Reykjavik Çeviri Portekizce
109 parallel translation
Reykjavik'e dön. Uygun durumdaki her halatı al.
Regressa a Reykiavik, e tenta comprar toda a corda possível.
Sen, altın dişli olan, eğer bizi Reykjavik'e götürürsen,... sana daha çok altın veririm.
Jovem do dente de ouro, lhe darei mais ouro se nos levar a Reykiavik.
Bizi Reykjavik'e götür.
Levas-nos a Reykiavik.
Reykjavik.
Reykjavik.
Reykjavik'teki tek ciddi sanat müzesi.
O único museu de arte a sério em Reykjavik.
Reykjavik Sibirya'da bir su birikintisi gibidir.
Reykjavik é como um lugar perdido na Sibéria.
İzlanda'daki Reykjavik kentinin hemen dışına bir yere düşmüş.
Caiu em Reykjavik em Iceland.
REYKJAVIK- - Bu matematik değil.
Reykjavik- - mas isso não é matematica.
Reykjavik.
Reiquiavik.
Reykjavik'e gidiyorum.
Vou para Reiquiavik!
- Reykjavik.
- A Reykiavik.
Reykjavik hakkında tek bildiğim Björk'ün oralı olduğu.
A única coisa que sei de Reykiavik é que Björk é daí.
Merak ediyordum, belki bir şans... Reykjavik'e gelmek isteyebilirsin.
Mas perguntava-me se, por casualidade... gostarias de ir a Reykiavik.
- Reykjavik?
- Reykiavik?
İzlanda Havayolları uçuş kodu 451, Reykjavik uçuşu... dört numaralı kapıdan gerçekleşecektir.
Voo número 451 da Icelandair para Reykiavik... pronto para embarque na Porta 4.
Şu anda tüm gözler Reykjavik'teki G8 toplantısında.
A atenção do mundo está fixada na Cimeira do G8, em Reykiavik.
Ama belki Reykjavik'te başka oteller de vardır?
Mas, talvez haja outros hotéis em Reykiavik?
Tabii ki var, Reykjavik'te harika oteller var, efendim.
Concerteza que há muitos outros excelentes hotéis em Reykiavik, senhor.
Bu konferansın Reykjavik'te yapılması şerefine.
Devido à realização da Cimeira, aqui, em Reykiavik.
Şu saatlerde tüm gözler Reykjavik'teki G8 toplantısında.
A atenção do mundo está centrada na Cimeira dos G8, em Reykiavik.
Ve Reykjavik'te... aşka yakın bir gecenin yaşanabileceği..
E em Reykiavik é possível... ter uma noite de algo parecido com o amor.
Reykjavik?
Reiquejavique?
Reykjavik'ten buraya 500'den fazla hidrofonum var yani.
Tenho mais de 500 hidrofones, desde Reiquejavique ao Cabo da Boa Esperança.
Seattle Grace o kadına 4 yatak odalı ve üç banyolu bir ev aldı.
O Seattle Grace vai pagar àquela mulher uma estadia de 4 noites em Reykjavik e três dias e meio num Spa.
Farkettin mi'Reykjavik'ile'Terör estirmek'korkutucu derecede birbirlerine.. Nereye gitti?
Nunca notaste que "reykjavik" ou "wreak havoc" soa ao mesmo para onde ela foi?
- Reykjavik.
Reykjavik.
Reykjavik'e son dakika uçak biletinin ne kadar olduğundan haberin var mı?
Sabes quanto custa um voo para Reykjavík à última da hora?
Bu Fischer ile Spassky arasında, Reykjavik'de 1972'de gerçekleşmiş yedinci maçta Fischer oyunu Pirc defansı denilen daha önce hiç kullanmadığı bir taktikle başlatmıştı.
Este foi um jogo entre Fischer e Spassky em Reykjavik, 1972. Na sétima partida Fischer abriu com a chamada Defesa Pirc, que nunca tinha usado.
Reykjavik. * Bu kelimeye bayıldım.
Adoro esta palavra.
New Orleans'tan gece uçuşu... Halifax'tan aktarma... Güzel Reykjavik şehrine varmak için.
Para apanharmos um último voo de Nova Orleães, atravessarmos Halifax e aterrar na lindíssima cidade de Reykjavik, a capital da Islândia.
Reykjavik'deki oda servisinden daha iyi miydi?
Melhor do que o serviço de quartos de Reykjavik?
Reykjavik'de olağanüstü şekilde iyi çalıştık.
Trabalhamos incrivelmente bem em Reykjavik.
Reykjavik'de gerçekten bir kapı açtık ve ufkun ötesine baktık.
Em Reykjavik, realmente abrimos a porta e olhamos além do horizonte.
Amsterdam'a gitmeden önce, Reykjavik'de biraz kalmıştım.
Passei uns tempos em Reykjavik, antes de ir para Amsterdão.
"... Reykjavik'te bir paparazzi tarafından yakalandığında... "
"... foi apanhada pelos paparazzi em Reiquiavique quando... "
Bu olayın, Reykjavik sakinleri üzerindeki etkisini anlatmaya çalışırsak...
Tentar descrever o impacto deste evento nos habitantes de Reykjavik...
Saat Reykjavik'te tam olarak 17 : 00.
São oficialmente, 5 horas em Reykjavik.
Reykjavik'in merkezine doğru yürüdük, sohbet ettik, kahve içtik.
Andavamos pela baixa de Reykjavik a falar e a beber café...
- Reykjavik görevi hakkında konuşabiliriz.
Podemos falar sobre a nossa missão a Reiquiavique.
Reykjavik, Mart 1999.
REYKJAVIK, março de 1999.
Ama 12 yaşındayken babası ölünce annesiyle Reykjavik'e taşındılar.
Mas depois do pai dele morrer quando tinha 12 anos, ele e a mãe mudaram-se para Reykjavik.
Merhaba. Reykjavik polisi. Mahkeme celbinizi veriyorum.
Olá, sou da Polícia Reykjavik, Estou a entregar-lhe uma intimação.
Reykjavik'in göbeğindeki striptiz kulübü Venus'ün sahibi olarak tanınırlığını arttırmış.
Ele tornou-se conhecido como o proprietário do Club Vénus, um ponto strip no coração de Reykjavik.
Reykjavik'i ikiye bölüyoruz.
Nós dividimos Reykjavik em dois,
Reykjavik'teki ordugaha postalayacak birisini arıyorlardı. ( İzlanda )
Querem preencher o posto na estação de gelo em Reykjavik. Tenho que ir.
Sinclair Projesi, Soğuk Savaş'ından bitimiyle başladı Reykavik'de Gorbaçov ve Reagan'ın buluştuğu yerde.
O Projecto Sinclair começou no final da Guerra Fria, quando o Reagan e o Gorbachev se reuniram em Reykjavik.
Kaptanınız ve tüm ekip adına Londra'dan Reykjavik'e direkt uçuşumuza hoş geldiniz diyorum.
Em nome do Comandante Hanna e da tripulação, sejam bem-vindos a este voo directo para Reiquiavique.
Stockholm'daki gazetelerden birinde bir makale vardı,... Reykjavik'den gelen bir rapor.
Uma noticia de Reikiavik.
- İzlanda'nın başkenti neresidir?
- Reykjavik.
- Reykjavik.
- Reiquiavique.
Bir kereliğine benimle birlikte söyle.
Reykjavik.