Rumsfeld Çeviri Portekizce
67 parallel translation
- Donald Rumsfeld idi. kendisi o zamanlar Ronald Reagan'ın ortadoğu'daki ; 1985'te salgının dalgalandığı o yerlerdeki özel temsilcisi idi.
Donald Rumsfeld que era, ao tempo, enviado especial de Ronald Reagan ao Médio Oriente ; o outro local onde a praga alastrava em 1985.
Ya Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz?
E qual foi a reacção do Secretário de Estado da Defesa, Donald Rumsfeld, através do assistente dele, Paul Wolfowitz?
Afganistan'daki El Kaide üslerini bombalamayı önerdiğimizde... " Afganistan'da iyi hedefler yok.
Quando perguntámos se bombardeávamos infraestruturas da Al Qaeda, no Afeganistão, Rumsfeld disse :
Donald Rumsfeld burada olsaydı istifa etmesini isterdim.
Se o Donald Rumsfeld estivesse aqui, pedia-lhe que se demitisse.
Bugün haberlerde Rumsfeld ve Wolfowitz şöyle söyledi...
Hoje no noticiário, o Rumsfeld disse... O Wolfowitz disse...
Biz, "Iraklı insanları önemsiyoruz" diyen Rumsfeld gibi değiliz.
Não somos como Rumsfeld, que disse,
Rumsfeld hararetli bir şekilde, tutsaklara işkence edilmesinin Genova Anlaşmasının bir ihlali olduğunu söylüyor..
Rumsfeld disse que mostrar as imagens dos cativos é uma violação da Convenção de Genebra.
Medya bugünlerde insanlar için Rumsfeld, Bush ve Cheney anlamına geliyor. medya bu insanların değerini korumak için orada.
Os media significam actualmente para gente como Rumsfeld, Bush e Cheney que existem para defender os valores dessa gente.
Rumsfeld bunu tahrik diye adlandırdı.
Rumsfeld chamou-lhe instigação.
O noktada Birleşik Devletler devreye girdi ve dönemin Başkanı Reagan Donald Rumsfeld'i Saddam Hüseyin'e göndermeye karar verdi.
Nesse ponto, entram os Estados Unidos na forma de Donald Rumsfeld... enviado a Saddam Hussein pelo presidente Reagan para dizer-Ihe...
Donald Rumsfeld, ABD'nin ona istihbaratı ile yardımcı olacağını söyleyecekti.
" Vamos abastecê-lo com inteligência.
Grup, Rumsfield gibi kilit oyuncuları içeriyordu, ama onun yanısıra Amerikan halkı tarafından bilinmeyen çok miktarda kişi de bu gruba dahildi.
O grupo incluía figuras-chave como Rumsfeld... mas também incluía um grande número de pessoas... mais ou menos desconhecidas para os americanos.
Pentagon'da Don Rumsfeld için bazı konuşmalar yazardım.
Eu escrevia discursos para Don Rumsfeld no Pentágono.
Özel Planlar Bürosu, Rumsfeld'in Savunma Bakanlığı döneminde Başkan ve Başkan Yardımcısı'nın Irak'tan bir düşman yaratacak istihbarat bilgilerini oluşturması için görevlendirilmişti.
O Escritório de Planos Especiais foi criado no Ministério da Defesa de Rumsfeld... para produzir a inteligência... que o presidente e o vice-presidente queriam para fazer do Iraque um inimigo.
Ve bu bilgiler biz gizli ajanlara, Wolfowitz ve Rumsfield gibi kişiler... tarafından, hazırlayacağımız belgelerde kullanmamız için veriliyordu.
E isso nos foi dado, funcionários da ativa, para usar em documentos... que prepararíamos para nossos chefes... inclusive caras como Wolfowitz e Rumsfeld.
* Donald Rumsfeld * * Savunma Bakanı *
- Donald Rumsfeld, Secretário de Defesa.
Üyeleri arasında Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush ve Paul Wolfowitz'in de bulunduğu yeni bir muhafazakâr düşünce topluluğu olan, "Yeni Bir Amerikan Yüzyılı Projesi" adlı düşünce topluluğu, üzerinde "Amerikan Savunmasının Yeniden Yapılandırılması" başlığını taşıyan raporunu yayımlar.
O Projeto para um Novo Século Americano, um grupo de discussão neo-conservador, do qual fazem parte Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush e Paul Wolfowitz, lança o seu relatório intitulado : "Reconstruindo as Defesas Americanas".
