Roto Çeviri Portekizce
162 parallel translation
"Eski bir palto gibi, her tarafı kaplı yama"
" Como um velho casaco gasto e roto
Tencere dibin kara, seninki benden kara.
É como o roto a dizer ao nu.
Gecenin bir yarısı apandisi patladı.
Apêndice roto, no meio da noite passada.
- Senin benden bir farkın var mı?
- Diz o roto para o nu?
Yoruldum.
Estou roto.
O bir beyefendi. Çok hırslı. Çok paraya ihtiyacı var.
E cavalheiro, ambicioso e com dinheiro é um saco roto.
Bütün sözlerim boşa mı gidecek?
Que os meus argumentos vão cair em saco roto?
Son noktayı koydum. Ceketim parçalanmış ve gömleğim kana bulanmıştı.
Acabei com o casaco roto e a camisa coberta de sangue.
Yakıt sistemi bozulmuş.
Depósito de gasolina estar roto.
Burası sanki bir elek gibi sızdırıyor.
Inacreditável. Este lugar tem tantas fugas como um cano roto.
Mine tamamen yıpranmış.
Meu uniforme estava completamente roto.
Baroness Fornigotti, kıçı kırıkların Baroness'i.
Baronesa Fornigotti, a baronesa do cu roto!
Senin yerinde olsam konuşmazdım.
Fala o roto do mal remendado.
Hochleitner, baban ona tek hayalı bir at satmamış mıydı?
Não foi o teu pai que lhe vendeu um cavalo com um testículo roto?
- Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Parece o que o roto - disse ao nu.
Hah! Bunu sen mi söylüyorsun, soylu yaban domuzu?
Diz o roto ao nú, aristo-javali.
O zaman düzgün bir bowling ceketi al da Roto-Rooter adamı gibi görünme.
Então arranja um casaco de bowling decente, para não pareceres o empregado de limpeza.
Her şeyin ötesinde, her zaman bana demez misin, derilerimizin altında ya da benim için tüylerimin altında ya da Pete için ceketinin altında hepimiz aynı değil miyiz ki?
Além disso, não me estás sempre a dizer que debaixo da pele, ou do meu caso, debaixo do pêlo, ou no caso do Pete, um casaco todo roto, somos todos iguais.
Bir tesisat işi varmış.
Um cano roto.
Belki "Roto-rooter" ı denemelisiniz.
Talvez devessem tentar "Roto-rooter".
Hey, yarrağım benim!
Então, seu roto.
Resim kırılmış.
o quadro está roto.
- Benimki zaten kırıldı!
- O meu está roto!
Sorunun ne olduğunu anlamadan onu çözemeyiz.
- Não posso solucionarlo a menos que saibamos que está roto.
Patlamış anevrizmaya başlıyorum.
Vou começar um aneurisma roto
Burada bir delik var.
Está roto.
Delik vardı.
O casco está roto.
- Hücrelerde hasar meydana gelmiş ve rahim ağzı da yırtıImış.
- Há sinais de hipoplasia e o corpo lúteo está roto.
Bak kazanan yorulmuş olacak ve karşısında seni bulacak.
O que vencer vai ficar todo roto, e tu ganhas-lhe na boa.
Takımdakiler "Teneke Kupa" nın "Çatırt" demekten iyi olduğunu düşünmüş.
A equipa alcunhou-o "Taça de Lata", que é melhor que "Roto".
Ambu çantasında delik var.
O ambu está roto. Preciso de fita-adesiva.
Sanırım sevdiği adam yok oldu.
Calculo que o tipo da Roto-Rooter já era.
Roto-rooter adam. Ha ha ha!
O Homem desentupidor.
Bir de roto-tom bölümü var. Hepsi de benim dörtlü bateri sistemime monte edildi.
Baquetas rototom, e está tudo montado aqui no meu sistema quádruplo de bateria.
Richie kopmuş bir elektrik teliyle alabalık kızartmaya kalkınca 3. derece yandı.
O Richie teve queimaduras de terceiro grau ao tentar grelhar aquela truta com o cabo eléctrico roto.
Kırık bir boru olmalı.
Um cano roto, de certeza.
Evdeki boru patlamış. Tamir etmem gerekiyor.
Cano roto em casa, não é preciso arranjá-lo.
Moya'nın bağlantı noktası sistemi o kadar iyi yedeklenmiş ki, Roto-Rooter'in adamları bile onu alamaz
O sistema coaxial de Moya está tão estourado que nem o indivíduo da desentupidora - conseguiria...
Aletim kırık boru gibi damlıyordu.
A minha picha pingava como um cano roto.
Büyük gerçeği görmemizi sağladın. Kafamızın içindeki düşüncelerim ne kadar yanlış olduğunu gösterdin.
Deu-nos a todos, um grande enigma de verdade um pequeno Roto-Rooter para a cabeça e uma incrível demonstração.
Bu herif Ex Lax'daki tavşandan daha fazla kaka yapıyor.
Aquele rapaz mente mais do que um cesto roto.
Çocukları Doyurun'da popomu elleyince pislik olduğunu anlamıştım.
Eu sabia que ele era roto quando me apalpou o cú no programa Feed The Children.
Bulaşırsam ne olur, ibne?
Ou fazes o quê, roto...?
- Sen kime ibne dedin?
- Estás a chamar roto a quem?
Fiziksel olarak çökmüş durumdayım. Bitkinim hayatım.
Fisicamente estou todo roto.
Sizinle bir sorunum yok Hole.
Não é que tu valhas mais do que este espantalho roto.
Aslında bu ceketim fena değil.
Só tem o bolso roto.
Muslukçu Roto-Rooter. Çağırın.
Chama o Roto-Rooter, é esse o nome.
Sen ne iş yaparsın?
- Um amigo roto?
Körle yatan şaşı kalkar.
- Diz o roto ao nu.
Cebim delik.
O meu bolso está roto.