Samimi Çeviri Portekizce
2,130 parallel translation
Sebebini bilmesem de, bunu hiç samimi bulmadım.
Sinto que não estás a ser sincero, mas não faço ideia porquê.
Neden samimi olmasın?
Bem, talvez seja sincero.
Ben samimi birkaç şey söylemek istiyorum sadece.
Só quero dizer algumas palavras de coração.
Samimi iliskiler hayattaki hedeflerin yerine geçemez.
" As relações íntimas não substituem um plano de vida,
Ancak basariya ulasacaklarsa hayattaki hedeflerinin içinde samimi bir iliski de olmalidir.
"mas, para ter algum significado ou validade, um plano de vida tem de incluir relações íntimas."
Deneyeceğiz, Samimi olarak deneyeceğiz, pazarlıklar ve şantajlara başvurmadan.
Podemos tentar, tentar honestamente, sem recorrer aos acordos e chantagens.
Kısa süre sonra, döndü ve sadece biri hariç bütün hizmetlilerini kovdu ve samimi bir şekilde Waverley'e dönerek bu tedbirli yolu örnek almasını...
"Passado pouco tempo, ele voltou, e dispensou os seus assistentes, excepto um, intimidando Waverley, para que imitasse os seus gestos cuidadosos."
Yani ben yüzde elli ihtimalle herhangi bir şakanın espri konusu olabilirim. Ama o çok samimi görünüyor.
Portanto, há uma hipótese de 50 % de eu poder ser a razão de alguma piada prática, elaborada, mas ela parece bastante sincera.
Kal ve yaratıcınla samimi bir sohbet yürüt.
Deves ficar. Fica e tem aqui uma conversa com o teu criador.
Samimi bir sohbet talep ediyorum.
estou a tentar ter uma genuína conversa.
Samimi gözyaşlarının baskısı altında olduğum zamanlarda mesela.
Quando me sinto à beira de lágrimas genuínas, sim...
- Peki, Allen. - Ardından sahiden ruhumun gizli narinliğini kabul edip yazılarımda ifade edebilirsem benim saf halimi anlayabileceğimi düşündüm. İşte az önce aramızda geçen o samimi konuşma da babamı taklit ettiğim bir kısa şiirdi.
Apercebi-me então que se eu... admitisse e expusesse nos meus escritos a secreta ternura que me ia na alma... ele compreenderia de imediato quem eu era, e por isso aquelas frases sinceras substituíram as rimas iniciais que fazia pela família.
Yani sana karşı samimi olmak istiyorum.
Quero ser verdadeiro para ti.
Ben samimi olarak topun Sinn Fein'in elinde olduğunu düşünüyorum.
Eu, francamente, acho que agora a bola está do lado do Sinn Fein.
Doğru kelimeleri söylerdi, beni güldürürdü ama biliyorum ki sen benim endişelerime samimi bir şekilde cevap veriyorsun.
Ele diria as palavras certas, não me contrariaria... Mas eu sei que tu levas sempre as minhas preocupações a sério.
Christ, bir kerecik olsun biraz daha samimi olmayı deneyebilir misin?
Por favor, poderias ser um pouco menos honesto para a próxima?
Geleceğin hakkında çok umutlu. Gerçi tamamen samimi biri olmasına rağmen, edebiyatla ilgili bir şey görmedi.
Ela está muito optimista acerca do teu futuro e ela não te vê na literatura.
O ayrıIdıktan sonra Taft Okulu'ndan birkaç kızla dans ettim ve bayağı samimi olduk.
E quando ela se foi embora conheci umas miúdas do Taft. E tornei-me o melhor amigo delas.
Böyle daha samimi olacağını düşündüm.
Sim, mas pensei que assim era mais simpático.
Samimi olmalısın.
Mas tem de ser sincera.
Ne kadar samimi olduğunu takdir ettiğimi söylemek istiyorum.
Só quero dizer que gostei de teres sido tão sincero.
Bu yanını sevdim ve oğlum hakkında samimi davranmadığım için özür dilerim.
Gosto muito disso em ti, e lamento não ter sido tão sincera em relação ao meu filho.
