English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ R ] / Resta

Resta Çeviri Portekizce

6,040 parallel translation
Hâlâ biri var.
Ainda resta uma.
Bizimle mücadele edecek kimse kalmadı.
Não resta homem nenhum para nos combater.
Artık elimde olan tek şey gördüğün rüyalar.
Tudo aquilo que me resta agora são os meu sonhos.
Sahip olduğum tek varlığım.
É tudo aquilo que me resta.
Bir cesetten kalanlar.
Parece que temos o que resta de um corpo.
Hayatımdaki tek saf ve eğlenceli şey o.
Ele é a única coisa pura e alegre que me resta na vida.
Sanırım benim yapmam için geriye tek bir şey kalmış.
Suponho que me resta apenas uma coisa a fazer.
Nasıl olsa hapse gireceğim için, dışarda kalan zamanımın tadını çıkarmak istiyorum.
- Já que vou para a prisão, quero aproveitar o tempo que me resta em liberdade.
Ne kadar vaktimiz var?
Quanto tempo nos resta?
Kesinlikle doğru.
Não resta dúvida!
Başka bir şeyim yok!
É tudo o que me resta.
Elimdeki tek çare sensin, ne diyorsan yapalım.
Você é tudo o que me resta.
Şimdi 59 satır daha var.
Agora resta-nos fazer mais 59 frases.
Yapabileceğimiz tek şey bu.
Essa é a única coisa que nos resta.
Bana ne kaldı peki?
E o que me resta a mim?
Belki de kalan kısa zamanımda hak ettiğin baba olabilirim.
E talvez, no pouco tempo que me resta, me possa tornar o pai que tu mereces.
Postlardan payıma düşeni zaten kaybettik bu yüzden arayı başka bir şekilde kapatmam lazım.
Já me fez perder a minha quota de peles, só me resta compensar de outra maneira.
Sadece anılar
É tudo o que nos resta
Bütün akrabalarımdan elimden kalan tek şey iki yeğenimin Takeshi ve Koji'nin fotoğrafı.
Tudo o que me resta de todos os meus parentes é uma foto dos meus dois sobrinhos Takeshi e Koji.
Onunla olan vaktimizin keyfini çıkaralım.
Deixa-nos gozar o tempo Que ainda nos resta com ela.
Şimdi tek yapmamız gereken bandajlamak.
BOLSA DO ESPÉCIMEN Tudo o que nos resta é pôr-te um vestido.
Geriye tek kalan, ağzının ve kıçının etrafında birkaç yara.
Tudo o que resta são algumas cicatrizes pequenas ao redor de sua boca e ânus.
Geriye kalan, söylenebilecek tek şey "Teşekkür ederim" olur sanırım.
Acho que tudo o que resta é agradecer-te.
Ne kadar zamanları var?
Quanto tempo lhes resta?
Bizi hayatta tutacak bütün yiyecekler bunlar.
Isto, é toda a comida que resta para nos mantermos vivos!
Yiyecek ve suyumuz azaldı.
Já resta pouca comida e água.
Oksijen kaynağının ne olduğunu asla bilemeyiz.
Não conseguimos saber quanto oxigênio lhe resta.
- Bu ilaçtan ne kadar var?
Ainda te resta quanto deste combustível?
Ama Jane, sana bunu söylersem, benim elimde ne kalır?
Mas, Jane, se eu te disser isso, o que me resta?
Yaptıklarım yüzünden hayatımda hiç kimse kalmadı.
Não me resta ninguém por causa das coisas que fiz.
Tampa Kralları'ndan geri kalanlar.
O que resta dos Reis de Tampa.
Saygınlığım risk altında ya da ondan kalan neyse.
Toda a minha reputação está em jogo, ou o que resta dela.
Bak. Senin dünyandan geriye bu kaldı.
É isto que resta do teu mundo.
- Ne kadar kaldı?
Quanto dinheiro resta?
- Hayatlarımızdan ne kaldıysa ona dönmeliyiz.
E voltar ao que resta das nossas vidas.
Hepsini tek seferde parçalara ayırırsan, kalanımızı da yok edersin.
Se destruíres tudo em pedaços de uma só vez, Destruirás tudo o que resta de nós.
Koca galakside soyacak adam bırakmadın.
Não resta ninguém na galáxia para burlares.
Üç tetikçiden sağ kalan yalnız sensin.
Dos três atiradores, és o único que resta.
Artık bitik durumdasın, değil mi?
Quer dizer, nada mais te resta, ou resta?
Artık beklemekten başka çaremiz yok.
Nesta altura, só nos resta esperar.
Her şeyini o kil makinesine yatıracakmış galiba. Denileni yapmaktan başka çarem yok.
Parece que vai investir tudo naquela máquina de argila dele e só me resta obedecer.
Otelin kaderi tamamen onun ellerinde.
O que resta de esperança para o hotel está nas mãos dele.
- Artık geriye ne kaldıysa.
- O que resta dela.
Geriye kaldı : ancak her saat kurtarılmıştır
Pouco resta : mas cada hora é salva
Sanki koyacak tek yer kusmuk kovası gibi.
Parece que o único sítio que resta é o balde do vómito.
Ama külden başka bir şey kalmadı.
Mas não resta nada além de cinzas.
İnsanlıktan geriye sadece biz kaldık.
Somos o que resta da humanidade.
- Geriye sadece Dostluk kaldı.
- Só resta os Cordiais.
Ailemden geriye kalan tek kişiyi.
A única família que me resta.
- Kargo gemileri kalıyor.
Resta-nos os navios.
Gün geçtikçe tek önceliğim sen kaldın.
A minha prioridade és tu com o tempo que me resta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]