English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ R ] / Rockın

Rockın Çeviri Portekizce

1,931 parallel translation
Buna ne diyorsunuz?
E esta? Somos uma verdadeira banda de rock'n'roll.
Gerçekten rock'n'roll olmuş.
- Isso é mesmo rock'n'roll.
Kendim olacağım Rock'n Roll.
Ser eu mesmo. Rock and roll.
- Bu klasik bir rock'n'roll tarzı.
- Isso é típico do rock'n'roll.
Ne, yani benim klasik rock'n roll tarzına sahip olmadığımı mı düşünüyorsun?
Achas que não sou capaz de ter uma ideia típicas do rock'n'roll? Não, destas não.
Nasıl rock'n'roll yapacağını biliyor... Mr. Keith Moon.
Eu conheço o rock'n'roll ele pensa que é o Sr. Keith Moon.
Jemaine'in rock'n roll tavırlarına bakıp, deri ceket almasına, çerez almasına, yatakta zıplamasına bakıp "Buna benzeyecek ne yapabilirim?" diye düşündün.
Viste as jogadas do Jemaine de rock'n'roll comprar fatos de cabedal, comer aperitivos, saltar na cama. E pensaste, como é que podias igualar isto.
Süper rock'n'roll, Bret.
Muito rock'n'roll, Bret.
Jemaine'den daha da rock'n'roll.
Mais rock'n'roll do que o Jemaine.
Yani 90'ların punk rock karışımı ciddi bir gösteri olacak. Öyle değil mi?
Um pouco sério para um cantor punk rock dos anos 90, não achas?
Eski bir rock yıldızından bu kadarını beklemezdim.
Não esperava um lugar assim, vindo de uma estrela de rock.
Ne zamandır, eski rock yıldızlarının azizliğine soyundun?
Desde quando és a padroeira das antigas estrelas de Rock?
Rock yapmaya devam et, hiç yaşlanmazsın.
Nunca deixes de "rockar" e jamais envelhecerás.
- Rock'n roll.
- Rock'n Roll!
Anlayacağınız gibi sonra... Little Rock'ta Başkanlık Kütüphanesindeyiz... Ve benimle Bill'in güldüğü meşhur resim...
Quando dou por isso, tenho uma biblioteca presidencial em Litle Rock e uma foto minha e do Bill a rirmo-nos e a partilhar secções do "The Times", enquanto os nossos filhos brincam debaixo da mesa...
Anne, rock, moda, hepsi bir dünyanın parçası.
Rock, moda... É um só mundo.
Hele iyice bir hâkim ol rock'n'roll dünyasının tüm sırları önüne serilecek.
Mas, quando os consegues dominar, todos os segredos do universo do rock'n'roll se revelam.
Söylesene, minik yavrumuz gerçekten bir rock yıldızı olsa ne yapardın?
O que farias se o nosso rebento se tornasse uma estrela de rock?
Güneş yüzeyinin tamamını, şu ana kadar bulunduğunuz en gürültülü rock konseri kadar yüksek ses veren hoparlörlerle kapladığınızı düşünün.
Você pode imaginar... cobrir a superfície inteira do Sol com colunas de som a tocar tão alto como o mais barulhento concerto de Rock a que você já foi.
Evet. Rock'n roll yapmaya hazır mıyız bakalım?
Estamos prontos para o Rock Roll?
Ve söz veriyorum. Seks yok, uyuşturucu yok, rock and roll yok.
E prometo, nada de sexo, de drogas ou rock n'roll.
Rock and roll yapabilirsin.
- Rock n'roll pode ser.
Sen bir rock yıldızısın.
És uma estrela de Rock.
Rock'n'roll!
Aproveitem. Rock'n'roll.
Kara kayanın oradaki depoyu biliyor muydun?
Sabia sobre o armário em Black Rock?
- Biralar nerede? Rock'n'roll.
Onde estão as cervejas?
