Septime Çeviri Portekizce
87 parallel translation
- Mimoza yumurtaları, Bay Septime.
- Mas o que é isso? - Ovos mimosa, Sr. Septime!
- Maydanoz yerine tarhun otu istiyor.
- O que foi? - O Sr. Septime quer estragão.
- Yemekler harikaydı, Septime.
- Estava tudo muito bom, Septime.
Bu ne, Septime?
O que é isso, Septime?
Elysee'ye vardığımızda,.. ... akşam yemeğine, Septime'de yer ayırtmayı unutmayın.
Quando me deixar no palácio reserve uma mesa para o jantar, no Septime.
Bay Septime!
Sr. Septime? - Olhe...
Sevgili Septime, henüz en güzelini anlatmadım.
- Meu velho Septime. - Ainda não lhe contei a melhor.
SEPTIME * YÖNETİM
"SEPTIME - ADMINISTRAÇÃO"
- Bay Septime, çıktı efendim.
- O Sr. Septime saiu, caro senhor.
Septime, yaramaz bir adam.
O Septime não é justo, pois não?
- Bay Septime ne zaman gelir bilmiyorum.
Lamento, mas não sei a que horas chega o Sr. Septime.
- Bay Septime!
- Por favor, Sr. Septime...
Başkan'ın güvenliğinden sorumluyum.
Sr. Septime, trato da segurança do Presidente.
Septime'in piramidi!
A "Pirâmide à Septime."
Bu akşam, Ekselansları için kendimi aşacağım.
Diga a Sua Excelência que o Septime estará no seu melhor!
- Akşama görüşmek üzere.
- Então, até logo, Sr. Septime.
Nasıl oldu bilmiyorum, Bay Septime...
Não sei o que foi, Sr. Septime.
Ben bir şey yapmadım, Bay Septime.
Não fiz nada.
- Bay Septime, ben de sizi arıyordum.
- Sr. Septime, ando à sua procura.
- Ben nasılım, Bay Septime?
- Venha cá! - Estive bem, Sr. Septime?
Bay Septime, rica ederim.
Por favor, Sr. Septime...
- Başkan nerede, Bay Septime?
- O Presidente? - Estava aí.
Doğru. Bütün gün, Septime'i izleyin.
Entretanto, vigiem o Septime o dia todo.
- İyi günler, Bay Septime.
- Bom dia, Sr. Septime.
- Bunu telafi etmelisiniz, Bay Septime!
- O Sr. Septime tem de compensar.
- Seçiminizi yaptınız mı? - Evet, size güzel bir masa seçtim.
- Já escolheu, Sr. Septime?
- Hizmetinizdeyim. - Bay Septime!
- Estou à vossa disposição.
- Şef çok sinirli!
- Sr. Septime o chefe está furioso!
Bay Septime, bize en iyi şampanyasını önerdi.
O Sr. Septime oferece-nos o seu melhor champanhe.
- İyi günler, Septime. - Ne?
Bom dia Septime.
- Şimdi, arabadan in, Septime.
- Agora sai, Septime.
Üç gün içinde, 200 milyon değerinde Hazine Bonosu Sayın Bay Septime aracılığı ile bize ulaştırılmazsa, kendisi meydanda vurulacak.
Se a soma de duzentos milhões em títulos do Tesouro não nos for entregue nos próximos três dias pelo distinto Sr. Septime
Bay Septime, talimatlarımızı alacak!
Daremos instruções ao Sr. Septime, o portador do resgate.
Formda bir Septime istiyorum.
Quero um Septime em forma.
Septime'i izleyecekler ve bize de onları yakalamak kalacak.
- É provável que se manifestem. Seguirão o valente Septime e só temos de os agarrar.
- Evet, Bay Septime.
- Sim, Sr. Septime.
- Buradayım, Bay Septime.
- Aqui, Sr. Septime.
- Septime'de dedim.
- Eu disse : "Septime".
- Paltonuz, Bay Septime.
- Obrigado...
- Teşekkür ederim.
- O seu casaco, Sr. Septime.
Bay Septime, çıktı.
O Sr. Septime saiu.
Bay Septime!
- Sr. Septime!
- O'nun yüzünden, Bay Septime.
Foi ele, Sr. Septime.
- Neden yarın, Bay Septime?
- Porquê amanhã?
- Hayır, Başkan kayboldu!
Não! O Presidente desapareceu, Sr. Septime!
Septime'in yeri.
No Septime.
- Başkanı buldunuz mu? - Lütfen oturun.
- Então, Sr. Septime?
Benle dalga geçerseniz, siz de çıkmayacaksınız!
Tal como o Septime ficará, se gozar comigo!
- Bay Septime, hiç böceğimiz kalmamış.
- Sr. Septime?
- Septime!
- Septime!
İyice bak, Septime.
Procura bem.