English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sadaka

Sadaka Çeviri Portekizce

374 parallel translation
Hiç! Yakında sadaka toplamaya başlarız.
Em breve vivemos de caridade.
Nazik olmak istediğiniz belli ama sadaka vermek için neden beni seçtiniz?
Sim, claro que você quer ser gentil, mas por que escolheu a mim para a sua caridade?
Allah aşkına için bir sadaka.
Uma esmola pelo amor de Alá.
Hayır için sadaka verdim.
Uma bela recompensa pela caridade.
Allah aşkına için bir sadaka.
Esmola pelo amor de Alá.
- Onu bana getirin. - Allah aşkına için bir sadaka.
Tragam-no até mim.
- Sadaka değil ki.
- Não é caridade, homem. É bom senso.
Bakın, Bay Stephenson, bankadan sadaka istediğimi sanmıyorum.
Não vejo isto como um pedido de esmola ao banco.
Sadaka verilmesinden hoşlanmam.
Só não gosto é de aceitar esmola quando estamos falidos.
Başka bir gringodan sadaka isteyebilir ya da hırsızlık yapabilirsin.
Podemos pedir esmola a outro gringo ou até mesmo roubar.
Allah'ın acıdıklarına bir sadaka!
Uma caridade, pelo amor de Alá.
Fakire sadaka.
Uma moedinha.
Sağ ol, ama sadaka istemiyorum.
Obrigado, não quero caridade.
Lütfen, sadaka! Gururlu Şam vatandaşı!
É este o orgulho dos habitantes de Damasco?
Alın size sadaka! Asil yürekli yabancıdan sadaka!
Esmolas do nobre desconhecido!
Bana sadaka verdi, sanki dilenciymişim gibi.
Ofereceu-me esmola, como se fosse um pedinte.
Sadaka istemiyorum.
Não preciso de caridade.
İdare edip gidiyoruz. Bu sadaka değil, Bay Weems. Onu hak edeceksiniz.
- Não é caridade, estará a ganhá-los.
Köre bir sadaka.
Esmola para o cego!
Artık sadaka vermeyeceğine söz vermiştin.
Prometeste-me que não havia mais ajudas.
İstesek o makarnayı sana sadaka bile bırakabiliriz.
Somos até capazes de ir embora... e deixar-lhe, por caridade, a nossa massa.
Tanrı sizi korusun! Köre bir sadaka...
Almas caridosas, lembrem-se do pobrezinho cego.
Bir sadaka verir misiniz?
Me dá uma esmola?
Köhne şehrin gecelerinde gezen modern çağın hayaletlerinden biri. Yemek, sadaka veya bir bardak içki arıyor.
Uns de tantos fantasmas de hoje rondando as noites fedorentas da cidade... à procura de um salto, uma esmola, um copo de desleixo.
Aşağı yukarı bir sadaka gibi duruyor.
Assim não se nota que é caridade.
Siz beyaz insanlar sadaka vermeyi güzel bir şey sanırsınız.
" Isto que o homem branco chama caridade é boa para as viúvas e para os órfãs,
Bazen de yoldan geçenlerden sadaka dilendikleri bile oluyordu.
Outras vezes recorriam à caridade dos receosos vaqueiros.
Ama benim ihtiyaçlarım da en az tek kocanın ölümü için... bi haftada altı ayrı yerden sadaka toplayan namuslu dullar kadar fazla.
Mas as minhas necessidades säo iguais às de qualquer viúva que tenha recebido... dinheiro de seis instituiçöes de caridade diferentes, pela morte do mesmo marido.
Sadaka verdiğinizde, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
Quando der uma esmola, que a mão esquerda não saiba... o que faz a direita, para que sua esmola permaneça secreta... e o vosso Pai, que vê o secreto, lhe dará a recompensa.
Sadaka topluyorsanız, bunu niye söylemediniz?
Se se está à procura de uma ajuda, porque não dizê-lo?
Bu destekleri sadaka olarak görmüyorum. Ve siz öyle gördüğünüz için çok üzgünüm.
Eu não vejo estas contribuições como ajudas, e lamento que você o veja.
Başkalarının parasını sadaka gibi dağıtmak hoş olur.
É bom dar para a caridade quanto o dinheiro é dos outros.
Sadaka, lütfen.
Uma esmola, por favor.
Efendim, sadaka.
Senhor, senhor, uma esmolinha.
Hiç kimse bağış, sadaka gibi kötü bir şey düşünmedi.
E todos que deram qualquer coisa disseram que gostavam de si. e pensei que fosse uma boa ideia a nossa.
Ben asla sadaka, bağış gibi yardımları kabul etmem.
- Sim, querida.
Sen gidip istesen bile kimse sana sadaka vermez.
Foi apenas simpatia, Foi o que foi.
Sadaka, fakire bir sadaka.
Esmolas! Esmolas para os pobrezinhos!
Sadaka. Fakire bir sadaka.
Esmolas para os pobrezinhos!
- Cüzamlıya bir sadaka.
- Esmola para um leproso.
- Cüzamlıya sadaka.
- Esmola para um leproso.
Eski bir cüzamlıya bir sadaka.
Esmola para um ex-leproso.
Senin gibi serserilerden sadaka istemem.
Não preciso de caridade de gente como tu.
Sadaka tanımadıkların tarafından verilir.
As esmolas vêm do Governo.
Bu şapkayı alınca insanı dilenci sanıp sadaka veriyorlardır.
Oferecem uma sopinha a quem comprar um chapéu, é?
Oedipus'a bir sadaka.
Dá a Édipo.
Sadaka almayız.
- Não aceitamos caridade.
- Sadaka.
- Esmola?
Sadaka. Fakire bir sadaka.
Esmolas!
Sadaka.
Esmolas!
Fakire bir sadaka.
Esmolas para os pobrezinhos!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]