Siz karışmayın Çeviri Portekizce
47 parallel translation
Siz karışmayın.
Mantenha-o fora!
- Lütfen siz karışmayın.
- Por favor, fique fora disto.
- Siz karışmayın.
Mantenha-se de fora.
- Siz karışmayın.
- Não te metas.
- Çıkarın onu buradan. - Siz karışmayın.
Não te metas nisto.
Siz karışmayın!
Ele é meu! Não lhe toques!
- Siz karışmayın, lütfen.
- Não te metas, borracho.
Susun, siz karışmayın.
Já basta, meninos. Não discutam.
siz karışmayın!
Não lhe toques!
Siz karışmayın! Bu sizi ilgilendirmiyor.
Não se meta, o assunto não lhe diz respeito.
Siz karışmayın!
- Retire-se!
Siz karışmayın.
Não se metam onde não são chamados.
Bay Eriksen siz karışmayın.
Sr. Eriksen, não interrompa.
- Siz karışmayın!
- Fica fora disto!
- Siz karışmayın.
- Não te metas nisto.
Siz karışmayın at-adamlar.
Isto não é convosco, Centauros.
Siz karışmayın!
Parem!
Sizinle sorunum yok. Siz karışmayın. Lütfen gidin.
Não tenho nada contra vocês, não são parte disso, então, por favor, vão embora.
Siz karışmayın.
Afaste-se.
- Siz karışmayın.
- Yang... - Não se preocupe.
Misafirsiniz, siz karışmayın diyor.
Que somos convidados e não podemos participar.
- Siz karışmayın.
Afastem-se, está bem?
Siz karışmayın.
Isto não lhe diz respeito!
Siz karışmayın, bayım.
Volte para dentro, senhor.
Ne yapabiliriz, Doktor? Siz karışmayın.
- Doutor, fique fora disto.
Siz karışmayın beyler.
Não façam nada.
- Abi siz karışmayın.
- Não te metas nisto.
Siz karışmayın.
Não se meta nisto.
- Siz karışmayın Mösyö.
- Não interfira!
Dinleyin, siz buna karışmayın.
Ouve, não te metas nisto.
Siz bize karışmayın, biz de size karışmayalım.
Não se metam connosco, que nós não nos metemos convosco.
- Siz bu işe karışmayın.
- Não se metam em sarilhos.
Takkelerinizi takmanıza izin veriyorum, siz de adamlarımın miğferlerine karışmayın!
Eu autorizo os deportados a usar o'kippak', e os meus homens ficam com os capacetes deles!
- Siz bu işe karışmayın.
- Não se meta.
- Siz karışmayın.
Não te metas!
- Siz bu işe karışmayın!
- Não se metam! Cabrões!
Siz buna karışmayın.
Fica fora disto.
- Siz buna karışmayın!
- Mantêm-te fora disto!
Siz karışmayın.
E vocês... longe.
Karışmayın siz.
Não se metam.
Ben sizin nasıl giyindiğinize karışmıyorum, siz de bana karışmayın.
Não lhe digo como vestir-se, e você não me diz a mim.
Siz bu işe karışmayın! Tanrı aşkına!
- Não tem nada a ver consigo.
- Siz bu işe karışmayın!
Isto não tem nada - a ver consigo!
"Siz bu işe karışmayın bayan."
Não se meta nisto, senhora!
Karışmayın siz.
Não se metam!
Siz sadece faillerin ağını bulun ve gereksiz işlere de karışmayın.
Procura a Rede dos criminosos e não faças nada desnecessário.