Slim Çeviri Portekizce
630 parallel translation
- Olmuyor mu Slim? - Hayır.
- Não consegues arranjá-lo, Slim?
- Slim dışarıda nöbette.
- O Slim está a vigiar lá fora.
Ruby arabaya gidip Slim'i çağır, yemek yesin.
Ruby vai até ao carro e diz ao Slim que venha comer o jantar.
Slim, onunla git.
Vai com ela, Slim.
Yemeğini bitir.
Acaba o teu jantar, Slim.
Ona verme Slim.
Não lhe dês, Slim.
Şunları sakla, Slim.
Vigia-os, Slim.
- Torbayı al Slim.
- Pega naquele saco, Slim.
Dikkatli ol Slim.
Vigia-os, Slim.
Tamam Slim, çıkıyoruz.
Slim, vamos.
Işığı aç Slim.
Acende as luzes, Slim.
- Slim, çıkart onları!
- Slim, tira-os daqui!
Slim, bin senede uçamazsïn.
Slim, nunca na vida conseguirá ser aviador.
Iste, Slim.
Aqui tem, Slim.
Slim'i getir. Dürbünlü ve yüksek güçlü tüfeğini alsın.
Que venha Slim com seu rifle de grande potencia e lente telescópica.
- Hey, Slim?
- Slim?
Galiba Slim başaramadı.
Suponho que Slim não conseguiu.
Slim.
Slim.
Seni Slim sandım.
Pensei que era o Slim.
Şu cüzdanı alacağım servi boylum.
Vou recuperar a carteira, Slim.
Bana servi boylu demesen iyi olur.
Preferia que não me chamasses Slim.
Öyle değil mi servi boylum?
Não achas, Slim?
Haydi gel servi boylum.
Vamos, Slim.
İşte cüzdanın.
Vá lá, Slim. Toma a tua carteira.
Evet, hakkında çok şey biliyorum servi boylum.
Sim, sei muita coisa sobre ti, Slim.
Özür dilerim servi boylum.
Desculpa, Slim.
- Günaydın servi boylum.
- Bom dia, Slim.
- Elveda servi boylum.
- Adeus, Slim.
Belki de böylesi daha iyi oldu servi boylu.
Talvez seja melhor assim, Slim.
- Merhaba servi boylum.
- Olá, Slim.
Aman servi boyluya saldırmayın.
Não tente agredir a Slim.
Tamam servi boylum.
Pronto, Slim.
- Bu iyi fikir servi boylum.
- É uma boa ideia, Slim.
İşte sözlerin devamı servi boylu.
Aqui está o resto da letra, Slim.
- Ne içersin servi boylu?
- O que queres beber, Slim?
- Hazır mısın servi boylu?
- Preparada, Slim?
Tamam servi boylum, çıkabilirsin.
Pronto, Slim, sai.
Şu çekmeceden sigara versene servi boylum.
Encontrarás alguns naquela gaveta, Slim.
Sen de toplan.
Slim, faz as malas.
- Hazır mısın servi boylum?
- Estás pronta, Slim?
- Baksana servi boylu.
- Olha, Slim. Ainda estás feliz?
- İçki için sağol, Slim.
- Obrigado pela bebida, Slim.
Slim.
Slim!
Slim Farrow burada mı?
Slim Farrow está?
O zaman bir şey kaybetmiş sayılmazsın. Slim rahibe bile bir şey anlatmazdı, tabii kiliseye gitseydi.
Não faz diferença, Slim não dava informações nem pro padre.
- Slim bu işe bulaşmış mı?
- Slim teve a ver com isso?
Tek bildiğim Slim'in öldüğü.
Tudo que sei do Slim é que ele morreu.
Slim'in bir cinayete karışması seni ilgilendirmiyor mu?
Não te importa se Slim cometeu um crime?
İki hafta önce Slim'i görmeye bir adam gelmişti.
Mas um homem veio falar com Slim há duas semanas.
Sıska Murphy'yle mi?
Slim Murphy?
Evet. Büroya gelip bana Slim'i sormuştu.
- Sim, ele passou no escritório e perguntou pelo Slim.