Ressam Çeviri Portekizce
1,272 parallel translation
Genç ressam kız.
A jovem pintora!
Bir ressamın çalışması değil ama bir kadının bunlar.
Não é o trabalho de um pintor, mas sim, o de uma mulher!
Artemisia Gentileschi, Floransa'daki akademinin ilk kadın üyesi oldu ve eserleri için para alan ilk kadın ressam olarak tarihe geçti.
Artemisia Gentileshi, tornou-se a primeira mulher membro da Academia de Florença. E foi a primeira mulher na História da Arte, a ser paga pelo seu trabalho.
Artemisia Gentileschi'nin resimleri, bir kadın ve bir ressam olarak onun yalnızlığının ve dehasının tanıklığını taşırlar.
As pinturas de Artemisia Gentileshi, são o testemunho do seu génio e singularidade, tanto como mulher, como pintora.
Uzun yıllar önce, 2 parlak ressam yaşardı..
Há muito tempo, havia dois artistas espantosos.
.... ve çok zengin birisine.. .... ressamın adı.
O nome do artista era Miguel Ângelo.
Diğer ressamın adı.. .... kimse bilmiyor, dönmediği için kimse ondan haber almadı
Ninguém sabe, pois nunca mais se falou dele.
Ölmüş bir ressam Programına sadık olmalı
Um artista desistiu e ela teve de refazer a agenda dela.
Bu bahsettiğim genç ressam Senatör Elwood, bu Finn Bell
Era deste jovem artista que lhe falava.
Ressam Bruce Bishop'ı tanıyor musun?
Conheces o pintor Bruce Bishop? Ele é um génio!
Bir ressam diğer bir ressamı görmek ister.
Certamente um pintor pode falar a outro pintor?
Öyle ama ben daha çırağım, ama o dünyanın en büyük ressamı.
Sou apenas um aprendiz, e ele é o maior pintor no mundo.
David bir ressam.
Ele é pintor.
İşin garip yanı, hiç de fena bir ressam değilsin.
A graça está em que até nem é mau a pintar.
Aç bir ressam olursun, oyun biter.
Passa a ser um pintor esfomeado.
- Ressam sensin.
- Agora o pintor és tu!
Ressamım.
Pinto quadros.
Bir sanatçı. Belki de fotoğrafçı, ressam.
Uma artista talvez fotógrafa, pintora.
Bu benim ressam sehpam.
Meu cavalete.
Nesneler için iyi gözlerin var, Ressam olabilmek için en önemli unsur budur.
Você tem bons olhos para coisas, o elemento mais importante para ser uma grande pintora.
Bir kaç gün önce, son derece münzevi yaşayan bir ressam olan Neville Morgan galeriye uğradı.
Há uns dias, o Neville Morgan, o pintor notável, visitou a Galeria.
Yeni bulduğum parayı ne yapmam gerektiği ikilemiyle boğuşurken Charlotte, son eserini ele geçirmek umuduyla ressam Neville Morgan'ın Connecticut'taki gözlerden uzak evine vardı.
Enquanto eu lutava com o dilema sobre o que fazer com aquele dinheiro... a Charlotte chegou ao retiro do pintor Neville Morgan, numa tentativa de assegurar o seu trabalho.
O muhteşem fikirleri olan bir ressam.
É um artista, com perspectivas brilhantes.
Yerel bir ressam mı?
Foi pintado por um artista da vila?
Flütçü olmak istiyorum çömlekçi olmak istiyorum, ressam olmak istiyorum.
Quero ser uma flautista de fim de semana. Quero ser um potter. Quero ser uma pintora.
Ressam için uzun oturman gerekti mi?
Passou muito tempo a posar para o artista?
Ressam Knutzhorn'muş.
O artista é o Knutzhorn.
Her şey... müttefik bir ordu subayının bir siyahi ressam kiralaması... ve kızının resmini yapmasını istemesiyle başladı.
Tudo começou... quando um coronel do exército da Confederação contratou um jovem artista preto... para pintar o retrato da sua filha única...
Öfkeyle öldürülen genç ressamın, kötülüğü yarattığını söylediler.
Diziam que o ódio que matou o jovem artista criou algo maléfico.
Bu harika ressamı bu gibi hikâyelerle gölgelendirmek bence çok üzücü.
Eu julgo que é triste que a memória deste maravilhoso artista seja sombreada por todas estas histórias.
Meshur bir ressam oldugunu duydum?
Ouvi dizer que te tornaste um pintor famoso.
'Iste divane ressam.
"Lá vai o pintor maluco".
İyi bir ressam olduğunu duydum.
Ouvi dizer que eras um bom pintor.
Bir ressamım, babasına bir an yardım eden bir evladım.
Sou um pintor, um filho que ajudou o seu pai.
Gotik bir kale tablosu, ressam bilinmiyor, 1920'lerden.
Quadro de um castelo Gótico, artista desconhecido, por volta dos anos 20.
Ressam direkt boyanın saf renklerini kullanmış ve sonra
O artista usou cor pura direta do tubo e depois envernizou
Resmi yapan ressam bir cadıydı.
A artista que pintou isto era uma bruxa.
O bir ressam ve barmen değil.
Não é um artista / barman.
Ama bu gece Charlotte'un galerisinin Brooklyn'den lezbiyen bir ressam olan Yael için yaptığı açılışta kötü şarap ve bayat peynir vardı.
Mas a inauguração desta noite de uma pintora lésbica, na galeria da Charlotte, transcendeu a rotina do mau vinho e do queijo bafiento.
Tamam. izzy aslında ressam değildi.
O Izzy não era realmente um pintor.
izzy Goldkiss'ın mirası. Yalnız ruhunu değil, yarattığı eserleri de miras bıraktığı insanlar tarafından Aziz Ressam olarak bilinen adam.
O legado de Izzy Goldkiss, agora conhecido como o Santo Pintor por aqueles que herdaram não apenas a sua alma mas também o trabalho de toda a sua vida.
Allahtan ressam hayatta değil de fikirlerimi rahatça söyleyebilirim.
- Felizmente, aqui o pintor está morto, o que me permite falar livremente.
Allahtan Geronimo'nun gerçek ressam olduğunu daha bilmiyorlar.
Graças a Deus que não sabem que o pintor é o Geronimo.
Angelo, gerçek bir ressamın Pissa Navona'da çalışması gerektiğini söylüyor.
O Angelo diz que um verdadeiro artista tem que pintar na Pisa Navona.
- Kendi yaşlarında biriyle evlendi, mütevazi bir geliri vardı, hem de bir ressam.
Contra a vontade da mãe. Casou com um homem cuja idade era mais próxima da dela. Um homem de posição modesta, um artista arrojado.
Bu mükemmel, Howard. Fakat berbat şovda bir tane bile Amerikan ressamı yoktu.
Está fantástica, mas não há um único americano na exposição.
Bu yeni ressamım, Jackson Pollock. James Johnson'u tanıyorsun.
Dorothy e Bill Heller, o meu mais recente pintor, Jackson Pollock.
Biz ressamız, Jackson.
Nós somos pintores, Jackson.
Ressam mısınız?
És artista?
Bahse girerim, ressam arkadaşlarınla çok eğlenmiyorsundur
Divertes-te assim tanto com os teus amigos artistas?
Sözde ressamım ben.
Supostamente sou artista.