Sendika Çeviri Portekizce
871 parallel translation
Sendika denen şeylerde toplanmaya başlıyorlardı.
- Ele virou o "operariado organizado".
Sendika şeytanın işidir.
Os sindicatos são obra do Diabo.
Sendika üyesi değildim tabi ki, bu yüzden kovuldum.
Como eu não era sindicalizada, eu fui demitido.
Onu sadece sendika üyesi olduğu için vurdular.
Mataram-no porque ele pertencia a um sindicato.
- Hiç "sendika" diye birşey duydun mu?
- Já ouviu a palavra "sindicato"?
Sendika, üç yardımcı daha almamda ısrar ediyor.
O sindicato quer que arranje mais três assistentes.
Bu sendika şubesini ele geçirmek zor oldu.
Tomar conta deste sindicato deu que fazer.
- "Büyük sendika lideri" Johnny Friendly.
- O Johnny Friendly, o "líder trabalhista".
Ülkedeki hiçbir sendika bu durumu kabul etmezdi.
Nenhum outro sindicato do país toleraria uma coisa assim.
Sendika aidatlarınızla ve toplanan haraçlarla... 150 dolarlık takım elbiseler, elmas yüzükler alanlar için ne hisseder?
Que é que ele acha dos que vestem fatos de $ 150... e usam anéis de diamantes com o vosso dinheiro?
Yani siz şimdi diyorsunuz ki bu sendika şubesinde... her yıl 65.500 dolar toplanıyor... ve mali kayıt tutulmuyor.
Quer dizer que o vosso sindicato local recebe... $ 65.500 por ano... e não tem registos financeiros?
Dün gece beş ayrı liman sendika şubesinin soyulmuş olması... size tuhaf gelmiyor mu?
Não acha estranho que cinco locais diferentes... tenham sido assaltados ontem á noite?
Eğer gerçekten akıllı biri olsaydın, aynı işi yapanları yanına alıp bir sendika kurardın.
Se fosses esperto mesmo, juntavas os rapazes e formavas um sindicato.
- Ama sendika fiyatı.
- Era à escala do sindicato.
Şimdi de karşınızda gösterinin yıldızı, New York Daily News'un ulusal sendika üyesi ve köşe yazarı, Ed Sullivan.
E, agora, temos o prazer de apresentar a estrela do espectáculo, o colunista do "New York Daily News", Ed Sullivan.
sözleşmeler, ehliyetler, kimlik kartları, izinler... tapular, sertifikalar, kayıtlar... sendika kartları, bonservisler, faturalar, borç senetleri geçici müsaadeler, izin mektupları, gelir beyannamaleri
contratos, licenças, BI, autorizações, alvarás, certificados, registos, transportes, cartões de sindicato, certificados, contas, garantias, licenças temporárias, cartas de consentimento, declaração de rendimentos. Certificados de custódia e até prova de origem.
Öyleyse, ya siz başka bir sendika bulun, ya da ben, başka bir taksi tutayım.
Ouça, ou muda de sindicato, ou eu mudo de táxi!
- Sendika, bunun hesabını sorar!
- Mas o sindicato não vai gostar!
Bu kişiler toplantı sonrasında beni görecekler, sendika aidatlarını ödediklerini görmek ve duymak beni mutlu edecektir.
- haverá uma reunião comigo após a assembleia, - na qual terei o prazer de os ouvir dar-me explicações.
Sendika bizim için çalışmanı istiyor.
O sindicato quer que trabalhe para nós.
Sendika ne isterse onu elde eder. Bilirsin.
O sindicato sempre consegue o que quer, você já sabe.
Sendika için çalışacak mısın?
Trabalhará para o sindicato?
Sendika için çalışacaksın.
Trabalhará para o sindicato.
Sendika için çalışmak istemiyorum.
Não quero trabalhar para o sindicato.
Sendika en iyi avukatlara.. en iyi bağlantılara sahiptir.
