Tabikide Çeviri Portekizce
97 parallel translation
Tabikide. Sadece unutmuşum.
É claro, apenas me esqueci.
Ve, tabikide, çanta turbulansta çok işine yarayacak.
E, claro, a mala ficará bem útil. ... em caso de turbulência.
Tabikide ben buradaki herşeyi düzeltiyorum.
Claro, nem sempre vou arranjar as coisas por aqui.
Neden, tabikide o.
Porquê, claro que é.
[Normal ses] Tabikide içine.
Claro que sim.
- Silahını ateşledinmi? - Siktir tabikide... efendim.
- Disparou a sua arma?
Evet, tabikide Kağıtlar hemen şurda olucak.
Claro. Tenho aqui os papéis.
- Neyi söylemedim? Mesajı tabikide.
- O recado.
Tabikide, hayatım. Herşey olabilir.
- Claro, querida, tudo.
Tabikide hayır.
Mas que raio... Não.
- Tabikide.
Claro.
Tabikide.
Claro que sim.
Tabikide neden bahsettiğimi biliyorum.
Acho que sei do que estou a falar!
Tabikide değiştim, yaşamak değişmek demek değişmeyen tek şey değişimdir..
Oh sim, mudo. Viver é mudar. "Homeostase" e "Transistose"...
Tabikide.
Claro que sei.
Tabikide hayır.
Claro que não.
Tabikide.... hayır.
Claro que.... Não.
Tabikide ediliyor.
Claro que tenho.
Tatlım tabikide farkettik.
Oh, querida, claro que reparámos.
Hayır tatlım, tabikide değil.
Não, querida, claro que não.
Şey tabikide terfi ettirdiğiniz için minnettarım.
Claro que estou grata pela promoção.
tabikide seviyorum hayır eger sevseydin benimle birlikte olmazdın seninle birlikte olmamın nedeni bu değil ki!
Mas, claro que a amo! Não, senão, você não terias ficado comigo. Teria que ser eunuco para não ficar contigo.
Tabikide Andrew böyle davranabilir.
O Andrew anda agressivo.
Tabikide.
Claro.
Tabikide.
- Claro.
Tabikide seviyorsun.
Claro que sim.
Oh, tabikide.
- Precisamos de uma cópia da lista. - Claro.
- Tabikide.
- Absolutamente.
- Tabikide. Bana tahsis ettikleri koruma görevlisi, adı Kenny.
Este segurança que me destinaste, este Kenny.
Ve onlara kendi paramla katkıda bulunacaktım, tabikide kendi paramla, efendim... Ama, biliyorsunuzki, benim kazandığım para bunların hepsini ödemeye yeterli değildi.
Claro que teria dado do meu dinheiro, senhor... mas, sabe, a minha renda está atrasada...
Tabikide, Gecelik yüzde on faiz hesabına geçer.
Claro que há juros de 10 % de hoje para amanhã.
Ev ile iş arasında gidip gelmemek için hafta içi orada kalıyor, ve tabikide, hafta sonlarını da golfe ayırıyor.
Ele fica lá por vezes durante a semana para evitar os trajectos longos, e, obviamente, os fins-de-semana são para o golfe.
Ve, tabikide sigorta karşılamıyor.
Claro que o seguro não paga.
- Tabikide, bayan.
- Com certeza, minha senhora.
- Evet. Tabikide. - İyi.
Sim, claro.
Ve bana izin verirsen, tabikide, Bunları bazı çok ünlü sanat tacirlerine gösterebilirim.
E, se me deixares, claro, posso mostrar isto a alguns galeristas muito importantes.
Oh evet, iş iştir, tabikide.
Claro. Trabalho é trabalho.
Oh, hayır, tabikide değil.
Não, claro que não.
Tabikide, bu harika.
Bom, é maravilhoso, obviamente.
"Evet, tabikide güveniyorum." Oh, tam bir aptalmışım.
"Sim, claro que sim." Como sou idiota.
" Tabikide bizim bazı sorunlarımız var.
- Já temos os nossos problemas.
Bir numarayım! Tabikide bu Shelley Stoker ve annesi yarışmalara katılmadan bir yıl önceydi.
Foi no ano anterior à Shelly Stoker e a mãe começarem a participar no concurso.
Tabikide...
Oh, nunca se sabe.
Üzerime daha fazla içecek dökmezsen bir daha çıkmam tabikide.
Não acabou bem. Bem, não desconte ma minha gorjeta.
Sen benim kardeşim değilsin. - Tabikide kardeşinim.
Não és porque eu estou a olhar para ele agora.
Tabikide, Seninle alışverişe gitmeyi çok isterim.
Claro, adoraria ir às compras contigo.
Hayır, tabikide kaba değil bu çok güzel.
Não, não está largo é lindo.
Tabikide, bayım.
- Com certeza.
Tabikide gelebilirsin.
Claro.
Benimle evlenme kararını, değiştirmez isen tabikide.
- Nunca. - Sentes-te bem?
Ve hikaye sonlarını tabikide.
- E eu levo os prazos a sério.