Rigor Çeviri Portekizce
449 parallel translation
Toprağın verimsizliği ve iklimin sertliği nedeniyle, hiçbir ırk henüz burada ayakta kalamamıştır ;
Nenhuma outra raça sobreviveria à esterilidade do solo e o rigor do clima ;
Uygun giyinin.
Veste-te a rigor.
Evet, tepeden tırnağa.
É verdade. Vestida a rigor!
Üstelik giyindim de...
Vestido a rigor, também.
Elbette gerçeği söyledikleri sürece sağır ve dilsizlerin bile ifadeleri kabul edilir.
Aceitamos o testemunho de surdos-mudos que, em rigor, nem podem falar, desde que eles digam a verdade.
Her şey ütülenecek, önce akşam kıyafetleri.
Tem de ser tudo passado a ferro. Os fatos de rigor, primeiro.
Oysa onları öyle keskinlikle, öyle acımasızca tasvir ediyor ki.
Mas estão pintados com uma precisão, um rigor que os torna quase tangíveis.
Bazıları bunun insan vücudunun ölüm anında katılaşarak kuvvetlendiği bu istilayı önlemek için olduğunu söyler.
Alguns dizen que, para evitar esta invasão... que o corpo humano endurece até ao "rigor mortis" ao morrer.
Briç klübün tarafından uygun görülecek belli bir ahlaki bekleme süresinden sonra.
Passado o período considerado de rigor pelo teu clube de bridge.
Ama size derim ki, hüküm günü Sur ve Sayda'nın hali sizinkinden daha iyi olacak!
Por isso vos digo, no dia do juízo haverá menor rigor... para Tiro e para Sidônio que para vós.
Mükemmel tasarımı diğerlerinden geri kalmayan performansı ve parmak ısırtan zerafeti ile güzelliğin güçle buluşmasının kanıtı olarak bize sunuluyor.
o seu design de admirável rigor, a sua linha, potente, e sóbria Uma elegância rara são a prova de que a beleza é compatível com uma performance "quente".
Ve her neyse, açıkça söylemem gerekirse, henüz görevdeyin.
De qualquer modo, em rigor, ainda estou de serviço. - Levantem-no.
Stalin'in ölümüyle kazandığımız şeyler sahip olduklarımızın tam muhasebesini yapma hem varlıklarımızı, hem de yokluklarımızı adlı adınca anma sorunlarımızı serbestçe düşünüp yüksek sesle dile getirme ve büyük bir ciddiyetle gerçek araştırmalara girişme hakkıdır.
O que a morte de Estaline nos proporcionou foi o direito de contabilizarmos exactamente o que possuímos, de chamá-lo pelo seu nome, a nossa riqueza e a nossa miséria, de pensarmos e discutirmos em voz alta os nossos problemas e de iniciarmos, com rigor, uma pesquisa verdadeira.
Yanılıyor muyum, yoksa katılaşma başlamış mı?
- O rigor mortis já começou?
Bölgeyi bize tam olarak tarif etti. Biliyorum çünkü ben gitmiştim.
Descreveu-nos a região e com rigor, porque... eu estive lá.
Açıklık getirmesi amacıyla, en son ne zaman orada olduğunu söyler misin?
Pode dizer-me, com rigor, quando foi a última vez que o viu?
Katı kuralcılık.
Rigor absoluto.
Bayramlıklarınızı giyseydiniz bari!
- Devia ter-se vestido a rigor.
Ölüm sertliğinin bütün vücudu sarması, kuşkusuz, bilirsiniz, efendim, ölüm zamanını yaklaşık 10 ila 12 olarak belirliyor.
Envolvimento total do corpo através de rigor mortis. O que, como o senhor sabe, determina a altura da morte há cerca de 10, 12 horas.
Ceset kaskatı kesmilmişti.
O cadáver estava em rigor mortis.
Bunu yaparak, ruhunu kaybedeceksin... Ve bizi Kutsal Engizisyon'un kuralları çerçevesinde şiddet kullanmaya zorlayacaksın.
Procedendo assim, perderá a sua alma, e obriga-nos a tratá-lo com todo o rigor, das severas leis desta Santa Inquisição.
İşte bu nedenle kendimizi şiddetle savunmak zorundayız.
Por isso, fomos obrigados, a defender-nos com tanto rigor!
Yalın odalardan hoşlanırım.
Gosto do rigor deste lugar.
İkinci eşi, Emily, kendisinden 30 yaş küçük,... ve bekâr kız kardeşiyle birlikte evi disiplinli bir şekilde yönetiyor.
A segunda esposa dele, Emily, é 30 anos mais nova que ele, e com a sua filha solteira dirige a casa com rigor.
Babamızın bu delice tasarrufundan daha zalimce ne olabilir ki! Nasıl bir yokluğun içinde eriyip bitiyoruz!