- Sanırım şu soğutuculardan birinde.
Rock'n'roll. Numa das malas térmicas.
Özellikle içinde "The Rock"'ın olduklarını.
Especialmente aqueles com "The Rock".
Artık herkes eski rock şarkılarını kullanıyor.
Agora todos estão a usar músicas de rock antigas.
Gruptaki herkesle yattığın için rock grubundan çıkarıldığını zannediyordum.
Pensava que já tinhas tanto sexo, que ser uma estrela de rock seria redundante.
Onlar rock and roII'u öldürmek istiyorlar... Çünkü onun bizleri azdırdığını biliyorlar, dostum.
Eles querem matar o rock and roll... porque eles sabem que nos excita, meu.
Kim olduklarını biliyorum.
É rock velho.
O, İngiliz işçi sınıfı... herkesin istediği türden rock yıldızı gibiydi. Ona aşık oldum.
Ele era um rockeiro inglês amador e apaixonei-me por ele.
Bu adamlar New York'tan geldi ve kilisenin neden Rock N'Roll müziğe karşı olduğunu sordu.
Estes homens vieram de Nova Iorque, Florida, e perguntaram, irmão, porque prega contra o Rock n Roll?
İncil'de Tanrı'ya hoş şeyler söylememiz yazıyor ama bu Rock N'Roll müziğinde hiçbir hoş unsur yok, çünkü...
Fazemos ruídos alegres para o senhor, mas não tem nada de alegre esta música rock n roll, porque...
Bunu yaparsan, rock yıldızısın.
Se fizeres isso, és uma estrela!
İşte o, salona gayriresmi maç müziği süper grup Def Leppard'ın Rock of Ages adlı parçası eşliğindee giriyor.
Aqui está ele! A entrar, ao som do seu tema não oficial, Rock of Ages, da super banda Def Leppard.
Rock'n'roll çok yaşa
Longa vida ao rock'n'roll.
İlk kadın başkan ya da Rock'çı biri olmak istiyorum.
- e eu gostaria de ser a primeira mulher presidente.
# Aşk olmazsa # # Hayat, davulsuz bir rock'n'roll'dur #
Sem amor A vida é rock n ´ roll, sem baterista.
Onun rock'n'roll biyografisine ilk bakışı Gitlin-Stern'ün atmasını sağlamak senin görevin.
O teu trabalho é garantir à Gitlin Stern o exclusivo primeiro-olhar sobre o seu memorando do rock n'roll.
Bella, bana hareketli bir şeyler çal.
Bella, dá-me algo da velha escola, Rock'n Roll.
Rock ile mi yattın?
Dormiste com o'Rochedo'?
Sen, rock grubunun baş solistisin... bense lise takımının futbol koçuyum.
Tu és o cantor de uma banda de rock, e eu sou o treinador de futebol de uma escola secundária.
- Ne? Little Rock'ın dışında küçük bir kent.
De uma cidade pequena à saída de Little Rock.
30'lu yaşların ortalarında, havalı bir Asyalı kız arkadaşı olan, manyak iyi giyinen ve bas gitarla Rock sololar atan biri.
Com trinta e poucos, sabes? Com uma namorada asiática porreira que se veste bem e que toca baixo.
1993. Rock'n Roll için en iyi zaman.
- 1993, a melhor época do rock'n'roll.
Kaç rock yıldızının erken ilişkiden uzak durduğuna dair bir istatistik var mı?
Tens estatísticas de quantas estrelas de rock praticam a abstinência?
Seela ve ailesi Rock adasının başka bir yerine sığınır.
A Seela e a família retiram-se para outra parte da Ilha Rochosa.
Denizde geçen bir hafta sonunda Nanu,... Rock Adasının sığlığına ulaşır.
A Nanu alcança os baixios da Ilha Rochosa, depois de uma longa semana no mar.
- Rock'n roll sever misin?
- Gosta de rock and roll?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]