Tasındı Çeviri Portekizce
5,337 parallel translation
O vefat ettiğinde Bethany taşındım. O ayda bir kez bir kutu alır. O Stanfill ve Davis kim içinde ne olduğunu bilmek veya vermez.
Apanha as caixa todos os meses, mas não sabe o que tem dentro ou quem Stanfill e Davis são.
Stanfill taşındı.
- Sim. O Stanfill tirou-o daqui.
Ama o taşındı. Ne?
O quê?
İlk taşındığımız zamanı hatırlıyor musun? Hı hı.
Lembras-te quando nos mudámos?
1864'te Katherine evime taşındı, beni onu sevmem için etki altına aldı. Kardeşimi baştan çıkardı, bize vampir kanı verdi ve kasabayla bizim ölümümüzle sonuçlanan bir savaş başlattı.
Em 1864, a Katherine mudou-se para minha casa, coagiu-me a amá-la, seduziu o meu irmão, encheu-nos de sangue de vampiro e despoletou uma guerra com a cidade que culminou nas nossas mortes.
Laboratuvar çalışmalarıysa çoğunlukla yukarıya taşındı.
A grande maioria das pesquisas foram para os andares superiores.
Taşındıktan hemen sonra buraya gelip benim için bu oyuncak sandığını yapmıştı. Çocuklar, bir yetişkininin onlara yaranma çabasını fark ederler.
E lembro-me, logo depois que nos mudámos, ele veio aqui e fez-me esta caixa de brinquedos, e... crianças podem sentir quando um adulto está tentando conquistá-las.
Numaramı ve e-postamı değiştirdim ve iki kere taşındım.
Mudei o número de telefone, o meu e-mail e mudei de casa duas vezes.
- Sırf annen bütün evlenme tekliflerimi reddetti diye. Sen ve annem Spring Caddesi'ndeki evinize taşındığınızda benim yaşımdaydınız.
Tu e a mãe tinham a minha idade quando foram viver para aquele lugar em Spring Street.
Teknik olarak diğer tüm hastaneler şehir dışına taşındı.
Quase todos os hospitais se transferiram para a zona alta.
Buraya taşındığımda ev bile bulmadan önce ilk işim onu almak oldu.
A primeira coisa que fiz quando me mudei para aqui, mesmo antes de encontrar um sítio para ficar, foi comprá-la.
Taşındı. Artık burada yaşamayacak.
Saiu de casa.
- Dylan taşındı.
- O Dylan saiu de casa.
Okulu sallayıp yeni bir apartman dairesine taşındı.
Portanto, o Aaron deixou a faculdade e mudou-se para este apartamento.
Taşındık ve evi döşedik, son derece huzurluydu.
Mudámo-nos para lá, mobilámos a casa e foi muito pacífico.
Artık taşınacak bir yer aramadığını, sevgilinin iş teklifi aldığını ve Dayton'a taşındığınızı söyle.
Diz-lhe que já não procuras uma casa e que vais com o namorado para Dayton.
Aslında tüm operasyonu, test etmek için Colorado'daki siber operasyon merkezine taşıyacaktık. Tabii sonra çalındı.
A nossa operação estava a ser realocada para testes, num centro de operações no Colorado antes de desaparecer.
Sonra da oğlumla yeni bir başlangıç yapmak için New York'a taşındım.
Depois um incêndio destruiu o meu apartamento, e mudei-me para Nova Iorque com o meu filho, para recomeçar.
Bir kaç saat önce taşındım.
Mudei-me há algumas horas.
Drake benim için onu aradı ve icradan sonra ailesiyle birlikte Kuzey'e taşındıklarını öğrendi.
O Drake foi procurá-la por mim e descobriu que a família dela se mudou para o norte depois de terem sido despejados.
Karının taşındığını duydum.
Ouvi dizer que a tua mulher partiu.
Hepimiz vegan yaptıysak ve uzak hayvansal gıdalardan taşındı Ve bir bitki-temelli diyet doğru, ne olur?