* Savunma Bakanı, Donald Rumsfeld * * 12 Ekim 2001 tarihinde, Pentagon'da Parade Magazin'le yaptığı röportajdan *
- Secretário de Defesa, Donald Rumsfeld, numa entrevista à Parade Magazine, a 12 de Outubro de 2001,
Peki, Pentagon'un bu tip saldırılara karşı yenilenmiş olan biricik bölümünün vurulmuş olması ve binanın vurulan kısmının tam zıt tarafındaki ofisinde Donald Rumsfeld'in güvenlik içerisinde bulunması sadece bir tesadüften mi ibarettir?
E será apenas uma coincidência que o Pentágono tenha sido atingido na única secção que tinha sido renovada para suportar esse tipo de ataque? E que Donald Rumsfeld estava a salvo no seu escritório, na parte oposta?
Ve Donald Rumsfeld, pilot kabini ses kayıt cihazındaki verinin kurtarılamaz durumda olduğunu söyledi.
E Donald Rumsfeld disse que os dados no gravador de voz da cabine eram "irrecuperáveis".
Donald Rumsfeld durmanı istiyor.
Dell Ryter manda-te parar!
Bakan Rumsfeld ile bu önemli seçim için uzun ve dikkatlice düşündük.
O Secretário Rumsfeld e eu pensámos muito sobre esta importante decisão.
Rumsfeld!
Rumsfeld.
Hadi, Rumsfeld!
Rumsfeld!
CIA. Vav. Bu beni hayal kırıklığına uğrattı.
Reagan, Rove, Rumsfeld, Reno?
Ulusal Güvenlik sorumlusu Donald Rumsfeld'e yöneltilen birçok soru- -
Muitas perguntas hoje para o Secretário da Defesa Donald Rumsfeld...
Dünyanın geri kalanı gibi onlar da merak ediyorlardı.
RUMSFELD VISITA BAGRAM. são curiosos como todo o mundo.
Bay Rumsfeld'in ofisinden sık sık telefon gelirdi.
Chamávam-nos frequentemente, do escritório do Sr. Rumsfeld.
Onların ziyaretinden kısa bir süre sonra ve Dilawar'ın Bagram'a gelişinden hemen önce, Donald Rumsfeld Mohammed al-Qahtani'ye uygulanması için yeni psikolojik sorgulama tekniklerini kişisel olarak onayladı.
Pouco depois da sua visita, e mesmo antes da chegada de, Dilawar a Bagram, Donald Rumsfeld, aprovou pessoalmente, um novo conjunto de técnicas psicológicas de, interrogatório, para usá-las com Mohammed al-Qahtani.
Donald Rumsfeld de kılavuzun ötesinde tekniklerin kullanılması emrini vermişti.
E Donald Rumsfeld, mandou usar, métodos piores que o manual.
General Miller ve Bakan Rumsfeld arasındaki özellikle bu mahkumla ilgili görüşmeleri siz mi sağlıyordunuz?
Sabia das comunicações, entre o General Miller, e o Secretário Rumsfeld sobre este prisioneiro, especificamente?
Masanın üzerinde bir yığın belge vardı en üstte duran belge, Savunma Bakanlığı Genel Danışmanı'ndan Rumsfeld'e gönderilmiş olan bir bildiriydi.
Passaram-me uma pilha, de documentos, através da mesa, o primeiro documento era um memorando do Assessor Geral, do Departamento da Defesa, para o Secretário Rumsfeld.
Belge, belirli sorgulama metotlarının uygulanmasına yönelik yetki talebini içeriyordu ve bu metotlardan bazıları Bakan Rumsfeld'in onayından geçmişti.
Era um memorando sigiloso, no qual se solicitava, autorização para aplicar certos métodos de interrogatórios. Nele, dava-se a aprovação, do Secretário Rumsfeld... para a aplicação de, alguns desses métodos.
Belgede, Bakan Rumsfeld'in el yazısıyla yazılmış bir de not bulunuyordu ve şöyle yazıyordu, " Ben bile günde sekiz, on saat ayakta duruyorken nasıl oluyor da bu mahkumlar günde dört saat ayakta duramıyorlar?
Nesse memorando há uma nota, do Secretário Rumsfeld... que diz que, se ele passa, de 8 a 10 horas de pé, como era que esses presos, só passavam 4 horas diárias de pé.
Bir örnek vermek gerekirse, Donald Rumsfeld'in belgesinin bir kısmında "Bu köpeklerin tasmasını sıkı bağlamamız gerek" diye yazıyordu.
Por exemplo, ao apanharem o memorando do Secretário Rumsfeld, diriam : "Olha, ele disse que os cães, devem usar ançaimo".
