English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ R ] / Rüzgarda

Rüzgarda Çeviri Portekizce

257 parallel translation
Gülerek ayakta öylece durdu siyah saçları rüzgarda dalgalanıyordu ve bana hakkındaki her şeyi anlattı.
Ali, a rir, com o seu cabelo negro soprado pelo vento contou-me tudo sobre ela.
Otlar rüzgarda eğiliyordu gölün suyu kıpır kıpırdı uzaktan koyun çanlarının ve çobanın sesi geliyor ineklerin mölemesi duyuluyordu.
Com a erva a sussurrar ao vento, e o lago ondulando com os juncos os sinos das ovelhas, a voz do pastor e o mugido do gado à distância.
Yasemin kokan sıcak rüzgarda beklemekten ve terlemekten başka ne yapılabilirdi?
Mais tarde quando? O que fazer no vento quente, cheirando a jasmim... a não ser esperar e suar e beber para suar mais?
Rüzgarda sallanan bir çiçeğe.
Numa flor, oscilando ao vento.
Rüzgarda, denizde, ateşte...
Está no vento, no mar, no fogo.
Sancaklar rüzgarda dalgalanıyor, güneşte yanmış erkekler coşkuyla şarkı söylüyor, Atlar sıçrıyor, ayakkabılar vuruyor!
Estandartes esvoaçando alegremente, homens bronzeados cantando energicamente, cavalos empinando-se...
Baş yukarda, çene önde, saçlar rüzgarda uçuşuyor...
Cabeça pra cima, queixo pra frente, cabelo soprando ao vento.
Sert rüzgarda 12 deniz mili hızla gidiyordu.
Singrava a 12 nós por hora, empurrado por uma brisa forte.
Ne tahılları öğüten, Mısır'ın tuğlaları için saman yapan öküzlere ağızlık takmalısın, ne de buğdayı sapından ayırmak için rüzgarda sürekli buğday savuran ağzına kadar dolu Nil teknelerinden durmamacasına sahile buğday taşıyan kölelerin emeklerini karşılıksız bırakmalısın.
Não prendereis os bois que pisam o milho, fazendo palha para os tijolos do Egipto, nem poupareis os braços que separam o milho incansavelmente ao vento, que separam o joio do trigo, trigo carregado incansavelmente às costas de inúmeros escravos, dos barcos sobrecarregados do Nilo para as margens repletas de gente.
- Rüzgarda kontrolden çıktık.
- Que aconteceu? - Viemos ao sabor do vento.
Pekala, bana göre yolda,.. ... rayların üstünde kum varsa, rüzgarda tersten esiyorsa, diyebilirim ki,.. ... yarım saat gecikmeyle.
Bem, da maneira como eu vejo, com a areia nos trilhos e o vento contra nós, eu diria... meia hora para a chegada.
Rüzgarda biraz sallanıyor, ama hala bizi bekliyor.
Está a abanar um pouco, mas ainda está à nossa espera.
Yüzbaşı, balon bu rüzgarda patlamadan uçar mı dersiniz?
Capitão, acha que aquele balão voará com uma ventania destas, sem rebentar?
Peronda saçları rüzgarda uçuşan, esrarengiz bir kadın durmaktadır.
Numa plataforma, solitária e ao vento, está uma misteriosa mulher de negro.
Rüzgarda bir kiliseden Uçuşan çan sesi gibi
O meu coração deseja suspirar Como os sinos que repicam
Rüzgarda bir kiliseden Uçuşan çan sesi gibi
O meu coração quer suspirar Como os sinos
Neden tencereleri rüzgarda asmıyorsun, böylece kum temizlesin?
Porque não pendura o tacho ao vento e deixa que a areia o fustigue e limpe?
# Uzun buklelerin akar gider Rüzgarda dalgalanarak #
Felicidade murcha, Cabelos ao vento
İnmek tehlikeliydi ama o rüzgarda havada kalmak da bir o kadar tehlikeliydi.
Aterrar era perigoso... mas era também muito perigoso, quase tão perigoso... ficar no meio daquele vento.
Geceleyin rüzgarda hışırdayan yaprakların sesine benzer ses verir.
De noite se parece com o sussurro das folhas.
Mesela mesela, bu rüzgarda 10 atıştan 7'sinde.
Com este vento talvez, talvez, sete vezes em dez tentativas.
