Ramos Çeviri Portekizce
957 parallel translation
Ertesi gün ¡ sa'nin Kudüs'e geIdigini duyan birçok insan daha paImiye yaprakIari topIadiIar ve onunIa tanismaya gittiIer
No dia seguinte muitas pessoas, quando ouviram que Jesus vinha a jerusalém retiraram ramos das palmeiras e avançaram para o conhecer.
"Pençe" nin Cenaze Töreni Trafiği Durdurdu ; 75.000 Dolarlık Buket
Funeral de "Nails" Nathan Pára Trânsito ; $ 75.000 em Ramos de Flores
- Şu kırık dallara bak.
Olhem para os ramos partidos.
Bayanlar, baylar. Bu arkadaşımızın eften püften olmadığını düşünüyorum.
Parece que nosso amigo não se anda pelos ramos.
İzleri takip edip ve otları koparmayı seviyorum.
Eu gosto de seguir pistas e observar os ramos partidos.
İşimin hakkını veririm.
Não vou pelos ramos.
Chandler. Ramos cin fiz mi?
Boa noite, Sra. Chandler.
Kimse senden iyi cin fiz yapamaz.
Ramos Gin Fizz? Como só você sabe fazer.
- Ramos cin fiz, hanımefendi.
- Ramos Gin Fizz, madame.
O zaman şarkı söyleyip cin fiz içmeye devam mı edersin?
Sai cantando e bebendo Ramos Gin Fizzes?
Madame'a kaç sipariş ulaştı?
Quantos ramos recebeu a senhora?
Orada çelenklerini asmak için belki, tırmanırken söğüdün sarkan dallarına, kırılıvermiş güçsüz bir dal ve düşüvermiş bütün çiçekleriyle ağlayan ırmağın içine.
Quando trepava nos ramos pendentes para colocar as suas coroas verdejantes, um ramo invejoso quebrou-se, e ela e os seus troféus de verdura caíram na corrente!
Ağacın yaprakları birer birer dökülüyor.
Um a um, os ramos da árvore secam e caem.
Lenny, Nick, biraz çalı toplayın ve arabanın üstüne koyup evin ortasına doğru döndürün.
Lenny, Nick, reúnam alguns ramos, ponham-nos nessa carroça, e enviem-na para o meio daquela casa.
Dalları, toprağın derinliklerine doğru büyümüştü.
Dos seus ramos nasceram tentáculos que se enterraram no chão.
Şimdi o dallardan verin.
Passe-me alguns ramos desses.
Ben, dallarına pek çok kuş konan sağlam bir ağacım.
Sou uma árvore forte, com muitos ramos para muitas aves.
Onlar sadece dallar ve yapraklarla küçük evler inşa edebiliyordu.
Só podiam construir cabanas como esta. de ramos e flores silvestres...
Dalların arasından baktığımızda, yıdızlarla dolu... gökyüzünü görebiliyorduk.
E podíamos olhar através dos ramos... e ver o céu cheio de estrelas.
Kendinizi bu arabaların altına saklayın.
Escondam-se por baixo dos ramos.
Dallarla kendinizi kamufle edin ve açığa vurmayın.
Escondam-se entre os ramos e não se exponham.
Ardıç dallarından yaptım.
Fi-la com ramos de zimbro.
- Merhaba, Doktor. - Benim işim hislerle ilgili.
- Pertencemos a ramos parecidos.
Sonra onu keserler, dallarıyla kabuklarını budar ve nehire atarlar.
E depois, ele é cortado, tiram-lhe os ramos e a casca e é lançado ao rio.
Ama Jan ile birlikte olunca, insan dallarının kesilmesine seviniyor.
Mas com a Jan, fica-se contente por nos terem cortado os ramos.
Ateş için biraz çalı getir, olur mu?
Arranja-me ramos para fazer uma fogueira.
Yol yapmak için biraz daha dal getireyim.
Vou arranjar mais ramos para fazer uma plataforma.
- Ezilmiş çalılar, toplanmış dağ çilekleri.
- Ramos partidos, bagas apanhadas.
Tıpkı bir Romalı gibi konuştun, Ramos.
Falaste como um romano, Ramos.
Ağacın dallarında bir koçun kafatası ve yüzülmüş derisi asılı.
Nos seus ramos estäo penduradas a caveira e a pele de um carneiro.
Bunu ben de duydum. Birçokları buna Dallarında altın post asılı bir ağaç olmalı.
Ouvi falar numa árvore com um velo de ouro pendurado nos ramos.
Diyor ki, yağmur dindiği zaman, ağaçlara ip gibi sarılan şeylere dönüşmüş... ve dallarda asılı kalmış.
Ele diz que quando a chuva parou, deu de caras com uma dessas coisas como cordas nas árvores... pendurada dos ramos.
Ağaçların arasındam evi görmek için döndüklerinde uzaktaki yıldızlar gibi yalnız ve titrek bir ışık gördüler.
Ao virarem-se para observar a casa através do ecrã formado pelos ramos das árvores, Arthur e Frantz sentiram uma luz fria, distante como a de uma estrela.
Sizler ağacın dalarsınız, ben de gövdesiyim.
Vocês são os ramos e eu sou o tronco. Só interessa uma coisa :
İki demet menekşe çamurda ziyan oldu.
Dois ramos de violetas pisados na lama.
Sizin gibiler askeriyenin her yerinde bulunabilir.
Há pessoas como você em todos os ramos do Exército.
Ramos'un sana göstereceği yoldan gidecek kadar akıllısın bayım.
Será mais sensato, señor, se for pelo caminho que o Ramos lhe indicar.
Ramos sessiz olmamızı söyledi.
O Ramos diz que você tem de ficar quieto.
Ramos burada bir süre güvende olacağımızı söylüyor.
O Ramos diz que estaremos em segurança aqui por algum tempo.
Ramos şifalı otlardan yaptı.
O Ramos fê-lo das ervas.
İhtiyar Ramos sizin için ne yapabilir?
O que pode o velho Ramos fazer por si?
Nerede olduklarını söylemediği takdirde ihtiyar Ramos daha fazla ihtiyarlamayacak.
O velho Ramos não vai envelhecer mais a menos que me diga onde eles estão.
Sinyor Miguel de Ramos.
Señor Miguel de Ramos.
Kurumuş dallarla veya yanabilecek herhangi birşeyle doldurun.
Encham-no com ramos secos e tudo o que arda.
Ağacı budadık.
Podámos os ramos da árvore.
Victor! Birden ağaçtaki bir hışırtı, dallara bakmamı sağladı.
Um restolhar na árvore levou-me a olhar para os ramos mais altos.
Buketler taşıyacaklar. Hepsinin içlerinde, patlamaya hazır bombalar olacak.
Levam ramos de flores que escondem bombas com um rastilho aceso.
Sonra etrafta, her yerde aradık onu ama... bulamadık, gitti.
Procurei por toda parte, com os remos, com ramos não há nada que fazer...
Kesin şu dalları!
Cortai os ramos! Depressa!
Üzerimi dallarla kapatıp git.
Cobre-me com ramos e vai.
Bir ağaç.
Os ramos de uma árvore.