Sanırım, eğer yüzde 10'dan yüzde 20'ye geri çekilsen samimi söylüyorum, kendin için en hayırlısını yapmış olursun.
Só acho que se abrandasses uns 10 % ou 20 %, emocionalmente falando, te sairias muito melhor.
Yani samimi hiçbir anımız olmadı.
Nunca houve um momento sincero.
Hiç sana da öyle geliyor mu Cyrus'un yüzde yüz samimi olmadığı?
Alguma vez sentes que o Cyrus não está a ser... totalmente genuíno?
Bu açık sözlü ve samimi tavrın beni hep hayran bıraktı.
- Toma isso, rapaz. A tua bravura e franqueza são sempre apreciadas.
İki, onu eve davet ederim, ama öyle de çok samimi olur.
Duas, convido-o a vir cá a casa, mas isso será muito intimo.
Biliyorsun, Jason, seri katiller hakkında bir sürü şey okudum ve samimi olarak söylüyorum, bence bu konu çok abartıImış ve basmakalıp.
Sabes, Jason, já li uma data de trabalhos sobre assassinos em série e, francamente, acho que o tema é batido e banal.
Özrün samimi olmayınca affetmek kolay olmuyor...
É difícil perdoar-te se não fores sincero...
Bence samimi değil.
Bem, penso que é dissimulado.
Karım ve en samimi arkadaşım demek.
A minha mulher e o meu melhor amigo.
- Biz o kadar samimi değildik.
- Éramos muito próximas.
Bugünlerde değişen şey ise, bütün dallamalar samimi davranıyorlar.
Mas o que mudou hoje em dia é que os canalhas são sinceros.
Bugünlerde değişen şey ise, bütün dallamalar samimi davranıyorlar.
Mas o que é diferente hoje é que os canalhas são sinceros.
Samimi bir ortam olacak.
Será uma reunião íntima.
Samimi bir ortamdan kastın bu muydu?
É a isto que chama de "reunião íntima"?
Gözaltına alınmanız için resmi bir özür alacaksınız ama bu arada umarım samimi pişmanlıklarımı kabul edersiniz.
Receberá um pedido de desculpa oficial pela sua detenção, mas entretanto espero que aceite o meu sincero pedido de desculpa.
Neden samimi görüşmelerle sorunu çözmüyorsunuz?
Porque não podem resolver isto de uma forma diplomática?
İstekleri biraz daha samimi.
Os seus desejos são de uma natureza mais íntima.
Karım, çok samimi olduklarını söyledi.
A minha mulher disse-me que eles são muito íntimos.
Bana sorarsan, kilise çok tanrılı komşularıyla daha sağlam ve samimi bir yer.
A Igreja está demasiado acostumada aos seus vizinhos politeístas, se queres saber.
Senden bir şey saklamıyorum. Tommy Conroy ile pek samimi sayılmayız. Ben hapisten yeni çıktım.
Não é segredo para ninguém que eu e o Tommy Conroy não somos propriamente amigalhaços, mas eu acabei de sair da prisão.
Tabii daha samimi alâkan karşılığında.
A favor de mais... preocupações íntimas.
Tanımadığın insanlarla bu kadar samimi olman tuhaf.
Pouco vulgar, ser tão íntima com pessoas que não conhece.
Samimi olduğunu mu düşünüyorsun?
Achas que é sincero?
Ayrıca samimi olarak söylüyorum, zor bir karar.
E francamente, sabendo qual é a verdade, é uma escolha bastante difícil.
Bana kişisel bilgilerini verir ve ben de samimi bir değerlendirme yaparım. - Sonrasında da başlarız.
Ele pode dar-me os seus dados pessoais e eu farei uma avaliação cuidada e, em seguida, poderemos começar.
Samimi olmak gerekirse bu okulda biraz daha çeşitliliğe ihtiyaç var.
E para ser franco, dava-nos jeito um pouco mais de diversidade na escola.
Samimi olmak gerekirse, bilmem gerekmiyor...
Vimos um anúncio sobre... Sinceramente, não preciso de saber.
Çok iyi gidiyorsun Chuck. Samimi devam et.
Está fazendo um bom trabalho, Chuck, mantenha pessoal.
Samimi ol.
Aquece-te.