Büyük "A", şiddetli rüzgarda eğilmiş bir çadıra benziyor.
Seu A maiúsculo está tão torto que parece uma tenda num vento forte!
Bu rüzgarda oraya kadar bir tel fırlatamayız.
É impossível atirar um cabo com este vento.
Tekrar görüşeceğiz, Bayan Pedecaris ikimiz de rüzgarda salınan altın bulutlar olduğumuzda.
Voltarei a vê-la, Mrs. Pedecaris quando ambos formos como nuvens de ouro, ao vento.
Claudius, esen her ufacık rüzgarda sallanıp eğilir.
Cláudio vai e vem, conforme a direcção do vento.
Gamalı haç, faşizmin sembolüyle buluşuyor. İki ulusun bayrakları rüzgarda yan yana dalgalanıyor.
O emblema fascista encontra a suástica, e as bandeiras das duas nações são hasteadas ao vento lado a lado.
Rüzgarda uçuşsun Ağaçlara dolansın
Deixai-o voar com a brisa e prender-se nas árvores
Saçlarım Rüzgarda uçuşsun
Cabelo
Rüzgarda kanat çırpan yelkenlilerin seslerini duyuyorum.
Ouço o som das velas ao vento.
O her şeydedir. Sırtındaki pullar ağaç kabuklarında parlar. Kükremesi rüzgarda duyulur.
Ele é tudo o que existe, as suas escamas brilham nas cascas das árvores, o seu rugido ouve-se no vento e a língua golpeia como...
Bu yüzden burada, rüzgarda yaşıyorum.
Por isso vivo aqui, ao vento.
Rüzgarda ayakta duruyorum. soğuk ve baş ağrım alnımı sıkıştırıyor.
O frio e a dor de cabeça apertam a minha testa e coroam-me com uma tiara de ferro.
Rüzgarda uçan şeyiyle...
De capa a esvoaçar ao...
Rüzgarda uçan peleriniyle!
A capa esvoaçava!
Pelerini rüzgarda savruluyordu.
De capa a esvoaçar assim.
Goll rüzgarda birşeyin kokusunu aldığını söylüyor.
Algo de estranho vem com o vento.
Bu kulübe sert esen ilk rüzgarda yıkılır.
Sabes que este barraco vai cair ao primeiro vento forte.
Ülkenin bu bölgesinde, bu rüzgarda, pek de sürpriz sayılmaz.
Nesta parte do país, com este vento... não é de surpreender.
Eğer rüzgarda arkamızdan eserse rahatca kalkabiliriz.
Esperemos que o vento balance o peso dianteiro.
Düzüşürk en, spirali rüzgarda çarpan kırık bir kapı gibiydi.
Enquanto fornicávamos, o DIU dela era como uma porta a bater ao vento.
Senin bu yağmur ve rüzgarda dışarıda olmana dayanamam.
Mas não suporto ver-te aqui ao vento e á chuva.
60'la gidiyoruz, başım üstten çıkmış, saçım rüzgarda uçuşuyor...
Lá vamos nós a 100 á hora, cabeça fora do tejadilho, cabelos ao vento...
Yaprakların damarları. Rüzgarda dalgalanan otlar. Taşların renkleri.
as nervuras das folhas, o ondular da erva, a cor das pedras.
Haydi ayağımızı yerden kesip rüzgarda savrulalım, yada siz biracılar ne diyorsanız.
Vamos beber uma bem fresca e descontrair, ou seja lá como for que se diz.
Biraz rüzgarda koştum. Yazık.
Passei por uma ventania.
Yağmurda, rüzgarda, karda. O hep oradadır.
À chuva, com vento, com neve, ele estava sempre lá.
Aleti rüzgarda salınır, ereksiyon olmayı bekler gibiydi.
Ficava de arma em punho... á espera que as pessoas reagissem.
Kalçalarımı oynattığımda, rüzgarda küller!
Se mover um quadril, Voam como cinza!
Çöle ne görmeye gittiniz? Rüzgarda sallanan bir kamış mı?
O que fostes ver no deserto?
Rüzgarda uçuşsun, göster saçlarını İstediğin gibi uzatmalısın, saçlarım
O meu cabelo Deixai-o voar, mostrar-se Tão longo quanto Deus quiser
- Bu rüzgarda nasıl duydun?
Ouviu com esse vento?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]