Rio grande Çeviri Portekizce
266 parallel translation
Rio Grande'nin açık fikirli erkeği!
O homem tolerante do Rio Grande!
Bu Lewt olmalı.
Parece ser o Lewt. É o melhor que há em serenatas... deste lado do Rio Grande. Claro que é o Lewt.
Şimdi kasabanın güneyindeki Rio Grande diplerini vurmanı istiyorum.
Quero que cubram do Rio Grande até ao sul da cidade.
Şefleri Naches'i yakaladık, Apaçiler Rio Grande'ye gelip, Meksika'ya geçmeden, sekizini yakaladık.
Capturámos Natchez, o chefe, e mais oito antes dos Apaches chegarem ao Rio Grande e atravessarem para o México.
Tabi, onları Rio Grande'ye girmeden önce durduramazsak.
A não ser que lhes cortemos o caminho antes de atravessarem o Rio Grande.
Keşke Rio Grande'ye daha erken varabilseydim. Keşke.
Quem me dera ter chegado ao Rio Grande meia hora antes.
Cerraha söyle yük katırını getirsin, Rio Grande'yi geçerek... - İzninizle tabi.
Diga ao cirurgião para trazer a mula de carga, para atravessar o Rio Grande com a sua permissão, Tenente...
Benim emirlerim de kesindir. Rio Grande tarafında kalmalıyım.
As minhas também são inflexíveis devo ficar do lado do Rio Grande.
Rio Grande'yi geçip, Apaçi'leri vurmanı ve köklerini kurutmanı istiyorum.
Quero que atravesses o Rio Grande. Que ataques os Apaches e os destruas.
Rio Grande'deki haydutlar defalarca sığır ve atlarımı çaldılar.
Também vinham bandidos... e roubavam-me o gado e os cavalos.
Ateş, bağırmalar, Rio Grande'yi boydan boya aşan mermiler.
Tiros, gritos, bombas a atravessar o Rio Grande.
Sizler yani Rio Grande'dekiler, bana bu vakti kazandırmalısınız,
Vocês aqui no terreno vão arranjar-me esse tempo.
Hemen Rio Grande'nin karşı tarafına geçilecek, yardıma ihtiyacımız var
Vou executá-lo assim que atravessarmos o Rio Grande.
Rio Grande, Santa Fe, Albuquerque, El Paso ve içlerinde en gösterişlisi, Kaliforniya ismini bir 15. yy. romanındaki efsanevi bir inci ve altın adasından alan yer.
Rio Grande, Santa Fé, Albuquerque, El Paso e o mais resplandecente de todos, Califórnia, uma mítica ilha de pérolas e ouro de um romance do século XV.
İnsanlar ve özellikle ordu etkisiz hale getirildiğinde Bay Strap ve ekibinin Meksika'daki Rio Grande'den gizlice soktuğu özel kuvvetlerim buradaki depolardan geçen ve Altın Kemer Yolu ile kesişen Külçe Bulvarı üzerinden motorize olarak
Assim que a população, incluindo os militares, ficarem imobilizados as minhas forças de intervenção, que o Sr. Strap e os seus homens conseguiram trazer do Rio Grande, México, entram em Fort Knox em equipamento motorizado ao longo de Bullion Boulevard, que passa junto ao depósito aqui
Şafak az önce sökmüştü, Rio Grande'ye doğru yola çιkιyorduk ki Riago çιkageldi.
Era só mais um nascer do dia e estávamos a ir para Rio Grande quando Riago regressou.
- Rio Grande'ye döneceğiz.
- direitos a Rio Grande.
Fransιzlarla giriştiğimiz kιsa ama çok cana mal olan... çarpιşmadan sonra, Rio Grande'yi geçerek Birleşik Devletler'e döndük.
Após a batalha rápida, mas custosa, com os irregulares franceses, atravessámos o Rio Grande e regressámos aos Estados Unidos.
- Rio Grande'yi mi geçtik?
Passei o Rio Grande? A sério?
Eğer Rio Grande'yi geçmemize izin verirsen, hiç kimseye bir şey olmaz.
Deixe-nos chegar até ao Rio Grande e ninguém aqui sai ferido.
Eğer birisi farkına varırsa bizi sınıra varmadan öldürürler.
Mas se alguém nos vê, seguem-nos e mata-nos antes de chegarmos ao Rio Grande.
Bu taraftan, Rio Grande'yi geçeceğiz.
Por aqui, atravessamos Rio Grande.
Ateş, bağırmalar, Rio Grande'yi boydan boya geçen bombalar.
Tiros, gritos, bombas a atravessar o Rio Grande.
Rio Grande'yle burası arasındaki topraklarda devriye gezenler : federales.
A zona que passámos, entre este local e o Rio Grande é patrulhada pelos federales.
- Biz Rio Grande'yi geçene kadar silah ve cephaneler arabaların altında kalacak.
Até que cruzemos o Rio Grande... as armas permanecerão no fundo das carroças.
- Şu anda Rio Grande'ye varmış olduğunu düşünüyorum.
