Tiny Çeviri Portekizce
299 parallel translation
Cin bizde, Ufaklık!
Temos a genebra, Tiny!
Ufaklık, ona brendi getir.
Tiny, dá-lhe um pouco de conhac.
Ufaklık!
Tiny!
Minik Duffy'yi arıyorum.
Onde posso encontrar Tiny Duffy?
Minik Duffy misin?
É Tiny Duffy?
Minik, gırgır adamsın!
Tiny, és um prato!
Willie içki içmez, Minik.
Sabes que o Willie não bebe, Tiny.
Ona çalışmak için yarışıyorlardı. Minik Duffy bile.
Estavam todos a passar para o lado dele, até o Tiny Duffy.
Sabah Minik seninle görüşür.
O Tiny falará contigo de manhã.
Minik, eve git hadi.
Tiny, vai para casa, está bem?
- Evet, Tiny'yi trene bindiremiyoruz.
Sim, não conseguimos embarcar o Tiny.
Ben ve Tiny, köşeye sıkıştırdık ama karışıklıkta kaybettik.
Eu e o Tiny tínhamo-los cercados, mas perdemo-los na confusão.
Minik Ağız, seni görmek ne güzel.
Tiny Mouth, prazer em ver-te.
Duydun mu, Tiny?
Ouviste, Tiny?
Ufaklık Tim oradaydı, biliyor muydun?
Tiny Tim cantava lá, sabias?
Lyle ve Tiny tırına el koymuşlar!
Lyle e Tiny apreenderam o seu camião!
- Tiny Alvarez'di.
Foi o Alvarez.
Ve kardeşin Tiny gırtlağına kadar senin pisliğine gömüldü. "
E o teu irmão Tiny está envolvido até às orelhas ".
Fırladı çünkü kardeşi Tiny cinayet suçundan şartlı tahliyedeydi.
Fica todo aborrecido, porque o irmão estava em condicional por homicídio.
Dedektif nakit olarak 75,000 istiyordu. Aksi halde Tiny'i yeniden içeri alacaktı.
O detective quer 75 mil em dinheiro, para não denunciar o Tiny.
- "Bir dirhemcik bile aklı olanlar."
- "He That Has and a Little Tiny Wit".
Küçük Tim omuzlarındayken eve çok daha hızlı yürüdüğünü görmüştüm.
Mas já o vi vir para casa com o Tiny Tim aos ombros, muito depressa.
Ama bir zaman bir şekilde birbirimizden ayrı düşersek eğer hiçbirimizin zavallı küçük Tim'i unutmayacağına eminim.
Mas, se alguma vez tivermos de nos separar sei que nenhum de nós se esquecerá do pobre Tiny Tim.
Ve küçük Tim için, ki kendisi ölmedi, ikinci bir baba oldu.
E para o Tiny Tim, que não morreu, ele foi um segundo pai.
Ve küçük Tim'in söylediği gibi :
E tal como o Tiny Tim observou :
Tiny Tim'e gelirsek, o ölmedi. İkinci bir baba oldu.
E para Tiny Tim, que não morreu tornou-se um segundo pai.
Tiny Tim'in de dediği gibi, Tanrı bizleri, hepimizi kutsasın.
E assim, como disse Tiny Tim que Deus nos proteja a todos ".
Okul müsameresinde Küçük Tim rolünü aldım.
Vou ser o Tiny Timna na peça da escola.
Cimri'yi sunar. Başrolde Buddy Hackett, Jamie Farr, Altın Dansçılar ve Mary-Lou Retton, Tiny Tim rolünde.
"Scrooge", com Buddy Hackett, Jamie Farr, os Solid Gold Dancers e Mary-Lou Retton no papel de Tiny Tim.
Koltuk değneklerini fırlatıp, elektrik direğinin üzerinden çifte taklayla atlayamaz.
Viu-a fazer de Tiny Tim? Não se limita a atirar fora as muletas. Atira fora as muletas, salta por cima dum candeeiro, dá um salto mortal e cai assim.
Tiny Tim'e olmuştur, Charlie Brown'a olmuştur, Smurf'lere olmuştur ve şimdi de bize olacak.
Aconteceu com o Tiny Tim, e com o Charlie Brown, aconteceu com os Smurfs e vai acontecer connosco.
Tiny Tim kim?
Quem é o Tiny Tim?
Bence Tiny'i kıskanıyorsun.
Acho que tens ciúmes do Tiny.
Tiny!
Pequenino!
Tiny?
Pequenino?
Buraya gel, Tiny.
Anda cá, Pequenino!
Fazla vahşi değilsin, öyle mi, Tiny?
Não és grande gato de guarda, pois não, Pequenino?
Tiny'i unuttum.
Esqueci-me do Pequenino.
Selam, Tiny.
Então, Pequenino.
- Tiny, kim oynuyor bugün?
- Tiny, quem é que actua hoje?
Nickelodeon'daki Tiny Toons'u izliyorum.
Estou a ver desenhos animados.
- Ice Capades, Tiny Toons, Kenny G...
- Ice Capades, Tiny Toons, Kenny G.
Tiny Tim, The Chipmunks'Greatest Hits, A Castrato Christmas.
Tiny Tim, os Chipmunks'Greatest Hits, uma cancao de natal.
DeWald ailesi lütfen Tiny Town'a gelsin.
A família DeWald à Cidade Miniatura, por favor.
DeWald ailesi Tiny Town'a gelsin.
A família DeWald à Cidade Miniatura.
Tiny Tim'e söyle bu noelde eve gelemeyeceğim.
Diga ao Tiny Tim que não estarei em casa este Natal.
- "Tanrı hepimizi korusun, Tiny Tim"
- "Deus nos abençoe, Tiny Tim."
Merhaba, ufaklık.
Olá Tiny.
Ufaklık hadi biraz konuşalım.
Tiny, vamos falar.
Bunu yapmaman gerekir ufaklık.
Eu penso que não deverias fazer isso, Tiny.
Yapmamız gereken bir program var. - Hey Tiny!
Temos um horário a cumprir.