English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ R ] / Rival

Rival Çeviri Portekizce

902 parallel translation
Rakip liderler hücum sinyalini verdiler.
O líder rival dá sinal para o ataque.
Etten ve kemikten bir rakibi tercih ederdim.
Acho que eu preferiria uma rival de carne e osso.
Ama bir rakibim vardı.
Mas tenho uma rival.
Bir rakibim var diye mi?
Porque tenho um rival?
Rakibine karşı büyük bir hoşnutsuzluğum olduğunu biliyorum sadece.
Lembro-me que sentia uma grande antipatia pelo seu rival.
Tek rakibime. Amerikan Süvari Birliğine.
À minha única rival à Cavalaria dos Estados Unidos.
Yarış arabamı rakip olarak görmek istemedi.
Ela não queria ter um carro de corridas como rival. E eu não a posso censurar.
hala burada olabilseydi, arkadaşımız Marcus ile en azından bir maç yapabilirdin.
Seria um digno rival do seu amigo Marcus, se ele ainda estivesse vivo.
Çünkü beni rakip olarak görüyorsun, bir evlat olarak değil.
Porque me vê como rival... não como filho.
Annenden başka rakibim yok benim ve babanı geçme konusundaki şu delice ihtirasından başka.
Nenhuma mulher é minha rival, excepto sua mãe... e seu desejo desenfreado de superar seu pai.
O benim rakibim.
Ele é meu rival!
Rakip tanriçanin affi için.
Uma deusa rival que soube perdoar.
Fakat benim değerli muhalifimi unutmuyor musun?
Esqueces-te do meu valioso rival.
Sonuç olarak rakibiniz değilim.
Consequentemente, não sou sua rival.
- Bir rakibim mi var?
- Tenho um rival? - Michael.
Senin rakibin.
O vosso rival.
- Senin rakibin.
- Vosso rival.
- Elbiseli olarak. O hikayeyi yayınlayan gazete rakip gazeteydi.
O jornal que publicou a notícia é rival do jornal do meu pai.
Sahibi 1894'de, pula sahip olmayı saplantı yapmış bir rakip kolleksiyoner tarafından öldürülmüştü.
Em 1894 o dono foi assassinado por um coleccionador rival... que ficou obcecado para possuí-lo.
İstisnasız, Joey kimseye hiçbir yerde meydan okumadan Bu en aptal, en duygusuz... Dünyanın en paylaşımsız kadını
Sem excessão, Joey... Sem rival em nenhum outro lugar este é o mais estupido, mais insensível menos cooperativo espaço em todo planeta.
Josef Varsh'ın iktidar için tek önemli rakibi Başbakan Yardımcısı Anton Kudnov.
Josef Varsh tem um rival mortal pelo poder... Anton Kudnov, vice-premier.
Aklıma gelmişken, seni uyarmalıyım, rakibin Ardefus seni seçtiğim için pek memnun değil... sarayı o yapamadığı için kıskanıyor.
Já agora... aviso-te que o teu rival, Ardefus, não gostou nada que te tivesse escolhido a ti e não a ele, para construir o palácio e está ciumento.
- Rakibim. Onu içeri al.
- O meu rival, fá-lo entrar.
- Evet kim? - Rakibin Ardefus tabi ki.
- Ardefus, o teu rival, certamente.
- Edephus'un rakibimi?
- Ardefus. - O rival de Édipo?
Onu sevdi. Ve Spock ise onun rakibi.
E o Spock é o rival!
- Rakibini sen biliyorsun.
- Conhece o seu rival, não é?
Bir rakip öldürüldü...
Matam um rival teu...
Gizemli bir düşmanımız var.
Temos um rival misterioso.
Ancak rakibi olan eleman, iri erkek pantomim at pusuya yatmış, onu bekliyor.
Porém, o seu rival, um enorme cavalo de pantomimas macho, está à sua espera.
O yaz, Hitler bir rakibinden daha kurtuldu.
Nesse Verão, outro rival desapareceu.
