Sanatçılar Çeviri Portekizce
819 parallel translation
Yazarlar, şairler, sanatçılar, işçiler.
Escritores, poetas, artistas, trabalhadores
Sanatçılar yardıma ve nüfuza ihtiyaç duyarlar
Artistas precisam de ajuda e influência.
Fransa'daki sanatçılar da şöyle diyordur :
Sabe que há milhares de artistas em França a dizerem :
Cömert bir bayan patronun kanatları altında calışan sanatçıların modası az çok geçti.
A ideia de os artistas dependerem de uma benfeitora, Sra. Mãos-Largas, passou um pouco de moda.
İş dolayısıyla birçok kişiyi tanıyorum. Editörler, sekreterler, diğer eskiz sanatçıları, bilirsiniz işte. - Ama siz benim ilk gerçek arkadaşımsınız.
Tenho muitos contactos de trabalho, editores, secretárias e outros artistas, mas... poderá ser o meu primeiro amigo verdadeiro.
Hoş geldiniz sanatçılar, hoş geldiniz hepiniz!
Bem-vindos, mestres. Sede bem-vindos!
Ancak sanatçılar için farklı bir tür ıstırap vardır. Kıştan da kışın getirdiklerinden de daha kötü.
Ainda assim, há um sofrimento para o artista... que é pior que o inverno ou a pobreza.
Dünyanın en büyük sanatçılarından birisi masamızda oturuyor.
Temos um dos melhores artistas do mundo... sentado nesta mesa. Porque é que não lhe pedimos que faça qualquer coisa?
Sanatçıların karşılaştığı türden bir sorun.
- Que curioso num artista ter problemas!
Sanatçıların benden daha dayanıklı olması gerektiğini biliyorum. Ama onlar yeteneklerinin farkındaydı.
Sei que os artistas que tiveram sucesso passaram por mais penúrias, mas sabiam que tinham algo.
Tüm sanatçıları şahsen tanıdığınızı hissedeceksiniz.
Sentíamos que conhecíamos todos os artistas pessoalmente.
Duyarlı sanatçılar! Alıngansınız ama başka herkesi ihmal ediyorsunuz! - Ben iniyorum.
Muito preocupados com si mesmos mas esquecem-se dos outros.
Şu sanatçılar çılgın insanlar.
Actores são gente louca.
Sana bir erkek ve bir kadının organlarını getirdim. Sanatçılar tarafından korunacak. Böylece onlar ebedi hayattan zevk alacaklar.
Trouxe os corpos de um homem e de uma mulher... para serem preservados pela vossa arte... e que assim possam gozar da vida eterna.
Dediğiniz gibi, burada sanatçılar var.
Como disse, aqui somos artistas.
Bunu Thebes'in en iyi sanatçıları yaptı.
O melhor artista de Tebas fez isto...
Bütün sanatçılar şapka dolaştırırlar ve hiçbir zaman da bundan zararlı çıkmazlar.
Todos os artistas dão uma volta com o chapéu, ninguém fica mal.
Doğulu sanatçılar.
Artistas orientais!
- Öğrenciler, akademisyenler ve sanatçılar.
Qual ê a classe destas pessoas?
Siz sanatçılar etiketten hiç anlamıyorsunuz.
Vocês, artistas, não fazem ideia do que é a etiqueta.
Evet prensesim. Sanatçıların en mükemmeliyim.
Sim, Princesa, um artista puro!
Sanatçıların koruyucu azizesi olduğun için mi?
És uma mecenas das artes? - Onde estavas?
Bayan Lemmon, önerilen sanatçılar listesini yollar mısın?
Menina Lemmon, pode trazer a lista dos artistas sugeridos?
Dünyaca ünlü sanatçılar gözlerinizin önünde ölüme meydan okuyan gösteriler yapıyor.
Artistas famosos, malabarismos mortais com destreza bem na sua frente.
Ayrıca mimariye, heykele, resme hamilik eden de olmazdı ;.. ... rahat bir yaşam sanatçılar için hayal olurdu.
E, permita-me acrescentar, nem um patrono da arquitectura... escultura e pintura, e, portanto, nenhuma vida confortável para os artistas.
Sanatçılar gelir, gider.
Os artistas vão e vêm.
Sanatçıların hayatını prenslerle tiranlar yönetemez.
Os príncipes e os tiranos não deviam mandar nas vidas dos artistas.
Şu sanatçılar, hepsi aynı.
Artistas, são todos iguais.
