Radley Çeviri Portekizce
252 parallel translation
"Bir Radley tımarhaneye gitmez." demiş.
"Nenhum Radley vai para um manicómio."
Boo Radley'in gerçekten geceleri gelip penceremden içeri... baktığına inanıyor musun?
Achas que o Boo Radley vem realmente... espreitar à minha janela de noite?
Hey, Jem... İki "Tom Swift" e bir "Boz Hortlak" veriyorum... Boo Radley'in bahçe kapısından öteye gidemezsin, iddiaya var mısın?
Hei, Jem... aposto um "Grey Ghost" contra dois "Tom Swifts"... como não passas do portão do Boo Radley.
Hayatım boyunca hemen her gün Boo Radley'in evinin önünden geçtim.
Passo pela casa do Boo Radley quase todos os dias.
Boo Radley'in kapatıldığı yeri bulmaya geldik.
Viemos ver o sítio onde o Boo Radley esteve preso.
Radley'lerin evinde bir pencereden içeriye bakacağız... ve Boo Radley'i görmeye çalışacağız!
Vamos olhar através de uma janela da casa dos Radley... e ver se conseguimos espreitar o Boo Radley!
Arkadan dolanıp... Radleyler'in arka bahçesindeki yüksek çitin altından geçeceğiz.
Vamos pelas traseiras... e passamos por baixo do arame farpado na parte de trás do pátio dos Radley.
Bay Radley pazı bahçesine gizlice giren birine ateş etti.
O Sr. Radley deu um tiro num ladrão que estava na horta.
Bay Radley ödlerini koparmış olmalı.
O Sr. Radley deve ter-lhe pregado um susto de morte.
Ve Scout... biliyor musun, sana hiç söylemediğim başka bir şey daha var... Hani o gece tekrar Radleylerin evine gitmiştim ya?
E Scout... sabes outra coisa que nunca te contei... sobre aquela noite em que voltei à casa dos Radley?
Radley'lerin oradan geçerken her seferinde hâlâ Boo'yu arıyordum.
Eu ainda procurava o Boo sempre que passava pela casa dos Radley.
Bayan Jean Louise, Bay Arthur Radley.
Menina Jean Louise, o Sr. Arthur Radley.
Radley'lerin verandasında durmak yeterliydi.
Só ficar na varanda dos Radley era suficiente.
Ve Boo Radley dünyaya çıkmıştı.
E o Boo Radley saiu.
O günleri daha sonra pek çok kez düşünecektim... Jem'i ve Dill'i... ve Boo Radley ile Tom Robinson'ı.
Muito havia eu de pensar nesses dias... no Jem e no Dill... e no Boo Radley e no Tom Robinson.
Boo Radley'i içimizde hissediyoruz, değil mi?
Estamos a ter um momento Boo Radley, é?
Boo Radley'in goncalı duvar kağıtlarıma dokunmasını istemiyorum.
Não quero que o Boo Radley toque nele.
Boo Radley amcanın elma ağacından düşüşümü hiç unutmam ve kolumu kırışımı.
E lembro-me da vez que cai da árvore do velho Boo Radley e parti o braço.
" Boo Radley'nin elma ağacından düştüm...
" caí da macieira do Boo Radley...
Ne zamandan beri Boo Radley oldum?
Desde quando me tornei o Boo Radley?
Boo Radley biçimi gibi,
É uma espécie de forma Boo Radley.
O çiçeğin arkasında saklanan da kim?
Quem é aquele tipo Boo Radley atrás da planta?
Plakayı not almış ve bizi aramış. Polis plakayı araştırdı ve Ben Radley'e ulaştı.
Pelo menos ele dizia que sim.
Bay Radley, Patty Case'i tanıdığını kabul etti.
Eu pensava que sim.
Adı Sean Radley.
Chama-se Sean Radley.
Sean Radley diye birinin telefon kayıtlarını istiyorum.
Preciso de uns registos telefónicos de um Sean Radley.