E agora deve estar perto do Rio Grande.
Kaşifler Rio Grande'nin öte tarafιnda kalιyor.
Os buscaderos ficam do outro lado do Rio Grande.
Rio Grande arkamızda kaldı.
É o Rio Grande.
Onu parçalara kesecek ve Rio Grande onu kovalamak Sağ Texas aracılığıyla, New Orleans tüm yol. Bütün güneybatısında senin yine.
Pode fazê-lo em pedaços e logo o obrigar a recuar ao longo do Rio Grande até o Texas, até Nova Orleans, todo o sudoeste será nosso.
Tarzan inan bana ay üç kez safari yaptıktan sonra, üç kez nehirden kocaman ve yuvarlak çıkınca bize bakacak ve ay bizi şimdi olduğu gibi burada bulacak.
Tarzan, acredita em mim quando a Lua tiver feito a volta três vezes três vezes, e quando sair do rio, a Lua grande redonda e olhar para nós aqui, ela há-de encontrar-nos como estamos agora.
Rio Grande'de ondan daha iyi serenat yapan yoktur. Kesinlikle Lewt. Oysa da umurumda değil.
Quero lá saber dele e da sua guitarra... só porque me deu um cavalo.
Bak, neden kocanı büyük bir toplantı yapmaya ikna etmiyorsun... Böylece seni Rio sosyetesine tanıtabilir mesela gelecek hafta?
Olha... porque não convences o teu marido a dar uma grande recepção para que possa apresentar a sua noiva à sociedade do Rio, digamos que para a próxima semana?
Bu, ilk aşkımın hikâyesidir. Geniş bir nehrin kıyılarında filizlenen ilk aşkımın hikâyesi...
Esta é a história do meu primeiro amor e de como é crescer nas margens de um grande rio.
Bununla beraber, unutmayın büyük nehre gidiyoruz. Kolay geçeceğimiz bir yer bulmak ta çok zor olacak
Além disso, se não chegarmos ao Grande Rio antes das chuvas, será mais uma semana rio abaixo para encontrar uma travessia.
Dağları takip edin üyük nehri geçeceksiniz, ve sizinle karşıda buluşacağız.
Segues estas montanhas até ao Grande rio, E encontrámo-nos no outro lado do rio.
Ve Mississippi nehrinin bazı şeyleri olduğunu da bilirim.
E eu pensei que o Mississipi era um grande rio.
Babam bunları dağların ötesinden aldı büyük nehirde yaşayan insanlardan.
Meu pai conseguiu isto além das montanhas. Do povo que vive no grande rio.
Büyük tuzlu suya akan nehir.
O rio que corre para a grande água salgada.
Dağdan gelen nehrin üzerinde, büyük bir çağlayan olacak
No rio que vem das montanhas há uma grande cascata.
Bak Adam, Bask Grande'den Bonita Nehri'ne kadar.
Veja, de Bask Grande até o rio Bonita.
Nehrin bir sonraki dönemecinin orada.
Na próxima grande margem do rio.
Bayanlar ve baylar bu, River Queen için büyük bir gün.
Cavalheiros... este é um grande dia no rio!
Büyük Brad Allen'i devirdiler, artık o da bizim gibi nehirde yüzüyor.
O grande Brad Allen foi cortado e nada connosco no rio.
18 Mayıs 1933'de Birleşik Devletler Meclisi Tennessee Nehrinin taşmasıyla oluşan can ve mal kaybının yaralarının sarılması için Kısa adı TVK olan Tennessee Vadisi Komisyonu adıyla yeni bir komisyon kurulması kararı aldı.
Para parar a devastação, o desperdício, a perda de vidas causadas pelas cheias do Rio Tennessee, em Maio de 1933, o Congresso dos Estados Unidos, criou uma grande nova agencia, chamada "Autoridade do Vale do Tennessee".
Nehrin aşağısına yeni bir baraj inşa ettik ve çok yakında buralar tamamıyla sular altında kalacak.
Acabámos de construír esta grande barragem no rio, e muito em breve todo este lugar será água.
Nehir olamayacak kadar büyük.
É grande demais para ser um rio.
Büyük Concho nehirde bizi bekliyor!
O grande Concho está à espera por nós no rio.
Neden, hayatı bir rulet çarkındaki, bir nehir gemisi şarkıcısını sevmeliyim?
Porque tenho de amar um cantor de barco de rio cuja vida é uma grande roleta russa?
II.Dünya Savaşı'nın son aylarında, III.Reich'ın orduları, Almanya'nın kalbini koruyan büyük hendeğe doğru geri çekiliyorlardı.
Nos últimos meses da Segunda Guerra Mundial, os exércitos do Terceiro Reich, estavam em fuga através do grande fosso que guarda o coração da Alemanha. O Rio Reno.
Büyükbaba, nehir, dünya sularının oluşturduğu dev çemberin bir parçası.
Avô, o rio faz parte do grande círculo das águas da terra.
Büyük nehre bir gün uzaklıkta.
A um dia a partir do grande rio.