Rance Çeviri Portekizce
145 parallel translation
- Hayır, hayır. Rance.
- Não, não, Rance.
Rance.
Rance.
Başkente gidip, mecliste konuşacaksınız, değil mi?
Rance, decerto que vai a Capitol City falar à assembleia?
Tabanca taşımıyordu Rance.
Ele não usava arma, Rance.
Tanrım, Rance, daha bitmedi mi?
Credo, Rance, ainda não acabaste?
İşte Rance'in yemeği.
Toma, a ceia do Rance.
- Rance, sence yapabilir miyim?
- Rance. Achas que eu podia?
- Rance bana okumayı öğretecek.
- O Rance vai-me "aprender" a ler.
Rance, üzgünüm.
Rance, lamento.
Rance mi?
O Rance?
Rance, yasal bir konu için sonra sana ihtiyacımız olacak.
Vamos precisar de si para as coisas legais que virão depois.
Rance, lütfen. Başkaları var... Bana bir içki ver.
Rance, por favor, há outros homens que... dê-me uma bebida.
Rance'a neler yapacak ettiği yemini bir duyman lazım.
Devia ouvir o que ele está a jurar fazer ao Rance.
Bay Rance, arabayı getirdim.
Sr. Rance, tenho aqui a carroça.
Git Rance.
Vá, Rance.
Rance?
Rance?
Rance Stoddard?
Rance Stoddard?
Rance!
Rance?
Rance elinde tabancayla dışarıda duruyor!
O Rance está lá fora com uma arma!
Bildiğin gibi Rance Stoddard elinde silah varken kafasındaki şapkayı bile vuramaz.
Sabem bem que o Rance Stoddard nem acertava no próprio chapéu a disparar da cintura.
Rance, Valance'ın yerinde sen olsaydın, seni...
Rance. Se tivesses sido tu em vez do Valance, eu...
- Rance, bu Handy Strong.
- Rance. É Handy Strong.
Haydi Rance.
Venha, Rance.
Rance!
Rance!
O haklı Rance.
Ele tem razão, Rance.
- Ama Bay Rance...
- Mas, Sr. Rance...
- Rance...
- Rance...
Rance dosyasında onu kötüleyecek bir şeyler olup olmadığını araştır.
Rance... Quero saber se ele tem algum ponto fraco. Qualquer coisa.
Rance.
Rance!
Çünkü Rance, Bayan Morgan ile buraya geldiğinde halkın iradesinin anlamını yeniden öğreneceksiniz.
Porque assim que o Race chegar aqui com a Senhora Morgan vocês vão compreender como funciona a vontade do povo.
Rance arayıp askeri polislerin yolda olduğunu söyledi.
O Rance diz que a Polícia Militar está a caminho.
Yarın, Rance nehri kenarında oturan buranın yerlilerinden birini ziyaret edeceğim.
Amanhã, vou ver um marinheiro que esteve em Terre-Neuve... e que mora em Bords de Rance.
Hayır, arkadaşlarla nehir kenarında yürüyorduk.
É que eu saí... pra dar uma volta perto de Rance com uns amigos.
Bu arada Bay Rance'e, yoğun iş gezilerini bölerek bizi ziyaret ettiği için teşekkür etmek istiyorum.
Gostaria de aproveitar para agradecer a Mr. Rance ter interrompido a sua viagem para cá vir.
Bay Rance, ben ve John ile daha önce sendikalara girme önerimizle ilgili görüştü.
Mr. Rance reuniu comigo e com o John para fazer nova proposta para o nosso envolvimento nos sindicatos.
Ve ben de Bay Rance'e daha önce söylediğimi söyledim :
Eu disse a Mr. Rance o que já lhe tinha dito :
Ben balayı odasından Bay Rance.
Fala Mr. Rance da suite nupcial.
Tebriklerini sunmadan önce, Bayan Rance diye birisi yok ve bu halimden çok memnunum.
Antes de passar às felicitações, não há uma Mrs. Rance comigo e ainda bem que não.
- Bay Rance.
- Mr. Rance.
Ve seninle kesinlikle iş yapmıyoruz Rance Burgess. Bu müessesede artık istemiyorsun.
A mais fascinante descoberta científica da história da Humanidade e prova de vida alienígena!
Rance Burgess'la değil. Adam sadece alıyor.
Começou a gritar, de repente, pelos braços, onde estão os braços?
Rance Burgess bir şehir, gerçek toplum kuracak bir paraya sahip.
Ainda podíamos cortar pela 22? na escola.
Rance, adamlarının çoğu ya öldü, ya ölüyor ya da kaçtı.
Com reputação de assassinos intrépidos, mas eu lembro-me do velho sargento com as histórias e homilias
Marty Rance için Jack Slavin.
De Marty Rance, sou Jack Slavin.
Ben Marty Rance.
Eu sou Marty Rance.
Ben Marty Rance.
Sou Marty Rance.
Marty Rance.
Chamo-me Marty Rance.
Marty Rance'i ziyaret etmeyi düşünüyorum.
Estava a pensar visitar o Marty Rance.
Ben Ajan Rance, bu da Ajan Dalton.
Eu sou o agente Rance e este é o agente Dalton.
Bu uyduda Rance Burgess'a karşı çıkacak bir Allah'ın kulu yoktur. Haklı.
Não sei como...
- Rance Burgess sadece bir erkek ve hiçbir erkeğin benim olanı almasına müsaade etmem.
St. Albans fica a dois dias de viagem, se queimarmos bem.