O sindicato tem os melhores advogados, os melhores contatos...
Bilmelisin ki senin paraşütün Sendika'nın el koyduğu 50-60 kadar paraşütten biriydi.
Deves lembrar-te que o teu pára-quedas foi um dos 50 ou 60 pára-quedas de que a firma se apoderou.
Sendika umurumda değil.
Não quero saber da firma.
Benim değil, Sendika'nın domatesleri.
Não são meus, são da firma.
- Sendika için yiyecekler.
- Tem de ser, é pela firma.
Sendika'da 60'ın üzerinde hissesi vardı.
Tinha mais de 60 acções da firma.
Sendika kıyameti koparır.
O sindicato vai apresentar queixa.
Sendika bir düzine isteyecektir.
O sindicato vai exigir uma dúzia.
Onu, ilk kez sendika adamları kullanıyor da ondan.
1ª vez que ê conduzido por um tipo do sindicato.
- Evet. - 3 bin dolarımı alıp sendika merkezine götüreceğim.
Vou dar os meus $ 3.000 ao sindicato.
- Tabii. Sendika beni istemiyor.
O sindicato não me quer.
- Sendika tarifesi.
As taxas sindicais.
Arkadaşım, Gelecekte karşılaşacağınız sendika problemlerini çözebilir.
Ele poderia acabar com seus futuros problemas com o sindicato.
Şu anda, sendika ve kumar işleri bizim elimizde, ve hepside çok iyi kazanç sağlıyor, ama uyuşturucu, geleceğin işi.
Temos sindicatos, casinos, isso é bom. Mas os narcóticos são o futuro.
Üç ; işkencenin kurbanları. Öğrenciler. Ve sendika liderleri.
Terceiro : as principais vítimas desses métodos são os estudantes e os dirigentes sindicais.
Sendika liderleri, size sözüm :
Líderes de sindicatos, tenho de dizer :
Şimdi, halk adına, siz sendika liderlerinden beklentimiz üzerinize düşeni yapmanız.
Agora, em nome da comunidade, temos o direito de esperar que vós, os líderes dos sindicatos, façam a vossa.
Haziran 1941'e kadar, bazı sendikalarla sorunlar yaşanmıştı. Rusya savaşa girene kadar ve Molotov-Ribbentrop paktının sürdüğü günlerde kimi sendika başkanları işleri yokuşa sürüyordu.
Houve um problema com alguns sindicatos até Junho de 1941... até a Rússia entrar na guerra.
Max Beaverbrook, eski gazete patronu, artık Tedarik Bakanı'ydı. ve Ernest Bevin, Sendika Merkezi'nin güçlü adamı.
Max Beaverbrook, magnata dos jornais e agora Ministro dos Fornecimentos, e Ernest Bevin, o homem forte do TUC, Congresso dos Sindicatos.
Ya sendika-dışı işler?
E um trabalho não sindicalizado?
"Sendika-dışı" yla neyi kast ediyorsun?
Não sindicalizado?
Bizim sendika polisleri de yönetiyor olacak.
Não sabes? Estão a formar um sindicato de policias.
Sendika skandali haberin iyiydi Kent.
Bom trabalho sobre o escândalo no sindicato.
ya da sendika temsilcisine.
- Ou um sindicalista.
Sendika kuralları.
Normas sindicais.
Üyelerim özel bir Birmingham ödeneği hakkı iddia edebilir mi? BBC stüdyosunda sendika görüşmeleri yapabileceğimi sanmıyorum.
Os estúdios da BBC não são o sítio ideal para negociar com sindicatos.
Neyse, George bedava hindisini almak için sendikaya gitmiş çünkü sendika George'a, Birinci Dünya Savaşı'nda travma yaşadığı için, Noel'de bedava hindi verirmiş.
- Isso, isso! Bem, então... O George foi ao sindicato, para buscar o perú que era dado.