Sean Radley'yle ne konuşuyordunuz Bayan Ross?
De que estavam a falar Sra. Ross?
- Radley'nin çantası mı bu?
Essa é a pasta do Radley?
Bayan Radley, kocanız sizin adınızla kiralanmış bir arabayla öldürüldü.
Sra. Radley, o seu marido foi atingido e morto por um carro alugado em seu nome.
Sizi aldatıyordu Bayan Radley, öyle değil mi?
Ele estava a traí-la Sra. Radley, não estava?
Bayan Radley, arabayı bulacağım.
Sra. Radley, eu vou encontrar o carro.
Bu, arabayla ezilen kurbanımız Sean Radley.
Aquele é a nossa outra vítima, do atropelamento, Sean Radley.
Tony Massaro ve Sean Radley sahilde yakalanmadan önce Tiffany'yle neler konuşuyordu, söyler misin?
Pode dizer-nos sobre o que o Tony Massaro e o Sean Radley falaram com a "Tifanny" antes de os apanhar na praia?
Evet, tırnak süsü buldu ama Sean Radley'nin kızı Hannah'ya ait olduğunu kanıtlayamıyoruz.
Sim, ela encontrou uma jóia para unhas, mas não podemos provar que era da filha do Sean Radley, Hannah.
Bu arabayı kullanan sübyancı, avukat sübyancı Sean Radley'ye çarpmış.
Temos um carro conduzido por um pedófilo que atingiu o advogado pedófilo, Sean Radley.
Arabanın çarptığı kurban Sean Radley.
Sean Radley? É a nossa vitima de atropelamento.
Bayan Radley, bu av tüfeğini garajınızda bulduk.
Sra. Radley, encontrámos esta espingarda de caça na sua garagem.
Evan Radley.
- Nathan Sutters, Evan Radley.
Göründüğü kadar kötü değil.
- Não é tão mau como parece. - Janelle Radley.
Radley kilise yerine terzisinde biraz daha fazla vakit geçirse kötü ciltlenmiş kutsal kitaplara bu kadar benzemeyebilirdi.
Se Radley gasta-se menos tempo na igreja, e mais no seu alfaiate, ele não se assemelharia assim tanto a uma personagem de um péssimo livro.
Aşka susamış eşi kendini kocasına sunan dişi domuzlar gibi kızını teşhir ederken, Radley bundan nasılda zevk duyuyor.
Radley regozijando-se com um orgulho lamentável enquanto a sua esposa esfomeada de amor desfila a filha á procura de maridos como uma cadela com o cio por cães.
- Sorun nedir, Leydi Radley?
- Algum problema, Lady Radley?
Lord Radley'in harika burgonyasının birazını gömleğimin koluna dökmüştüm.
Um pouco do muito bom Burgundy do lord Radley derramou-se sobre o punho da minha camisa
Celia Radley için de kendine söylediğin bu mu?
É o que você diz a si mesmo acerca da Célia Radley?
Ve Boo Radley'in güney gotik geleneklerine nasıl uyduğu hakkında bir şeyler yazabilirsen harika olur.
Se pudesses escrever como o Boo Bradley se encaixa na tradição do gótico sulista, seria óptimo.
Tamam, sağ olasın Boo Radley!
- Está bem, obrigado, Boo Radley.
- Boo Radley'i koruyordu. Onu koruyordu?
- Ele estava a proteger o Boo Radley.
Ve Bob Radley'in yaptığı şeyin suçunu oğlunun çekmesine izin mi verdi?
E está disposto a que o seu filho fique com as culpas por uma coisa que o Boo Radley fez?
Dut yemiş bülbüle döndü. Bay Radley evli bir adam.
Claro, fazíamos tudo com ratos.
Sean Radley'ye çarpınca sürücünün gözünden fırlamıştır.
O condutor acertou no Sean Radley, e a lente de contacto saltou fora.
Radley.
- Radley.