Ama sanatçılar hizmetkâr değil mi zaten bu dünyada? Zenginlerin, güçlülerin yalakasından başka nedir ki sanatçı?
Bem, mas o que é um artista neste mundo senão um servo... um lacaio dos ricos e poderosos?
Yanılmıyorsam 150 ışık yılı önce 150, 200 karınca toplumunda sanatçılar yaşardı.
Provavelmente há 150 anos luz... - 150 - 150, 200... Havia artistas na sociedade das formigas.
Sanatçılar, yazarlar, müzisyenler, ressamlar.
Artistas, romancistas, músicos, pintores.
Biz sanatçılar övülmeyi severiz, ama gerçeği duymak daha iyidir.
Nós, os artistas, adoramos o elogio, mas mais a verdade.
Sanatçıların başkalarına olan şefkatlerinden ilham aldıklarını düşünüyordum.
Sempre pensei que os grandes artistas sentissem grande compaixão pelas outras pessoas.
- Sanatçılar mı?
São artistas? .
Aslında anlaştığımız sanatçılar bizi son dakikada ortada bıraktı ve bize gereken- -
Bem... As artistas que tínhamos contratado Iargaram-nos à última da hora e nós precisamos de...
Sanatçıların paraya önem vermediklerini sanırdım.
Pensava que os artistas não ligavam ao dinheiro.
Büyük salonlardan kovulan bu yaşlı sanatçılar kendilerine banliyölerde yer buldular.
Nos encontramos na periferia mais distante, afastados do centro, onde se escondem estes velhos personagens longe do palco.
Büyük org sanatçıları hakkında konuştuk Bridges, Drew, Phibes.
Fala aqui dos famosos compositores... Bridges, Drew e Phibes...
Biliyor musun, bazen... sanatçıların karanlıkta nişan alan avcılara benzediğini düşünüyorum.
Sabes, por vezes penso... que os artistas são como caçadores que atiram no escuro.
Sanatçılar tarafından binlerce yıl önce yapılmış bu gizli bölmede bir prenses gibi dinleneceksin.
Este compartimento secreto... feitos por artesãos de milhares de anos... princesa vai descansar como você é.
Çünkü yazarlar, şairler ve sanatçılar hayatı yaşamak en çok sizin göreviniz Öyleyse uçun kardeşlerim dünyaya bir bakın Bana da deniz kenarında bir yolculuk ayarlayın.
Pois, para os escritores, poetas e artistas, é o seu dever viver a vida ao máximo, então curtam, irmãos, e vejam o mundo, dêem um passeio pelo litoral.
Çevreme bilge insanları, büyük dehaları ve ünlü sanatçıları toplayabileceğim. Ve alçakgönüllükle yardımlarını isteyeceğim.
Poderei chamar os verdadeiros sábios, os génios... os grandes artistas... e pedir, humildemente, que me ajudem.
Sanıyorum ki bütün sanatçılar öyle.
Acho que é igual para todos os artistas.
Bugünlerde tüm sanatçılar yalnızca... etten kemikten ibaret gibiler. Çıplak. Yavan, meydanda.
Tudo o que fica, a maior parte da arte não parece preencher estes dias, é homens façam-no sem valor para o comércio.
"Gönlünüzü ferah tutun"... diye sesleniyor bizlere geçmişten seslenen merhum sanatçılarımız.
Sejam felizes, artistas individuais mortos, fora do passado vivo.
Sanatçılar, yazarlar ve ressamlar Nazi kontrolü altındaki kültür cemiyetlerine katılmak zorundaydı.
Todos os artistas, escritores e pintores tinham de se juntar a associações culturais controladas por nazis.
Yahudi bestekârlar yasaklanmış, Yahudi kökenli sanatçılar kovulmuştu.
Os compositores judaicos foram banidos e os artistas de origem judaica foram despedidos.
Gördüğünüz gibi, Bay Bond, Bütün büyük sanatçılar gibi ben de hayatımın en büyük başyapıtını yaratmak istiyorum.
Sabe, Sr. Bond, como todo o grande artista, quero criar uma obra-prima indiscutível uma vez na vida.
Konuk sanatçılar :
"Interpretando se a si mesmos"
- Ama bu sanatçıları duymuş olmalısın.
Mas sei como são. Conhece os artistas, não? Não.
Doğru dedin, hiçbir çağdaş sanatçı Yunanlıların mertebesine erişemez.
Verdade, nenhum artista moderno poderá ambicionar equiparar-se aos Gregos.