English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ T ] / Temiz hava

Temiz hava Çeviri Portekizce

1,154 parallel translation
Larkin'in temiz hava almak için mi burada olduğunu sanıyorsun?
Achas que o Larkin cá veio pelo ar puro?
Temiz hava..
Muito ar fresco, árvores...
- Temiz hava bana iyi gelir.
- Deite-se!
Temiz hava alması lazım!
Não come! E tinha necessidade de apanhar um pouco de ar!
Oh, hayır, yo, yo, temiz hava iyileşmeme yardım edebilir.
- A minha carruagem leva-o até lá.
Hatırlarsan, o sabah Surrey'e kadar 30 mil yürüyerek temiz hava aldım.
Meu caro Watson, lembre-se que esta manhã respirei 48km do ar do Surrey.
Arkadaşlar, dışarı çıkıp temiz hava alacağız.
Vamos sair para apanhar ar.
Buna ölçüyü aşmak deyin.. Bir nefeslik temiz hava deyin.
Chamem-lhe escândalo ou lufada de ar fresco.
Temiz hava, bol gıda.
Apanharam ar fresco e fizeram exercício.
Temiz hava, sükunet.
Ar limpo, quieto.
Biraz temiz hava al.
Vamos lá, querido.
Onları temiz hava yağmuruna tutacam.
Vou dar-lhes uma explosão de ar fresco.
Ciğerlerimi zehirden temizlesin... diye temiz hava... soluyorum.
Respiro ar fresco... é para me limpar os pulmões. - Esses produto irritam-me.
Biraz temiz hava alacağız.
Vamos apanhar ar fresco.
Şunun gibi bir şeydi : "Ben çalışıyorum, parayı ben getiriyorum, temiz hava benim hakkım."
" Eu é que trabalho e ganho dinheiro.
Pencereyi aç, tatlım, temiz hava hepimize iyi gelir.
Abre o vidro, querida, um pouco de ar fará bem a todos.
Terhisten sonra, az miktarda bir ikramiye sahibiydim ve temiz hava solumak için can atıyordum.
Saído da guerra, eu tinha em mente um prêmio pela desmobilização - minúsculo, mas de grande desejo de respirar um pouco de ar puro.
Bu kadar temiz hava almışken bebek gibi uyuruz.
Uma coisa boa é que com este ar fresco, nós vamos dormir que nem bebés.
"Plaja git, güneşte oyna, temiz hava al biraz." diyorum.
Digo-lhe, "vai à praia" "Brinca ao sol". "Vai apanhar ar fresco."
Birşey görmedim. Sadece biraz temiz hava için burdayım İçerisi biraz kalabalıktı.
Só saí para apanhar ar, havia muita gente lá dentro.
- Biraz temiz hava alalım mı?
- Podemos ir apanhar ar?
Temiz hava mı?
Ar?
Temiz hava.
Ar.
Temiz hava, elbette.
Sim, ar.
Biraz temiz hava alalım.
Vamos apanhar ar.
Sen temiz hava almak istemiştin.
Querias apanhar ar.
İhtiyacımız olansa uyum, temiz hava gibi şeylerdi.
O que precisamos é de harmonia... ar fresco, coisas assim.
Hadi dışarı çıkıp biraz temiz hava alalım.
Vamos lá fora...
Temiz hava, botanik bahçeleri, müzeler, dişçiler...
Ar puro, jardins botânicos, museus, dentistas...
Temiz hava, serinlik, yeşil ağaçlar, güneş ışığı ve vahşi hayat.
Ar fresco, árvores viçosas, sol quente e vida selvagem.
Ve sonra arkalarındaki pencereyi temiz hava girmesi için açtım.
Quando recuperei, abri a janela para deixar entrar a brisa da manhã.
Şu gürültüden ve trafikten kaçıp, biraz temiz hava almak için.
Para afastar-me do barulho e do trânsito, para apanhar ar.
Temiz hava, manzara doğal kadınlar.
Ambiente novo, paisagem nova miúdas inexperientes.
- Belki biraz temiz hava iyi gelir.
- Talvez precise de ar fresco.
Temiz hava sizi kendinize getirir.
O ar fresco far-vos-á muito bem.
Temiz hava almalıyım.
Preciso de ar fresco.
Farklı bir ortam, temiz hava falan.
Mudança de ambiente. Ar fresco.
Şimdi, bir müddet benden uzakta, fidanlıkta kalabilirsen, biraz temiz hava alacağım.
Agora, se te aguentares sem mim na creche por um bocado, vou apanhar um pouco de ar fresco.
Belki temiz hava iyi gelir.
Talvez deva apanhar ar fresco.
Hem temiz hava alerjine iyi gelir.
O ar fresco também vai fazer bem às tuas alergias.
Temiz hava. Temiz su.
Ar puro, água fresca.
- Temiz hava sana iyi gelir.
- O ar fresco vai fazer-te bem.
Camı açayım da biraz temiz hava al.
Vou abrir a janela para entrar um pouco de ar.
Pencereyi açıp, biraz temiz hava al.
- Vai sair.
Şafak vaktindeki bu temiz ve berrak hava.
A brisa, o cheiro do vento matinal.
Hava temiz, açık.
O ar é bom, claro.
Hava ne kadar temiz.
O ar é tão puro.
Hava temiz olmasına rağmen bile.
? Realmente, aqui o ar é puro, mas...
Ne kadar küçük, hoş bir çiftlik, temiz ve güzel bir hava, değil mi?
Que encantadoras pequenas quintas. Não são viçosas e lindas?
- Hava soğuyor ve temiz.
O ar está mais fresco.
Hava temiz. - Siz çocuklar hayvansınız. - Medeniyet geride kaldı artık.
Respirem fundo, pois a civilização foi deixada para trás.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]