Ramal Çeviri Portekizce
108 parallel translation
Ed, Cotton, yan yolda yakalayınca hemen trene atlayın.
Ed e Cotton, mal o comboio entre no ramal, comecem a saltar.
O İtalyan piçi Oriani bizi tren istasyonuna getirip, teslim etti.
Aquele italiano sacana do Oriani guiou-nos para um ramal e entregou-nos.
Milano'ya yarı yolda terkedilmiş bir hat.
Um ramal a meio caminho de Milão.
Bu hat kullanılıyor.
Alguma coisa tem passado por este ramal.
Su kaynağına demiryolu getirilmiş olacak.
Basta estender um ramal ferroviário até à fonte.
Treni Jordan'daki kısa hatta yönlendirip raydan çıkmasını sağlayın.
- Põe-no no ramal de Jordan. Descarrilará.
Kaçak treni kullanmadığımız eski yola aktarmak için... -... yaklaşık bir dakikanız var. - Anlaşıldı.
Tens um minuto para alinhar o comboio no velho ramal.
Hattan ayrılan bu ray Clayton Uçurumu'na doğru 5 kilometre devam ediyor.
Aqui. Este ramal que se separa da linha 5 quilómetros até á Ravina Clayton.
Pazar gecesi, yani yarın gece... DeLorean'ı terk edilmiş gümüş madeninin yanındaki... raylara yerleştiririz.
Amanhã á noite, domingo, vamos pôr o DeLorean aqui nas linhas, no ramal, perto da mina de prata abandonada.
Makas, tam tali rayın başladığı yerden... Clayton... yani Shonash Uçurumu'na dek 5 kilometre uzanır.
A agulha é onde o ramal se separa da linha principal, a cinco quilómetros da Ravina Clayton...
Bu saatte tren olmaz. Yerel bir hat bu.
De noite nem o comboio se ouve, a aldeia é só um ramal.
- Hayır, burası 26 19.
- Não, daqui é o ramal 2619.
Pekala Anne mavilerden birini koparmaya çalış.
OK, Mother. Experimenta esses no ramal azul.
Beyazdakilerden birini koparmaya çalış Anne.
Então os do ramal branco. O som não é do melhor.
Sizi sapakta gördüm.
Vi-os dali do ramal de acesso.
Canarsie Line çıkışına... -... rampa hattı koymaya ne dersin?
Que tal um ramal ferroviário... na linha de Canarsie?
Rampa hattı 120 milyon dolara mal olur.
Um ramal custa 120 milhões por milha.
Orayı bütün ruhunla ramalısın, Junuh.
Tem de procurar esse local com sua alma, Junuh.
Meseleyi kendim halletmeye karar verdim. Ralph Lauren, Natasha'nın masası, ben Cathy.
- Ralph Lauren, ramal da Natasha.
Aradığımız çizgi bu, nehre paralel gidiyor.
Este ramal é paralelo ao rio.
Hey, bakın, burada Yalgoo'nun kuzeyine çıkan bir yol var.
Veja. Tem um ramal aqui para oeste, ao norte de Yalgoo.
Bir tanesi Treblinka'ya gidiyormuş.
Um ramal segue para Treblinka.
Auschwitz'e giden yolda ters istikamete doğru tali bir yola girmiştik. Sanki geriye dönüyoruz gibi gelmişti.
Como era uma linha ramal que levava a Auschwitz... nós sentimos como se estivéssemos voltando.
- Görevin umurumda değil, Ramalılar da, Britanya da, bu ada da umurumda değil.
- Eu não ligo ao teu cargo, e não ligo aos Romanos, Bretões ou esta ilha.
Ama bir şeye ihtiyacın olursa Matthew'ı aramam yeterli. Bana haber verirsen olur. Tamam.
E o ramal direto é 2214, mas se precisar de alguma coisa... é só falar com o Matthew para ter certeza que posso ajudar com tudo.
- Ramal'ı görmeye gelmiştim.
Estou aqui para ver o Ramal.
Ramal'ın işi var.
O Ramal está ocupado. Volte mais tarde.
Sen dur. Ben Ramal'ı çağırayım.
Eu chamo o Ramal.
Organize suçlarla mücadele bölümü dâhili hat 107.
Unidade Conjunta de combate ao Crime Ramal 107
Gelirken bizi buradan çıkaracak bir yol gördün mü?
Quando vinhas para aqui viste algum ramal para sair daqui?
Bu su borularına yönelen kanalizasyon son derece karmaşık.
Os esgotos levam a este ramal e a este edifício.
- Dahili numaran nedir, Morris?
- Qual é o teu ramal, Morris? - 3838. Porquê?
Ortağı Tony Dennison ile.
A chamada veio do ramal do sócio, Tony Dennison. - Quanto tempo conversaram?
Genel ofis danışmanının dahili numarası 6970.
O ramal do departamento jurídico é 6970.
Dün geceki son arama Beyaz Saray santraline yapılmış.
A última foi para um ramal da Casa Branca.
Önde dahili numaram, arkada da ev telefonum var.
O meu ramal do trabalho, está na frente. O telefone de casa está atrás.
Hangi hatta bağlandığını öğrenebilir misin peki?
- Dá para saber qual foi o ramal?
49 numaralı hat, lütfen.
Ramal 49, por favor.
Bu işin peşini hemen bıramalısın.
Esquecer tudo.
İltisak hattınız doğu tarafını çalıştırmak için alındım.
Contratado para os próximos 2 km do ramal, a leste do vale.
Ebu Ramal gibi bir adamı serbest bırakmak bu ülkenin gayesine nasıl yardım eder?
Como é que libertar um homem como o Abu Ramal faz isso?
Ebu Ramal gibi.
- Tal como o Abu Ramal.
Ülkeyi ele geçinp radikal bir hilafet getirme niyetlerini belirten asiler hükümetin beş yıl önce yakaladığı liderleri Ebu Ramal'ı serbest bırakmaya da kararlı.
Os rebeldes, cuja intenção manifesta é conquistar o país e instituir um califado radical, também estão determinados a libertar o seu líder, Abu Ramal, que foi capturado pelo governo há cinco anos.
Ramal genç kızları seks kölesi yapmak, sokakta kafa kesilmesi ve infaz yapılması gibi Orta Çağ adaleti uygulamalarını içeren aşırıcı görüşleriyle ünlü.
Ramal é conhecido pelas suas ideias e práticas extremas, por usar jovens como escravas sexuais e um método de justiça medieval que inclui decapitações púbicas e execuções nas ruas.
Ramal şu anda Yemen'in en kötü şöhretli cezaevi olan Ogygia Hapishanesi'nde tutuluyor.
Ramal está atualmente preso na penitenciária mais notória do Iémen, a Prisão de Ogygia.
Ama oradaki canavarlar, Ramal ve adamları 20 dakika bile yaşamama izin vermez.
Há monstros ali dentro. O Ramal e os homens dele não me deixarão viver 20 minutos.
Ebu Ramal'ın portrelerini asıyorlar.
Estão a exibir retratos do Abu Ramal.
Ebu Ramal ve adamları beni öldürür, seni de.
O Abu Ramal e os homens dele vão matar-me. E a ti também.
Aman Tanrım!
Estamos num ramal.
- Orası, iç hat 2691'mi?
- É o ramal 2691?
Ebu Ramal'ı.
O Abu Ramal.