Timsahlar Çeviri Portekizce
373 parallel translation
"Fareler timsahları öldürürmüş."
A ratazana do Nilo mata o crocodilo.
Pekâlâ, siz kazandınız. Timsahlar bunu duyduğuna memnun olacak.
Certo, você ganhou, os crocodilos ficarão felizes ao ouvir.
Kuşlar, timsahlar ve ormanlar kaybolmuştu. Sebastiao'nun çocukluk anısı yoktu.
Não havia mais pássaros, nem jacarés, nem a floresta majestosa, nem as maravilhas que eram parte das lembranças de infância de Sebastião.
Timsahlar. İşte bu bir fikir.
Seria uma boa idéia.
Her şey kutsal mı, timsahlar kutsal mı, Piskopos?
É tudo sagrado, os jacarés são sagrados, Bispo?
Timsahları sevmem, özellikle ben suyun içindeysem.
Não gosto de crocodilos, sobretudo quando estou na água.
Memphis'teki şu Peabody Otel, lobisindeki havuzda timsahların ve ördeklerin yüzdüğü otel mi?
É o mesmo hotel Peabody, em Memphis, onde têm os aligátores e os patos a nadar no lago?
O küçük havuzda yüzen timsahların ördekleri yemesine nasıl engel olduklarını görmek isterdim.
Gostaria de ver como impedem que os aligátores comam os patos naquele pequeno lago onde nadam.
Aslan ve timsahları görmediniz.
Não viu ainda os leões e os crocodilos.
- Timsahlar yemek için iyimi dir Asterix? - Sessiz ol!
Os crocodilos são bons para comer, Astérix?
Bütün bunlar bana kendimi kötü hissettiriyor, timsahlar beni ısırdığında yenilemeyecek tatta olacağım!
Toda esta chatice me faz ficar doente. Quando os crocodilos sagrados me apanharem, estarei intragável.
Taş yok, saray yok, timsahlar var!
Sem pedras não há palácio. Sem palácio, há crocodilos!
Kraliyet timsahlarına aperatif olacaklar.
Já estão a dar aos crocodilos reais os aperitivos.
Sihirli iksirsiz, Getafix'siz yok oluruz, kutsal timsahlar...
Sem a poção mágica e sem Getafix, estamos perdidos, os crocodilos sagrados irão...
Tüm ailesi timsahlar tarafından yutulan bir adamın hikayesini okudum.
Dói-te a orelha? Melhorarei quando chegarmos a América.
Timsahlar hakkında ne biliyorsun Bond?
O que sabe sobre crocodilos, Bond?
Timsahlar büyüttü panterler emzirdi.
Criado por jacarés em leite da pantera.
- Timsahlar mı?
- Jacarés?
- Timsahlar mı dedin?
- Disseste jacarés?
- Dudaklarımı oku. Timsahlar.
- Lê os meus lábios... jacarés.
Daha sonra kulübede yılanlar ve gölde timsahlar çıkacak.
A próxima coisa que ele vai dizer é que há serpentes nas cabanas e crocodilos nas casas-de-banho.
Hayır, timsahlar kabinlerde.
Não, os crocodilos é que estão nas cabanas.
Tüm bu timsahlar, yılanlar falan.
Tem aligátores, cobras e outros animais.
Timsahlar.
São jacarés.
Timsahlar.
Jacarés.
Bilirsin, lağımda timsahların yaşadığı söylenir.
Não costumam dizer que há crocodilos nos esgotos?
Lağımda timsahlar.
Crocodilos nos esgotos?
- Timsahlar olur burada.
- Há crocodilos.
- Timsahlar mı?
- Crocodilos?
Timsahlar ne kadar büyük?
De que tamanho são os crocodilos?
- Belki timsahlar kapmıştır. - Hey, böyle konuşma.
Se calhar foi apanhado pelos crocodilos.
Neyi savunuyorlar biliyor musunuz? Zencileri, timsahları, maymunları, rakunları ve sıçanları.
Significa "Negros, Aligatores, Africanos, Crioulos e Pretos".
Eminim timsahlar bunu duyduğuna sevinir.
... e os crocodilos vão gostar de saber isso.
Gündüz yağmur yağıyor. Filler, timsahlar, pigmeler var.
Há elefantes, crocodilos e pigmeus.
Şimdi ise, Hintlilerin cesetleri için timsahlar salınacakmış...
Agora vão ser lançados crocodilos que devem comer os corpos dos hindus...
Bu su tankının üzerinden atlayarak yer çekimine karşı geleceğim. İçi beyaz köpek balıkları, ölümcül elektrik balığı, aç piranalar, timsahlar ve daha korkuncu ormanların kralı yırtıcı aslanla dolu.
Vou desafiar a natureza e a gravidade ao saltar por cima deste tanque de água que contém tubarões brancos, enguias eléctricas mortais, piranhas, jacarés, e o mais assustador, o rei da selva um leão feroz!
Timsahlar, kırık cam şişelerin, teneke kutuların ve motellerin arabesk neonlarının etrafında dolanıyorlardı.
"crocodilos a rastejar em garrafas partidas e latas, " os arabescos de néon dos motéis, chulos isolados em ilhas de tralha
"Timsahlar suratımı parçadı" nasıl olur?
Que tal "os crocodilos comeram-me a cara"?
Timsahlar ya da ona benzer bir şeye dikkat etmemiz gerekiyor mu?
Não devíamos preocupar-nos com os jacarés?
Dans eden bir kertenkele tıpkı dans eden timsahlar gibi!
Um lagarto que dança é como um crocodilo dançante...
# Timsahlar kenarlardan
Os crocodilos agradecem
Timsahların arka bacaklarında perde olmaz.
Jacarés não têm marcas nas patas traseiras.
Sonra görüşürüz timsahlar.
Até à próxima, crocodilo.
Öteki timsahlar onu yeni toprak kazanmak için kullanır.
Os outros usam-no para ganhar território.
Bir adam düşün, bir nehrin kıyısında duruyor... nehir piranhalar, timsahlar, girdaplarla dolu.
Suponha que está um tipo na margem de um rio... que está cheio de piranhas, crocodilos, redemoinhos, essas merdas.
Botlar, oyuncaklar, bira şişeleri vücut parçaları, kokain dolu comdomlar, yavru timsahlar.
Botas, brinquedos, embalagens de cerveja, partes de corpo, cocaína, preservativos, pequenos aligatores bebés.
Timsahlar beni yemediği için çok şanslıyım, Jerry.
Foi uma sorte os crocodilos não me terem apanhado.
Ama unutmayın, yavru kurbağalar ve timsahlar evcil hayvan olarak şirin görünebilir ama büyürler.
Mas lembrem-se, tartarugas bebés e jacarés podem parecer boa ideia para animal de estimação mas eles crescem.
TİMSAHLAR
Jacaré.
Timsahlar avlarını yerken gözyaşı dökerler.
Os crocodilos choram quando comem a presa.
- Timsahlar taze et sevmezler.
Os crocodilos não gostam de carne fresca.