Shirts Çeviri Portekizce
576 parallel translation
Tamam, haydi uyumaya.
Para a cama. Sem meias, sem t-shirts.
Çorap ve tişört hakkında bu kadar çok şey bilen biriyle hiç tanışmamıştım.
Nunca conheci ninguem que soubesse tanto sobre meias e T shirts.
- Senin tişörtlerinden birini giyiyorum.
Estou a usar uma das tuas t-shirts.
T-şörtlerin hesabını tutuyor musunuz? Bunu nereden almış?
Ele tem uma das nossas T-shirts.
Elmaslı tişört giymişlerdi.
Usavam t-shirts com pedras falsas.
Hayatını müzikal yapmayı bile düşünüyorlar.
Vão fazer uma peça musical. A cara dele anda nas T-shirts.
Ceket, tişört, diş fırçası gibi şeyler alacağız. Hatta walkie talkie de alabiliriz.
Casacos, t-shirts, escovas de dentes, coisas do género, talvez mesmo walkie-talkies.
Tişörtler!
T-shirts!
Tişört alın!
Comprem T-shirts!
Tişörtlerinizi çıkarın.
Dispam essas t-shirts.
Ya aynı tişörtü giyersiniz, ya da hiç giymezsiniz.
Todos usarão t-shirts iguais, ou nenhuma.
Zorlukları aşın. Hemen çıkarın ulan tişörtleri!
Dispam já o raio dessas t-shirts!
Haftaya, Hristiyan T - Shirt Shop'a karşı oynayacağız.
Na próxima semana, jogamos contra a Loja T-shirts Cristãs.
Götür beni.
Que devo fazer, deixar de usar t-shirts?
Al'in tişörtleri tekrar beyazlamış.
As T-shirts do Al ficaram cinzentas de novo.
- Tişörtleri çok severim.
Do que eu gosto mesmo é de T shirts...
- Tişörtler.
T shirts, ah.
T-şort veya çıkartma istersen, sana bir şey ayarlarım.
Se precisarem eu posso arranjar T - shirts ou autocolantes.
Tişört!
T - shirts!
Kobra Kai tişörtü alın!
Comprem T-shirts cobra Kai!
Üzerinde "Ouiser Boudreaux'yu Dövdüm" yazan tişörtler satarız.
Venderemos t-shirts a dizer : "Eu esbofeteei a Ouiser Boudreaux!"
- Mahkum olursa tişört veriyorlarmış. - Yaşasın!
Se ela for condenada, recebemos T-shirts!
Renkli t-shirt dolu bir kurutucuda!
Com um secador de roupa cheio de t-shirts tingidas.
- Sanmıyorum. Tişörtlerde yazdığı gibi, "Bazen işler ters gider".
Duvido. "Coisas que acontecem" como dizem as t-shirts.
Yeni gömlek fabrikasının peşinde koşturuyor.
- Gere uma fábrica de t-shirts.
İçeride giyecek bir şeyler var.
Há sweat-shirts ali.
Hemen alırsanız "Flakfizer baledir" yazan tişörtlerden kazanabilirsiniz.
Comprem já e podem ganhar uma destas fabulosas T-shirts "Flakfizer é ballet".
1992 Resmi Turne tişörtleri, 31 dolar.
T-shirts oficiais da digressão de 1992, 31 $.
Alışveriş merkezinde resmini tişörte basan bir yer var.
Há uma loja nova que põe a nossa fotografia em t-shirts.
CD'lerimiz var, tişörtlerimiz var... Bu da neymiş böyle?
Temos T-shirts, temos mas o que temos aqui?
Yine öyle koştuğum başka gün tüm parasını tişört işinde kaybeden bir adam yüzümü bir tişörte basmak istedi ancak pek iyi çizemiyordu ve fotoğraf kamerası da yoktu.
Doutra vez, ia eu a correr, e alguém que tinha perdido tudo no negócio das T-shirts queria imprimir o meu retrato numa, mas não sabia desenhar, nem trazia uma câmara.
Harold'ın bir tişörtünü buldum.
Trouxe-te uma das t-shirts do Harold.
Tüm tisörtlerden ben sorumluyum - bisiklet yaka, V yaka, fitilli, ne varsa.
Sou responsável pelas t-shirts com decote em V, caneladas, todas.
Tişörtlerin benim dolabımda.
As tuas t-shirts estavam no meu armário.
5 tişört'ün üzerinde de "en iyi tatil" yazmasını istiyorum.
Quero que todas as cinco T-shirts digam "melhores férias de sempre".
Tişörtlerden mi?
Em T-shirts?
Ben tişörtlerin öğrencisiyim.
Sou um estudante de t-shirts.
Bazen paltolu ya da galoşlu bazen gömlekli ve şortlu insanlar görürsün.
Tens as pessoas de casacos e galochas, e as pessoas de t-shirts e calções.
Çocuklar hangi beden T-shirt giyiyorlar? Çocuklara bir iki T-shirt almak istiyorum.
Quero comprar-lhes umas T-shirts.
Billy Joel konserine bilet ve WROK T-shirtleri kazandık.
Ganhamos bilhetes para o Billy Joel e t-shirts da WROK.
Her zaman gömleklerini koklayabilirim.
Posso sempre snifar as tuas t-shirts.
Birkaç tane tişört al.
Tome umas t-shirts.
Dünya Ticaret Merkezinin yanında tişört satıyor.
Vende t-shirts à porta do World Trade Center.
Bu Ayetullah tişörtünden kurtulabilir miyiz?
Podemos deitar estas t-shirts do ayatollah fora?
İki kasa bira. Bir sepet greyfurt tişört ve havlu yığını. Ampuller.
Vejo que traz aí duas grades de cerveja, um cesto de fruta, uma pilha de t-shirts e toalhas, lâmpadas.
- Tanıtım amacıyla kullanıyorum.
É uma das nossas T-shirts, meu. Estou a usar pra fazer publicidade.
- Onları izleyiciler için yaptık.
Isso é para os fans. Não se usa T-shirts da banda em que se está.
- Hey, ben de şapkamı takabilirim.
- Hey, olha. Se eles podem usar as T-shirts, talvez devesse usar o chapéu.
O zaman göbeğimi belli etmek için iki beden küçük bir tişört giyerdim.
Mas devemos ter uma pança grande e muito redondinha. Se tivesse, usava t-shirts dois tamanhos abaixo para que sobressaísse.
Bak, sana Florida seyahatin için ne aldım. Crazy Shirts kapanıyor.
- Olha o que te arranjei para a ida á Florida
Bir dolara bir düzine aldım.
- O Crazy Shirts estava a fazer uma liquidação Comprei uma dúzia por 1 dolar