English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ T ] / Terra

Terra Çeviri Portekizce

36,608 parallel translation
Dünya'dan bu kadar uzakta insan gıdası bulmanın olasılığı nedir?
Quais são as probabilidades de encontrar vegetação humana tão longe da Terra?
Dünyayı güvende olalım diye terk etmedik.
Não abandonámos a Terra para estarmos a salvo.
Macera arıyordum Bu vaat edilen topraklara geldiğimden beri.
Eu tenho procurado por uma aventura desde que cheguei a esta terra esquecida.
Üzerime düşen kumları nasıl hatırlarım?
Como consigo lembrar da terra a cair em cima de mim?
Gözlerine bakardım, hareketli gözlerine. Üzerine toprak dökülürken.
E ficaria a ver-te, e aos teus olhos, esses olhos selvagens, enquanto a terra te cai em cima.
O, dünyadaki en mükemmel varlık.
A criatura mais maravilhosa da Terra.
Duyusal bir taş. Geri kalanını şeytanlardan nasıl alacağımı bana gösterdi.
Disse-me como fazer com que os Três Demónios trouxessem o resto dela para a Terra.
Şimdi ait olduğun yere, bataklığına geri dön.
De volta à terra, onde tu pertences.
Bak, uzun zaman önce, 1119'da, İlk haçlı seferi bittikten hemen sonra... Küçük bir bant Şövalyeler seyahat ediyorlardı.
Há muito tempo, em 1119, logo a seguir ao final da Primeira Cruzada, um pequeno grupo de cavaleiros veio da Terra Santa...
Her son tempları silmek için Yeryüzünün yüzünden.
Eliminar até ao último Templar da face da Terra.
Komutanlık adamlarımızdan bazılarının yerdeki Özel Kuvvet'e katılmasını istiyor.
O Comando quer que alguns dos nossos se associem às Forças Especiais em terra.
Bak, toprak nasıl topaklanmıyor?
Veem como a terra não forma coágulos?
Bir daha o toprak yoldan geçmem.
Não volto a ir pela estrada de terra.
Geldiğim yerde geçmiş unutulacak bir şeydir ama sizin tek konuştuğunuz bu.
Lá na minha terra o passado é para esquecer. Mas aqui só falam disso!
Bilmiyorum. Eve gitmeliyim.
Não sei, devia voltar para a terra.
Ta ki bir yaz günü korkunç bir hastalık ortalığa yayılana kadar.
Até que num verão, uma terrível doença espalhou-se pela terra.
Şu kahrolası hayal âlemine gidelim.
Vamos à merda da terra da fantasia.
Ve şimdi toprağın altındalar!
E eles estão sete palmos debaixo da terra.
Bu noktadan itibaren 200 dönüm arazi size aktarıldı.
Deste lugar aquele 200 acres de terra foram transferidos para si.
Yoksa, Our World'ün arazisi için harcanan paranın mı?
Ou o dinheiro gasto em acres de terra para o nosso mundo?
- CM, bizim sitemizi yeşil bölgeye koydu.
O CM colocou a nossa terra na zona verde. E daí?
Kavrulmuş Dünya.
Terra devastada.
- "Karaya geri döndüm." - Sesli okuma.
- "De volta à terra firme."
Artık Zeo Kristali ve Dünya'nın koruyucuları sizlersiniz.
Agora, cabe-vos proteger o Cristal Zeo e a vida na Terra.
Korkunç bir canavarı, Goldar'ı yaratacak. Onun sayesinde Kristali buradan götürecek ve dünyadaki tüm hayatı yok edecek.
Criará Goldar, o monstro que arrancará o Cristal das entranhas da Terra e extinguirá toda a vida no vosso planeta.
... ve toprağın altından Kristali söküp çıkarırsa dünya, her yerine binlerce nükleer bomba atılmış gibi olacak.
Se ele conseguir arrancar o Cristal do chão, será como se a Terra fosse atingida por dez mil bombas nucleares.
Zord'lar oluştuğu zaman, dünyaya dinozorlar hükmediyordu.
Quando estes Zords se formaram, os dinossauros dominavam a Terra.
Kristali alacak ve bu dünyayı yok edecek.
Ela vai pô-lo a desenterrar o Cristal e a vida na Terra perecerá.
Hz. İsa'nın dönüşü olduğunu söylemek istiyorum.
Queria dizer que Cristo voltou à Terra.
Etrafıma baktığımda, güzel bir ülke araziler, ilkbahar, evler görüyorum.
Quando olho à volta, vejo um país lindo. Vejo terra, fontes, casas. Depois, há tu e eu.
Belki de evdeki seçilmiş olanlar dışarıda marsmallow falan kızartıyordur.
Talvez os poucos escolhidos na nossa terra estejam a assar marshmallows ou assim.
İnsansız bir karada kaldım.
Presa na terra de ninguém.
Belki bu yüzden insansız bir karada kalmışımdır.
Talvez por isso eu esteja na terra de ninguém.
Doğanın gücü dünyayı temizliyor.
Uma força da natureza que limpa a Terra.
2 metre derinde yatınca ne fark edecek?
Aqui ou debaixo de sete palmos de terra, não faz diferença.
ABD UYDUSUNU GÖSTERDİ
E.U.A. REVELAM SATÉLITE TERRA
İlk kez uzaya kamera koyup, oradan dünyaya bakıyoruz. Bu da bize hiç görmediğimiz şeyleri ve yerleri keşfetme imkânı sağlıyor.
Pela primeira vez, pomos câmaras no espaço a observar a Terra, que nos permitem descobrir lugares e coisas que nunca vimos.
Tanrı'nın, yaratmayı henüz bitirmediği yer.
A terra que Deus não terminou de criar.
Patlayıcı kullanarak yüzeyi sallayıp, yüzey altının haritasını çıkarmayı sağlayacak titreşimler yaratacağız.
Usaremos explosivos para fazer tremer a terra e criar vibrações e ajudar-nos a mapear o subsolo da ilha.
Güney kıyısı üzerinde uçarak, yüzeyin yoğunluğunu anlamamıza yardım edecek stratejik sismik bombalar atacağız.
Sobrevoaremos a costa sul e largaremos estrategicamente explosivos sísmicos para nos ajudarem a compreender melhor a densidade da terra.
Dünyada haritası çıkarılmamış son birkaç yerden biri.
A uma das últimas áreas desconhecidas à face da Terra.
Fox 7, Landsat'i indir.
Fox Sete, deixe em terra a equipa Landsat.
Kadim türler, insanoğlundan çok önce bu dünyanın sahibiydi.
Espécies antigas eram donas desta terra muito antes da humanidade.
Buna Oyuk Dünya Teorisi deniyor.
Chama-se a teoria da Terra Oca.
Oyuk Dünya Teorisi'yle ilgili tezi ilk yazdığımda bütün komite sesli gülmüştü.
Quando escrevi aquele estudo sobre a teoria da Terra Oca, o comité inteiro riu-se de mim.
Sonra Dünya, canavarlarla dolu deyince, deli olduğunu sanmıştım.
Depois achei-o louco quando disse que a terra estava cheia de monstros.
Sahile gidip Packard'la buluşacağız.
Vamos ao encontro do Packard por terra.
Bu kertenkeleleri yer altında tutan tek şey o.
É a única coisa que mantém aqueles lagartos sob a terra.
Bence kırılmak üzere.
E está prestes a cair por terra. - Sabias?
- Ninemlerden.
- Na terra da minha avó.
Sadece yerdeki bazı kişilerle iletişime geçmemiz gerekiyor.
Só temos de entrar em contacto com alguém que esteja em terra,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]