English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Stephen

Stephen Çeviri Portekizce

3,380 parallel translation
Tamam, Stephen üzerindeki dikkatimden bahsediyorsun.
Queres dizer que me tenho concentrado no Stephen.
Stephen olsun olmasın sen de benim gibi iyi biliyorsun sana hiçbir şey söylemek zorunda değilim.
E com ou sem o Stephen, sabes tão bem quanto eu que nunca tive que te dizer nada
Sen ve Stephen, beni rahatsız ediyor.
Tu e o Stephen. Incomoda-me.
Neden dostun Stephen Huntley'e sormuyorsun?
Porque não perguntas ao teu amigo Stephen Huntley?
Sen ve Stephen.
Tu e o Stephen.
Dostun Stephen Huntley'e neden sormuyorsun?
Porque não perguntas ao teu amigo Stephen Huntley?
Stephen ile bir dakika yalnız kalmam gerek.
Preciso de um minuto a sós com o Stephen.
Stephen.
Foi o Stephen.
Cameron'ın en önemli tanığa Stephen Huntley sayesinde ulaşmasına izin verdiğini mi söylüyorsun?
Estás a dizer-me que deixaste o Stephen Huntley conduzir o Cameron diretamente à testemunha chave?
Ben Stephen'a bir şey yapması için izin vermedim..
Eu não deixei o Stephen fazer nada.
Senin konuna gelirsek, Stephen buraya öylesine gelmedi çünkü ilk önce Darby ile anlaşma yapan sendin.
E quanto ao teu raciocínio, o Stephen só cá está porque tu fizeste primeiro um acordo com o Darby.
Bu davaya seni ben atadığıma göre kimse Edward Darby veya Stephen Huntley'e tek kelime etmeyecek.
E visto que agora fui incluída neste caso, ninguém diz nada ao Edward Darby nem ao Stephen Huntley.
Harvey, Stephen ile olmamın seni rahatsız ettiğini söyledin.
Harvey, tu disseste que o facto de eu estar com o Stephen te incomodava.
Stephen'ın yatakta nasıl bir bok olduğunu konuşmak yerine onun pisliğini temizlemek zorundayım.
Em vez de discutir a asneirada que o Stephen fez, neste momento, tenho de tentar remediá-la.
- Stephen'ı mı duydun?
- Já soubeste do Stephen?
Stephen Huntley'in gitmesini istiyorum.
Quero que o Stephen Huntley desapareça.
Stephen da benim için o işe yarıyor.
O Stephen desempenha esse papel para mim.
Stephen Mariga'nın ifadesini aldı. Bak ne diyeceğim.
O Stephen obteve o testemunho do Mariga.
Stephen'ın neden Mariga'nın ifadesine bakması gerektiğini çözdüm.
Eu sei porque é que o Stephen precisava de saber o que é que o Mariga disse no testemunho dele.
O ölüm emirlerini veren Stephen'dı.
Foi o Stephen que ordenou aqueles homicídios.
- Stephen Huntley.
- O Stephen Huntley.
Stephen'ın Cambridge'den gelen raporuna göre bir sene yurt dışında Cape Town Üniversitesi'nde okudu.
O registo de Cambridge do Stephen inclui um semestre fora na Universidade de Cape Town.
Ne zaman problemi olursa düzeltmeye Stephen'ı yolluyor.
Quando ele tem um problema, manda o Stephen para o resolver.
Darby Stephen'a gitti.
Ele foi falar com o Stephen.
Darby International'dan Mariga'ya tek bir telefon. Hem de Stephen Huntley'nin Londra ofisinden.
Uma chamada para o Mariga, feita dos escritórios da Darby International, do escritório do Stephen Huntley em Londres.
Ava da cinayetten yargılanmak üzereyken... Stephen gelip hiç öğrenmediğimizden emin olur.
E quando a Ava está prestes a ser acusada de homicídio, o Stephen aparece para se assegurar que nós não descobrimos.
Belediye meclisi üyesi Stephen Bartlett.
O Vereador Stephen Bartlett.
- Telepati. - Stephen? Telekinezi.
telepatia, telecinesia teletransporte.
Onunla çalışmamı istedi. Stephen nasıl bir işe bulaştığını bilmiyorsun.
Stephen, não fazes ideia daquilo em que te estás a meter.
Stephen.
Santo Deus.
"Hoş geldin Stephen, sen bizdensin." "Biz kayıp çocuklarız" laflarına ne oldu?
O que aconteceu ao "Bem-vindo, Stephen, és um de nós, somos os Rapazes Perdidos"?
Hepimiz fedakârlık yaptık Stephen ama nedense özel olduğunu düşünüyorsun.
Todos nós fizemos sacrifícios Stephen, mas por algum motivo... pensas que és especial.
Orada çalışmıştım Stephen.
Eu trabalhei lá, Stephen. Eu sei.
Stephen. Orada mısın?
Stephen, estás a ouvir-me?
İnsanlar karmaşıktır Stephen.
As pessoas são complicadas, Stephen.
Stephen'la görüştüm.
Estive com o Stephen.
Ben de Stephen'ı korumaya çalışıyorum.
E eu estou a tentar proteger o Stephen.
Stephen "seçilmiş kişi", unuttun mu?
O Stephen é o escolhido, lembras-te?
Stephen'ın bizi de kendiyle birlikte batırmasına izin vermeyeceğim.
Não vou deixar que o Stephen nos leve ao fundo com ele.
Stephen! Buraya geri gel!
Stephen, volta já para aqui.
Yapma Stephen, biz insanlığı koruyoruz.
Vá lá, Stephen. Estamos a proteger a humanidade.
Ve Stephen. Kimse büroma dalamaz.
E, Stephen... ninguém irrompe pelo meu escritório.
Stephen biz süper kahraman değiliz.
Stephen... não somos super-heróis
Stephen haklı.
O Stephen tem razão.
Bak, bize göz kulak oluyorsun anlıyoruz ama Stephen'ın dediği gibi bir yerde savunmada kalmaktan vazgeçip karşılık vermemiz gerekecek.
Entendemos que estejas a cuidar de nós, mas... Mas o Stephen pediu-nos. Em algum momento, temos de parar de jogar à defesa e ripostar.
Ne istiyorsun, Stephen?
O que é que queres, Stephen?
Adım Stephen Jameson.
Chamo-me Stephen Jameson.
- Aramıza hoş geldin Stephen.
- Bem-vindo a bordo, Stephen.
Stephen odanın hâline bak.
Stephen, este quarto!
İyi değilsin!
Percebes, Stephen?
Gitmem gerek. Kendine iyi bak Stephen.
Cuida-te, Stephen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]