Rumsfeld'in söylediğine göre bir yıldan fazla zamandır, oradaki mahkumlara kötü muamele yapıldığı ya da sorgudaki tekniklerin kötüye kullanıldığı yönünde bir rapor verilmedi.
Tem que se reconhecer, que Rumsfeld aboliu as, técnicas de interrogatório, e depois, durante um ano e meio, não recebi nenhuma informação, de que se, estivesse a abusar dos presos, em nenhum lugar.
İşte bu yüzden Lynndie England aslında Donald Rumsfeld'in ne demek istediğini biliyordu, ve onun emirlerini harfiyen yerine getiriyordu.
E por isso Lynndie England, sabia o que achava de Donald Rumsfeld, sem necessidade, de falar com Donald Rumsfeld.
Rumsfeld, Cheney ve Başkan Bush'un, bu adamlar savaş alanında yakalanan beterin beteri insanlardır demelerine rağmen devlet belgelerinin özetleri üzerinde yapılan en son çalışmalar bu insanların sadece yüzde 5'inin Amerika tarafından yakalandığını sadece yüzde 8'inin El Kaide üyesi olmakla suçlandığını yüzde 90'dan fazlasının ise Kuzey İttifakı ya da Pakistan güçleri tarafından takas için teslim edildiğini gösteriyor.
Apesar do que Rumsfeld, Cheney e o Presidt. Bush afirmam, que estes, tipos são o pior do pior, capturados no campo de batalha, um estudo recente, dos documentos governamentais, demonstra que só 5 %, destes tipos, foram capturadas pelos USA. Que só 8 % são acusados, de pertencer à Al-Qaeda.
Rumsfeld, Bush ve Cheney gibi yüksek yöneticilerin işkenceye sadece göz yummayıp aynı zamanda işkenceyi desteklediklerini tam anlamıyla akıl almaz olarak nitelendiriyorum.
Parece-me totalmente inconcebível, que as maiores autoridades, Rumsfeld, Bush e Cheney, não só aceitem a tortura, como também, advoguem por ela.
Şey, Bakan Rumsfeld'in isteği üzerine, efendim birçok Eyalet Bölümü görevi, efendim bizden alındı ve Savunmaya verildi.
Bem, de acordo com os desejos do Secretário Rumsfeld, senhor, a maioria das funções pós-operação, do Departamento de Estado, senhor, foram-nos retiradas e passadas para a Defesa.
Bakan Rumsfeld'e rapor veriyor. Vallaha iyiymiş.
Ele responde perante o Secretário Rumsfeld.
Bazen aklını yitirdi diye endişeleniyorum.
O Rumsfeld vive noutro planeta. Às vezes pergunto-me.
Amerika'da, Birleşik Devletler Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ateşkes görüşmeleri yapıldığı haberini yalanladı.
Nos EUA, o secretário da da defesa Donald Rumsfeld negou que estivessem a ter lugar negociações para um cessar fogo.
Bu yaptığına gizlice dinlemek denir, Rumsfeld.
Bem, é isso o que tu ganhas por ouvires atrás das portas, Rumsfeld.
Az önce Rumsfeld ile ilk kitabı için anlaştım!
Acabei de assinar com o Rumsfeld pelo seu primeiro livro!
Sizlere Donald Rumsfeld'in yeni kitabından okuyacağım.
Vou ler do novo livro do Donald Rumsfeld.
Richard Cheney ve Donald Rumsfeld'in benimle özel olarak ilgilendiklerinden hiç şüphem yok. Ve Bush yönetimi süresince haber bültenimde yazılanlarlardan.
Não tenho a mínima dúvida que Richard Cheney e Donald Rumsfeldt assumiram um intenso e pessoal interesse em mim e no que o meu folheto informativo publicou durante todos os anos da Administração Bush.
- Ve siz? - Bu benim yardımcım Fredrick Rumsfeld 3.
- Esse é o meu assistente Fredrick Rumsfeld lll.
Donald Rumsfeld'den alıntı yapıyorum burada.
Olha para mim, a citar o Donald Rumsfeld.
Niegroponte, Honduras'ın konsolosu, Ortadoğunun özel delegesi Rumsfeld gibi insanlar, ve bunlar gibi bir çoğu.
Pessoas como Negroponte, procônsul nas Honduras, Rumsfeld, enviado especial ao Médio Oriente, e por aí fora, bastante continuidade.
Rumsfeld başka bir gezegende.
Mantenham-se focados na liberdade e na democracia.