais.
- Belki de ödleklik ediyorlardır. Vakit var A-rab.
- Talvez estejam com medo.
Riff ve Ice daha gelmediler.
Tem calma, A-rab. O Riff e o Ice ainda nem cá estão.
Babamız, Rab'bin annesi, bana günlük ekmeğimi ver!
Pai Nosso... Salvé, Maria. O pão nosso de cada dia...