Sparta Çeviri Portekizce
246 parallel translation
Truvalilar, zamaninda atalarinin sehirlerini yakip yikan Sparta egemenligi altindaki Yunanlilarla kötü anilar yasamislardi.
Os troianos ainda se lembravam de os gregos, liderados por Esparta, terem saqueado e incendiado a cidade dos seus antepassados.
Sparta'ya gidin.
Vai a Esparta.
Paris, Sparta fikrini onayliyorum.
Páris, abençoo o teu plano de navegar para Esparta.
Yanima 100 savas gemisi alip, Sparta topraklarini küle çevirerek!
Levaria 100 navios de guerra e pintava de negro o solo de Esparta!
Sparta'ya geliyoruz.
Estamos a aproximar-nos de Esparta.
Kraliçemizi ariyoruz, Sparta Kraliçesi.
Procuramos a nossa soberana, a Rainha de Esparta.
Kimlik tespiti için gerekenler Sparta Sarayina getirdigim bütün hediyeler...
Os meus documentos de identificação, todas as ofertas que trazia para a Corte de Esparta...
Adamlarim artik Sparta limanindan uzak durur.
A minha tripulação não se aproximará de um porto espartano.
Sparta'dan baska her yerde, bu kadar güzel biri kraliçe olurdu.
Em qualquer lugar menos em Esparta, alguém tão belo seria rainha.
Sparta krali Menelaus'u dinleyin.
Escutem o nosso anfitrião espartano, o Rei Menelau.
Bu Sparta, evlat, yilan yuvasidir.
Esta Esparta, meu filho, é um ninho de víboras.
Truvali dostum, Sparta usulü bir ikna sekli kullandin :
Usou uma técnica de persuasão espartana comigo :
- Truva da Sparta'ya dost diyecektir.
E Tróia chamará "amiga" a Esparta.
Helen, Sparta Kraliçesi, Menelaus'un karisi Paris'i takdim ederim, Truva Kraliyet Prensi.
Helena, Rainha de Esparta, esposa de Menelau apresento-lhe Páris, Príncipe Real de Tróia.
- Sparta'dan uzaklara git.
- Afasta-te o mais possível de Esparta.
Sparta, Menelaus degil, sen olacaksin.
Tu, e não o Menelau, será Esparta para mim.
Sparta geçmiste kaldi, Helen.
Esparta faz parte do passado, Helena.
Ben Helen, Sparta Kraliçesi.
Sou Helena, Rainha de Esparta.
Paris onu Sparta'ya geri gönder ve Menelaus'la arani düzelt.
Páris manda-a de volta para Esparta e faz as pazes com Menelau.
Truvali kani Sparta'da ne para yerine geçer ne de 1000 geminin masrafini cikarir.
O sangue troiano não é uma moeda válida em Esparta nem paga o destacamento de 1000 navios.
Biliyorsun Demaratus sürülmeden evvel Sparta'da bizim kralımızdı.
Sabias que Demaratus, em tempos, foi nosso rei em Esparta, antes de ter sido exilado.
Sparta'nın gerçekten savaşacağına inanıyor musunz?
Achas mesmo que Esparta vai contra-atacar?
- Sparta kalanlar vazgeçse bile savaşacaktır.
Esparta lutará, mesmo que o resto desista.
Benim tahtımı alan kişi bir gaspçı, ama diğeri, Leonidas, o gerçek bir Sparta kralı.
Aquele que me roubou o trono é um patife, mas o outro, Leónidas, é um verdadeiro rei.
Sparta krallarına müthiş bir hayranlığın var gibi.
Tu pareces ter em grande estima os reis espartanos.
Ve Demaratus, Sparta'yla barış yapmamı.
E Demaratus, que assine um tratado de paz com Esparta.
Sparta korumamıza gelecek mi?
Esparta defender-nos-á?
Atina'nın gemileri var, ama Sparta Yunanistan'da ki en iyi orduya sahip.
Atenas tem navios, mas Esparta tem o melhor exército da Grécia.
Efendim, şu anda Sparta'nın temsilcisini dinlememiz uygun olmaz mıydı?
Não é propício passarmos a vez de falar ao nosso representante de Esparta?
Sparta'nın Kralı Leonidas.
Rei Leónidas de Esparta.
Bir Sparta kralı insanlarının otoritesi olmadan hareket edemez.
Um rei espartano não pode agir sem a autoridade do seu povo.
Sparta, diğerleri takip etse de etmese de savaşacak.
Esparta lutará, independentemente dos outros soldados os seguirem ou não.
Sparta işini yapacaktır.
Esparta cumprirá o seu dever.
Akşamüzerinden evvel Sparta'da olacağız.
Deveremos chegar a Esparta ao fim da tarde.
Biz Sparta'nın yaşlılarının yapmaları gereken kutsal bir görev var.
Nós, os anciãos de Esparta, temos o dever sagrado de executar.
Sparta, Persliler'e karşı denizlerde ve karada yapılan savaşta, birleşen Yunan askerlerine liderlik yapmak için seçildi.
Esparta foi eleita para liderar as cidades gregas unidas na guerra contra a Pérsia, ambas em terra e no mar.
- Sparta'nın ne yapacağına konsey karar verir.
E o conselho ditará as acções de Esparta.
Sparta'dan bağırıyordu.
Aos berros sobre o isolamento de Esparta.
- Ama bu Sparta'dan çok uzakta.
Mas fica tão longe de Esparta.
İnsanlar arasında en iyi hatırlanan Sparta kralı olacağını söyledi.
Ele disse que serias o rei espartano mais adorado entre os homens.
"Görkemli Sparta'nın sakinleri kaderinizin sözlerini dinleyin."
"Habitantes da gloriosa Esparta, oiçam as palavras que determinam o vosso destino."
"Ya Persliler'in önünde şanlı şehriniz yok olacak, ya da şehriniz kurtulursa Sparta toprakları krallarından birinin ölümüne yas tutacak."
"Ou a famosa cidade é derrotada pelos persas, ou, se a cidade for poupada, a terra de Esparta deverá estar de luto pela morte de um dos seus reis."
Ya Sparta ya da Sparta kralı.
Será Esparta ou um rei espartano.
- Gerçek bir Sparta askerinin karısı.
- A mulher de um soldado espartano.
- Sparta'dan ayrıldığından beri almadım.
- Não, desde que ele saiu de Esparta.
Sparta kadınlarına bütün eyaletlerden fazla özgürlük tanıyor. Karşılığında kuvvet istiyor.
Esparta dá às mulheres muita liberdade, mas também exige que sejamos fortes.
" Sparta'nın insanları.
"Povo de Esparta."
Sonra da bir Sparta kralı gibi orduya liderlik yaparsın.
E depois lideras um exército inteiro como só um rei espartano sabe.
Sparta beni istemiyor.
Esparta não me quer.
Sparta'nın bu savaşa liderlik yaptığını duyduklarında onlara engel olamadım.
Foi difícil contê-los assim que ouviram que Esparta liderava os exércitos nesta guerra.
Sparta'yı duymadınız mı?
Ouviste falar de Esparta?