English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ T ] / Telsiz

Telsiz Çeviri Portekizce

2,203 parallel translation
Bunlar Nuh nebiden kalma aletler de ondan. Telsiz olmadan hiçbir yere gidemeyiz, hallet bu işi.
Não vamos a lado nenhum sem comunicações, portanto mete isso em ordem.
İçeride bir telsiz odası var, kullanılabilir.
Há um posto de comunicações ali atrás que podes revolver.
Prior'a şunun durumunu anlat ve telsiz bağlantısı kuracak elektriği bulmaya çalış.
Diz ao Prior para ficar com ele e vê se arranjas qualquer coisa para voltarmos a ter comunicações.
- Telsiz telefon. - Nerede?
- Um transceptor.
Uçağın arkasında, yedek telsiz var.
Há um rádio suplente na traseira do avião.
Şu tepeleri aştığımızda telsiz menzilinin dışında kalacağız.
Quando cruzarmos aqueles picos, estamos fora do alcance do rádio.
Dahası var, telsiz çalışmıyor bile.
Mais notícias más. O rádio não funciona.
- Telsiz onun çantasın da.
O rádio está na mochila dela!
Telsiz telefonumu mahvettiniz.
Estragaram-me o telefone.
Birkaç kez telsiz teması kurmaya çalıştım, yanıt alamadım.
Tentei de chamá-los, mas não ouvi nada.
Herkese bir telsiz.
Toda a gente leve um rádio.
Telsiz kapsamına girip yardım isteyin, tek şansımız bu.
Só temos hipótese se conseguirem pedir ajuda por rádio.
Bu telsiz sadece helikopterle bağlantı halinde.
Este rádio comunica com o helicóptero e apenas com o helicóptero.
Cole, telsiz telefon.
- Cole, o telefone satélite.
Altı ay kadar önce telsiz konuşmasına şahit olduk.
Há seis meses, interceptámos algo.
Filodaki başka hiçbir telsiz bunu duyamıyor mu?
E mais nenhum rádio da frota está a captar isto?
Telsiz çalışmıyor. Bizi duyamazlar.
Eles não nos ouvem.
İlk Viper grubu motorlar suskun, Dradis ve telsiz kapalı girecek.
A primeira onda de Vipers vai entrar com motores frios, Dradis e comunicações desligados, está bem?
Telsiz bende.
Eu tenho o walkie-talkie.
Telsiz odasi faal degil.
A estação de rádio está desligada.
Bilmiyorum. Ama bu teknedeki bir sey telsiz yayini yapiyor.
Não sei, mas alguma coisa neste barco está a transmitir.
Onlar beni buraya hapsetmeden önce bu teknede yapılan bütün görüşmeler telsiz odasında bana gelirdi.
Antes de me prenderem aqui, todas as ligações passavam por mim na sala de rádio.
Telsiz odası nerede?
- Onde é a sala do rádio?
Kaptan, revirden kaçıp telsiz odasına girmenizden hiç memnun olmadı.
O comandante não gostou que fugissem da enfermaria e fossem para a sala do rádio.
Telsiz odasına bağladılar.
Foi para a sala do rádio.
Sonra da, şu an bulunduğun telsiz odasını sabote edeceksin.
Depois, desactivas a sala do rádio onde estás agora.
Telsiz odanızı sabote eden kişi odur.
Foi este homem que sabotou a sala do rádio.
Telsiz iletişimi gitti. Kontroller öldü.
Os "walkie-talkies" não funcionam.
- Kısa dalga telsiz bile.
- Até tem um rádio de ondas curtas.
O zaman bu telsiz göndermeler falan ne ayak?
Para que toda essa escrotice com os walkie-talkies, então?
- Nerede bu telsiz?
- Onde está o walkie-talkie?
Görüşme hâlen devam ediyor, ve telsiz ile kimseye ulaşamıyoruz.
- Ainda continuam os debates, mas não conseguimos contacto com ninguém pelo rádio.
Biri neden hala telsiz iletişimi kuramadığımızı açıklayabilir mi?
Alguém pode dizer-me porque não conseguimos estabelecer um simples contacto de rádio?
Telsiz verin bana. Epps!
Dê-me o seu rádio!
Kahretsin! Telsiz alıcısı yok, kolayca kaybolabilirsin.
O inferno, sem nenhuma estação de rádio, pode ser perdida com facilidade.
Kahrolası telsiz! Çalışan bir tane getir.
Que merda de rádio!
Bu civarda, onların telsiz menzilinde fazla marina olamaz.
Não devem haver muitas marinas no alcance desses transmissores.
Kendinize telsiz bulmaya çalışın.
- Acho que sim. Pegue num rádio.
Mangana bir devriye görevi verildi. Bu sırada telsiz sisteminiz bozuldu.
O seu pelotão efectuava uma patrulha na altura em que falharam os vossos sistemas de comunicação.
Telsiz denemesi, tamam.
A chamar, escuto.
Bütün birimlerin dikkatine. Telsiz denemesi. Telsiz denemesi.
A chamar todas as unidades.
Bir dakika, telsiz çalışıyor mu?
Espere, o SatCom funciona?
Tren için telsiz sistemi var mı?
- O rádio está pronto?
Telsiz sistemi orada.
Está ai atrás.
Bana bir telsiz ver.
Dá-me um rádio.
Hani telsiz bozulmuştu da, Çavuş'u öldürmüştük. O günkü gibi.
É como quando o rádio se avariou, e mandamos uma granada ao cabrão do sargento,
Ofisteki telsiz çalışıyor.
O rádio do escritório funciona.
Peki, ya yedek telsiz?
Há algum rádio suplente?
- Telsiz odası nerede?
- Onde é a sala de rádio?
Telsiz ve telefonlar çalışmıyor.
- Não há rádio nem telefone.
Telsiz denemesi. Tamam.
Escuto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]