Sunuz Çeviri Portekizce
295 parallel translation
Tanışıyor sunuz?
Os Srs. conhecem-se?
- Demek Bayan Carleton Random'sunuz?
A minha sobrinha?
Tanrı aşkına siz neden bahsediyor sunuz?
Mas afinal de que está a falar?
Araziyi kimden satın alıyor sunuz?
Ah, sim! Mas a quem compram o terreno?
Ne kadara satın alıyor sunuz?
Quanto vão pagar por ele?
Ne diyor sunuz, Doktor?
Que pensa disso, Doutor?
- Mösyö Laszlo'sunuz, değil mi?
- Senhor Laszlo, não é?
Saatler konusunda nasıl bu kadar emin olabiliyor sunuz?
Que o faz ter tanta certeza dessas horas?
Neden onunla bu kadar ilgileniyor sunuz?
Porque é que está tão interessada nele?
- Siz Bay Balestrero'sunuz tabii?
- É o Sr. Balestrero, não é?
Ne düşünüyor sunuz?
O que acha?
Siz muharip 29'sunuz!
Vocês são a 29a. Divisão!
Siz şeye yazan Bay Scott'sunuz...
É o Sr. Scott, que escreve no...
Gerçek bir Robin Hood'sunuz.
Um verdadeiro Robin dos Bosques.
Siz Bayan Vonbraun'sunuz.
Você é a Sra. Von Braun
- Siz Orvil Newton'sunuz değil mi?
Você é o Orvil Newton, não é?
- Sırrın ne olduğunu bana niye söyleyemiyor sunuz?
Porque não me podes revelar esse segredo?
Siz James Bond'sunuz, değil mi?
É o James Bond, não é?
- İmal ruhsatı mı istiyor sunuz?
- Precisa de uma licença de fabrico?
- Kesinlikle hayır. - Siz İspanyol'sunuz, değil mi?
- A senhora fala espanhol, não?
Dr. Amundsen, siz neden bu sefer keşfe öncülük etmiyor sunuz?
Dr. Amundsen, porque não está a liderar a expedição desta vez?
- Neden korkuyor sunuz?
Dou-lhe uma ordem. - De que tem medo?
Siz Roger Stanford'sunuz değil mi?
É o Sr. Stanford, não é?
Sanırım Bayan Bond'sunuz.
Sra. Bond, presumo?
Eger dusundugunuz buysa, neden sadece soylemiyor sunuz?
Se todos pensam isso, porque não dizem logo?
- Siz, Teğmen Pinson'sunuz, sanıyorum.
É o Tenente Pinson, suponho.
Siz Tom'sunuz değil mi?
Você é Tom, não?
Siz J.B. Books'sunuz
O Sr é o J. B. Books.
Siz Romeo'sunuz!
Você é Romeu.
Sizler Pinkerton'sunuz.
São os homens de Pinkerton.
- Siz Robinson'sunuz.
- Você é o Robinson.
Siz Arthur'sunuz.
És Arthur.
Bay Garrett, bu şeyi nasıl çalıştırıyor sunuz?
Sr. Garrett, como se trabalha com isto?
- Siz de baba Fillmore'sunuz.
- É Filmore, o pai?
Oh, siz Bay Bond'sunuz!
Você é o Sr. Bond!
Size bir soru sorabilir miyim ; yazın Woking'deyken uzaktayken ne iş yapıyor sunuz?
Posso perguntar-lhe qual é a sua profissão, que lhe permita passar o Verão em Woking?
Siz cattivo'sunuz, Saray Bestecisi.
Que cattivo é!
Siz Greystoke Kontu'sunuz!
É o Duque de Greystoke!
Demek siz Hillary Flammond'sunuz?
Então a menina deve ser a Hillary Flammond.
Ne yapıyor sunuz? Alt kat onlarla dolu.
No andar debaixo está cheio deles!
Ne yapıyor sunuz?
Não! O que estão a fazer?
Bunu ne zamandır yapıyor sunuz?
Há quanto tempo fazem este número?
Zavallı, savunmasız bir yavru kediyi niye öldürüyor sunuz?
Porque vão matar um gatinho indefeso?
Siz dedektif Sherlock Holmes'sunuz.
O senhor é o Sherlock Holmes, o detective.
- Siz Kuato'sunuz, değil mi?
- Você é Kuato, não é verdade?
- Ender hayvanları mı sergiliyor sunuz?
- Fazem exposições de animais raros?
Neden söz ediyor sunuz?
Não sei a que se refere.
Tanıştığım ilk Drew'sunuz.
É a primeira Drew que conheci.
Siz de Kirk ve McCoy'sunuz.
Vocês são Kirk e McCoy.
Omi ilinden Efendi Genjuro'sunuz, öyle değil mi?
Você é mesmo o Mestre Genjuro, da província de Ohmi?
Niye benimle uğraşıyor sunuz?
Porque me aborrecem?