Haverá algo mais cruel do que o rigor em que vivemos, do que esta penúria que nos tolda?
Bana sorarsanız kimseyi ürkütmeyelim ve ipuçlarını sessiz sedasız ele geçirelim. Ardından da sizden çalınan altınları ele geçirmek için en sert şekilde harekete geçeriz.
É preciso não assustar ninguém e tentar reunir provas, para depois, em rigor, recuperar o dinheiro que vos roubaram.
300 metreden sonra vücutta katılaşma başlar.
Depois dos 300 metros, instala-se o rigor mortis.
Tetik çekmedim, Bay Gandi.
Sr. Gandhi, não foi um homicídio ao rigor da lei.
Şimdi o yatıyor Toprağın koynunda
E agora na terra, ela jaz, com rigor.
Darp izlerine ve vücut ısısına bakarsak, 18-20 saat önce.
A julgar pelo rigor mortis e temperatura do corpo, há cerca de 1 a 20 horas.
Rigor mortis'i çıkarıyorum.
- A amolecer o rigor mortis.
Bak, rigor mortis beyinde başlıyor. İç organlara yayılıyor ve kaslara yerleşerek son buluyor.
Sabes, o rigor mortis começa no cérebro, e espalha-se pelos orgão internos e finalmente passa aos músculos.
Bu, rigor mortis gibi görünüyor.
Sabes,... parece que ele está com rigor mortis.
Rigor mortis mi?
Rigor mortis?
Rigor mortis'le neyi kastediyorsun?
O que queres dizer com rigor mortis?
Aslına bakarsanız, dünyada yeni icat diye bir şey yoktur.
A falar com rigor, não existe nada como invenção, sabes.
Ne sanıyordunuz?
De traje a rigor?
fakat daha yakından baktığımda, Radyatöründe kızarmış altı güvercin buldum.
Vistam-se a rigor, arranjem um sítio elegante e comam alguma coisa, por amor de Deus.
Smokin giymişler.
Estão vestidos a rigor.
Salik kanunlarının neden taleplerimizi engelleyip... engelleyemeyeceğini açıklar mısınız?
Sábio lorde, por favor, continuai... e revelai-nos com religioso rigor... se a lei sálica, em vigor na França... é ou não um empecilho à nossa reivindicação.
Eğer gerginlikten gelen ufak hatalara göz kırpmayacaksak... büyük suçlar karşımızda çiğnendiğinde... yutulduğunda ve çıkartıldığında gözlerimizi nasıl gereceğiz?
Se não devemos ignorar a intemperança... com que rigor devemos agir... quando crimes capitais, mastigados, engolidos e ingeridos... se apresentarem?
- Ve beyazlar içinde.
- Quero-te ver equipado a rigor.
- Beyazlar içinde.
- Quero-te ver equipado a rigor.
Çok müşkülpesentler.
Rigor como num baile.
Açıkçası bunu bana değil Parti Haznedarına teslim etmelisiniz.
No rigor, devia entregar isto ao tesoureiro do partido, não a mim.
Ama ağır yasa uygulamalıyız ona.
Mas não é conveniente lhe aplicarmos o rigor da lei.
Sorunun her iki yanını da ayrıntılılarıyla inceliyorum titiz bir biçimde.
Estou a analisar atentamente os 2 lados da questão e com um total rigor.
Ve onu yakalayacağım, enseleyeceğim, onu arabamın kaputuna yapıştıracağım... fare bağırsağı gibi, ve onu hapisanenin parmaklıklarına fırlatacağım!
E eu vou caçá-lo, arranjá-lo a rigor, pastá-lo no pára-choques do meu carro... como um alce empalhado, e atirá-lo para as escadas da cadeira municipal!
Earle, kaskatı cesede bunu nasıl yaptırmış acaba?
Como é que o Earle pode fazer isso com o rigor mortis?
Ölüm katılığı kafadan başlayıp ayak parmağına doğru ilerler. Fakat iki gün sonra, parmaktan kafaya doğru vücudu terk eder.
O rigor mortis vai da cabeça aos pés e depois de dois dias deixa o corpo dos pés à cabeça.
Öyle bir zehirdi ki bu, kana karıştığı an Cıva gibi bir anda bedeni dolaşır, doğal geçitlerinden, sokaklarından geçer ve sanki süte ekşi katmışsın gibi... Hemen etkisini gösterir. O akışkan, sağlıklı kanı kaskatı keser.
Tinha na mão um frasco com um sumo estranho... e, nas minhas orelhas, ele despejou um líquido... cujo efeito não é a tal ponto o pior inimigo do homem... e, no entanto, como se diz, se precipita... pelos meios naturais do corpo... com firmeza e rigor, congela-se e apodrece... como gotas lançadas ao leite... o sangue fluído, puro e santo.