Sunni Çeviri Portekizce
35 parallel translation
Sunni arıların balı yerine mi?
Em oposição a... abelhas artificiais?
Araştırmacılara göre bu ayın başlarında Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı Samara kenti daha çok saldırılara gebe olacak.
Os analistas dizem que uma ampla estratégia está a ser levada a cabo... uma que começou com a ofensiva no Triângulo de Sunni cidade de Samarra... no início deste mês.
Sunni!
Sunni.
Sunni, gel buraya bebeğim.
Sunni! Chega aqui, querida.
Konuşan kişi Sünni.
A fala é Sunni...
Popülasyonun % 80'i Sünni Müslüman, Taliban'a dost.
A população é mais de 80 % Islamita Sunni, amiga dos Talibã.
- Sünni arması.
- É uma marca Sunni.
Irak'taki asiler içindeki Sünni bir grup.
É um grupo Sunni que faz parte dos rebeldes, no Iraque.
Sunni aşireti gibi?
Então é uma marca sunita?
- Sunni aşireti anabar.
- Tribo Sunni. Província de Anabar.
Bebekler sunni tenefüs dersi aldığım için çok mutluyum ama bu yaratıklarda ağız şekli tamamen farklı.
Ainda bem que tive aquela aula de reanimação neonatal, mas nestas criaturas, a forma da boca é completamente diferente.
- Sunni döllenme uzmanımız.
Especialista em inseminação artificial.
Pekala, Sunni.
Está bem, Sunni.
Tamam, Sunni, dikkatli ol.
Está bem, Sunni, tem cuidado.
- Tamam, dikkatli ol, Sunni.
- Tem cuidado, Sunni.
- Tamam mı, Sunni?
- Está bem, Sunni?
Bir şey görür görmez haberimiz olsun, tamam mı Sunni?
Diz-nos assim que vires alguma coisa, está bem, Sunni?
Sunni, iyi misin?
Sunni, estás bem?
Tanrım, Sunni, gevşe.
Jesus, Sunni, acalma-te.
Bak, Sunni, tamam mı?
Escuta, Sunni.
Sunni, şu çizik cidden iltihaplanıyor.
Sunni, esse arranhão está a ficar infectado.
Sunni!
Sunni...
Sunni!
Sunni!
Yapma! Sunni!
Sunni!
- Sunni- -
Sunni...
Sunni, dayan biraz, aşağı geliyoruz, tamam mı?
Sunni, aguenta, vamos já aí abaixo, está bem?
Pekala, seni çıkartacağız, Sunni.
Tudo bem, vamos tirar-te daí, Sunni.
- Oh, Aman tandım!
- Meu Deus! - Sunni!
- Sunni!
Estou a tentar!
Sunni?
Sunni?
Takım arkadaşlarımızdan ikisi Mühendis Michael zahir... Ve belgesel yapımıcısı sunni marshe, öldüler.
Dois dos membros da nossa equipa, o engenheiro Michael Zahir... e a realizadora de documentários Sunni Marshe, morreram.
Hadi ve Bashar ile başlayıp Assad ile bitti diyelim... Seni bir Sunni'den çabuk ateşe verirler.
Digamos que começa com o Bashar e acaba no Assad, gaseando-o mais depressa do que um sunita.
Reina, sunni sancı verip suyunu getirteceğim.
Reina, vou estourar a sua bolsa.