Tonda Çeviri Portekizce
184 parallel translation
Nasıl fedakâr bir anne olduğunu anlatırken kutsal bir tonda konuşmasını bir duysaydın.
Se ouvisse o tom maternal Iacrimoso ao dizer que mãe sacrificada ela é.
Dekanla bu tonda konuşamazsın.
Não tolero esse tom de voz com o reitor Lightcap.
- Onunla bu tonda konuşma.
- Não sejas malcriada com ele. Pobre irmãozinho!
Sadece akrabalar ya da alacaklılar zili böyle Wagner vari bir tonda çalar.
Só família ou credores é que tocam... daquela maneira tipo Wagner.
Ve bu tonda konuşma Tracy.
E vê se mudas de tom.
Allison'un kilisedeki yüksek tonda konuşan halinin devam ettiğinden şüpheliyim
Não creio que Allison se sinta tão seguro de si mesmo como quando falou na igreja.
Soyadını farklı mı telaffuz ediyorsun, yani daha alçak bir tonda mı?
Você pronuncia o apelido de modo diferente, num tom ligeiramente mais baixo?
55 gün aynı tonda çaldık.
Durante 55 dias tocámos a mesma música.
Benimle bu tonda konuşma.
Não me fales nesse tom.
Benimle bu tonda konuşamazsın.
Não me vai dirigir a palavra nesse tom!
- Benimle bu tonda konuşmayın.
- Não use esse tom comigo.
... titreşimli tonda bir sinyal iletir.
-... que é altamente detectável...
Etekleri zil çala çala dostunu bulduğunu düşünür. Yalvaran bir tonda seslenir, "6-kere-8?"
Todo contente, julga ter encontrado o amigo e grita :
Hep aynı tonda söylüyorsun.
Estás sempre no mesmo tom de voz.
"Romalı gururuyla titreyen, ciddi ve askeri tonda", yeterince Romalı gururu taşımıyordum.
solene, marcial e vibrante de orgulho romano! Eu tinha pouco orgulho romano...
Şimdi kesin emin olamasam da teypten bir cenaze marşı çalındığını hatırlar gibiyim. Hafif tonda.
Nunca vou saber, mas penso que ouvi pancadas suaves...
"Rimmer", "pislik" le aynı tonda.
Rimmer. "Rimmer" para rimar com ralé.
- Benimle bu tonda konuşma.
Deixe-se desse tom comigo.
Nostaljik bir tonda söyledim.
Foi mais num tom nostálgico.
- Benimle bu tonda konuşma.
- Não fales assim comigo.
Böyle konuşma. Bu tonda asla.
Pára imediatamente com essa linguagem de taberneiro!
* * Çok yumuşak tonda ve... * *
Com uma voz suave e...
Annem, bana olağan tonda korkunç bir ders verdi.
A mãe deu-me um dos sermões do costume.
Annenle bu tonda konuşma.
Não fales com a tua mãe nesse tom.
- Doğru tonda mıyım?
- Demoro mais aqui?
Aynı tonda şeyler demek istedi.
No tom. Com um tom parecido, foi o que ele disse.
Onun performansı yarım tonda bile asla değişmez.
Ele nunca muda o repertório, nem sequer um semitom.
İstediğin her tonda yeşil.
Maravilhado sem razão.
Çok yumuşak konuşmalısın. Hep o tonda.
Tem de ser um discurso suave, firme.
"hatta 50 değişik tonda, " çığlıklarla ve ciyaklamalarla,
E até estragavam a conversa das mulheres, a afogar suas vozes com gritos e guinchos.
- Bu, yumuşak bir tonda yapılmış bir aksilikti.
- As tuas boas intenções são perigosas. - Um comentário ríspido numa resposta suave.
Daha çok, istekli bir tonda.
Foi mais num tom de sedução.
- Birazcık kaba tonda, sence de öyle değil mi?
Um pouco rude, não achas?
Bence kesinlikle defansif bir tonda konuştu.
A mim soou-me defensivo, sem dúvida.
Ona Kaptan Crunch deniyordu çünkü farketmişti ki bu küçük düdük Cap'n Crunch corn flakes kutularından çıkıyor ve ATT uzun mesafe ekipmanları ile aynı tonda ses çıkarıyor.
Esse gajo chamava-se "O Capitão Crunch". Porque ele descobriu que este apito... que se encontrava nas caixas de cereais "Captain Crunch"... tinha o mesmo tom do equipamento de longa distância da ATT.
Bunu daha yavaş bir tonda söylemeliyiz.
É bom cantá-la em voz baixa...
Ne cürretle benimle bu tonda konuşursun.
Como se atreve a falar assim comigo.
Hayır, hayır, hayır, benimle o tonda konuşamazsın.
Não, não. Não fales comigo nesse tom, não.
Ama 6 bira sonra farklı bir tonda konuşuyordum.
- Aposto que sim! Com 6 cervejas no bucho comecei a ver o caso de outra forma.
- Hayır, şarkı söyleyeceğiz. İstediğin tonda.
- Nós cantamos o que quiseres.
Nathan, annenle bu tonda konuşmamalısın.
Nathan, não deverias falar com esse tom a sua mãe.
Çok sessiz ve yumuşak tonda söyledi.
Disse-o em voz baixa, num tom suave...
- Doğru tonda olmalı ama. - Hıçkırarak değil, içten bir ses olsun.
Mas tem que ser o tipo certo de choro não escandaloso, entre choramingando, sem muito som
Annene "Mutlu Yıllar" şarkısını söylerken bu tonda kalmayı dene.
Quando cantar parabéns para sua mãe, tente não desafinar.
Benimle bu tonda konuşma.
Que bela manhã, não é? Não me fales nesse tom.
- Sakın benimle bu tonda konuşma.
- Não fales comigo nesse tom.
Bu tonda konuştuğunda seni daha çok seviyorum ya da daha az nefret ediyorum.
Gosto mais de ti, ou desgosto menos, quando usas esse tom.
Hayır, benimle bu tonda konuşma.
Não, uses esse tom de voz comigo não.
- Sen de aynı tonda konuşuyorsun!
- O mesmo que o teu!
Değişmez, açık bir tonda.
Uma nota apenas, um tom muito claro.
Bu tonda distorsiyon oluşturacağım.
Vou criar distorções no tom.