Başbakan Chamberlain, savaş konusunda oldukça nam sahibi olan en ciddi politik rakibini göreve çağırmakta gönülsüzdü.
"Winston voltou", soube a Marinha, em 3 de Setembro. Chamberlain estava relutante em convocar o seu maior rival político, com fama de aventureiro militar.
Ama, kırk yılı aşkın bir süredir hiçbir asilzade o koltuğa oturmamıştı.
Mas há quase 40 anos que nenhum lorde chegava a primeiro-ministro. Quanto ao seu rival...
Roosevelt, savaşçı yönünü kullanarak rakibine karşı yarışın içinde kalabilmek için, aynı onun yaptığı gibi hiçbir Amerikalıyı, ülkeyi ilgilendirmeyen bir savaşa göndermeyeceğine dair söz verdi.
Roosevelt teve a sua boa luta, embora, para se manter na corrida, tenha prometido, como o seu rival, não enviar rapazes americanos para combater em guerras estrangeiras.
Rakipsiz.
Não conhece rival!
Bir çok insan onu Churchill'e rakip olarak gördü.
Havia quem o considerasse um possível rival de Churchill.
Anglo-Amerikan düşmanımız denizaltılara karşı etkili bir savunma geliştirene ve batırılan ticari gemilerin yerine yenisini koyana kadar olabildiğince çok sayıda gemi batırmalıydık.
Tínhamos de afundar o maior número possível de navios antes que o nosso rival anglo-americano pudesse desenvolver armamento anti-submarino eficaz e substituir os navios mercantes que havíamos afundado.
Bay Foscarelli'nin fikrine katılabilirdim, mafyanın kendi içindeki bir tür hesaplaşması olabilir, bu durumda Yugoslav polisi katilin kimliğini tespit edecektir.
Tendo a crer no que o Sr. FoscareIIi diz. Que foi um mafioso rival vingando-se por uma "vendetta" que a polícia iugosIava sem dúvida identificará.
- Sevdiğin insanı rakibinin eline verdiğini gördün mü? - Çukurun dibinde yok olurken?
Sonhou que a pessoa amada dava-lhe a mão a um rival enquanto você perecia no fundo do poço?
En büyük rakibinin oğlunu selamlaması nasıl bir oyun olabilir?
Como é que saudar o filho do seu maior rival pode ser um truque?
Ama potansiyel bir rakibe öylesine hayatını adadığı çalışmalarını verebilir miydi?
Mas iria simplesmente entregar o trabalho da sua vida a um rival em potência?
Olaylar büyük bir hızla gelişmeye başladı, biraz önce babamın en büyük rakibim olduğunu öğrendim.
Temos de nos despachar. Depois de te teres ido embora, descobri que meu pai é meu rival.
Rakibi Nobunaga başka savaşlarla meşguldü.
Nobunaga, o seu rival, está ocupado a guerrear outros senhores.
Hızıma ancak göklerden gelen şimşekler erişebilir.
A minha velocidade só encontra rival nos raios do céu!
Rakibimle ilgili bana başka ne anlatabilirsin?
O que mais me pode dizer sobre o meu rival pelos seus afectos?
Rakip taksi firmasıyla bazı sorunlarımız var da.
Temos tido alguns problemas com uma empresa rival.
Beni yenemezsin.
Não és rival para mim.
Bugüne kadar savaşta kendi dengimle karşılaşmamıştım.
Até hoje, nunca tinha encontrado um tal rival em combate.
Bir dersten fazlasına ihtiyacınız olacak.
Acho que eu preferiria uma rival de carne e osso.
Rakibim.
Pelo meu rival.
Hatıra eşyalarımızı değiş tokuş yaparken asla bunun ona 30 yıl için söylenmiş bir veda olduğunu düşünmemiştim. Nancy'nin sevgisi için bana rakip olan Çavuş Barclay o gece düşman hatları içinden yapacağım yolculuğumda bana yol gösteren kişi olacaktı.
Foi o meu rival e pretendente à Nancy que me deu indicações para a viagem durante a noite através das linhas inimigas, o Sargento Barclay.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]