Autor Ambiental e de Ética ( Autor de "The World Peace Diet" ) Se todos nos tornássemos veganos, rejeitando a comida de origem animal, a favor de uma dieta vegana, o que aconteceria?
Yeni taşındık.
Acabámos de nos mudar.
Biliyorsun sana neden buraya taşındığına dair hiç soru sormadım. Ya da evin arkasındaki araziyle ilgili.
Sabes que nunca perguntei nada sobre o porquê de vires morar aqui, ou sobre os pés de marijuana que tens plantado lá atrás.
Paket çalındı. Yakaladığımız balık pulunu taşıyan DEA aracı soyuldu.
O camião da DEA que transportava a "fishscale" que apreenderam acabou de ser assaltado.
Karım ve ben Londra'dan yeni taşındık buraya.
Eu e a minha mulher acabámos de nos mudar para aqui de Londres.
Olanlardan uzaklaşmak için buraya taşındığımızı unutma.
Viemos para aqui para nos afastar do que aconteceu.
Taşındık ama yine de oluyor.
- Nós mudámo-nos, e ainda continua.
- Hubert ölmeden önce mi taşındın?
- Mudou-se antes de o Hubert falecer?
Kız taşındığında resmen ağzına sıçmıştı.
Quando ela foi embora, ficaste desolado.
Ben gittikten sonra ailem Sunnyside'a taşındı.
A minha família mudou-se para Sunnyside depois de eu ter ido embora.
Ordudan emekli oldu. Hawaii'ye taşındı.
Ela reformou-se do Exército.
Birlikte buraya taşındı?
Mudaram-se para cá juntos?
Yinede silahın üzerindeki parmak izleri Teddy Luna'nındı. Luna, silahı taşıdığını kabul etti ama cinayet hakkında bilgisi olduğunu reddetti.
O Luna admitiu usar a arma, mas negou saber do homicídio.
Nefret kutuyu aşındırıp, içine taşır.
O ódio corrói o recipiente onde se encontra.
- Aslında o taşındı.
Na verdade, foi-se embora.
Sonra Motorlu Taşıtlar Dairesinden bir yazı geldi. Yazıda kendi izniyle ehliyetinin kopyasının işleme alındığını yazıyordu.
Então, ele recebeu uma carta do IMTT, a dizer que a 2ª via da carta de condução estava a ser processada.
Bürolarımıza taşındı.
Apareceu nos nossos escritórios.
Duvar yıkıldıktan sonra buraya taşındık.
Mudamo-nos para aqui depois da queda do muro.!
- Buraya taşındığından beri tam 15... Seni araştırdım.
Fui verificar o teu passado.
Dana ve kocası Sam Filipinler'den buraya taşındı.
A Dana e o Sam vieram das Filipinas para cá porque eu disse que era uma boa cidade.
- Buraya taşındı, değil mi? - Evet.
- Ela mudou-se para cá, não foi?
- Babasının yanına taşındı.
- Ele foi viver com o pai.
Annenlerin evine taşındı.
Foi mudado, para a casa da tua mãe.
Babamlara taşındığımdan beri seninle o kadar dalga geçmiyorum.
Desde que mudei de casa não consigo meter-me contigo.
Callie'yi unutmak ve kendine biraz zaman ayırmak için babanın yanına taşındın.
Vieste morar com o teu pai para poder esquecer a Callie.
Yanınıza nasıl taşındılar?
Como foram parar até vocês?
Eşim annesinin yanına, Alto, Illinois'ye taşındı.
A minha mulher voltou para casa da mãe, em Alton, Illinois.
O yaz bizim caddenin karşısına üçüz bebeklerin taşındığını unutmuştum.
Eu tinha esquecido dos três gêmeos que se mudaram para a casa em frente naquele verão.
Yalnız kalmak istedin, ne kadar istemesem de başka yere taşındım.
Querias um tempo a sós, portanto eu mudei-me, contra a minha vontade.
Bombay'a taşındı sanırım...
Eu acho que ele foi transferido para Bombay...