Tristan Çeviri Portekizce
560 parallel translation
Tristan Isolde'ye aşık olduğunda 3.5 saat şarkı söylemek zorunda kalmışlardı.
Quando Tristão se apaixonou por Isolda, tiveram que cantar por três horas e meia.
Amacını bilmiyorum, ama ismi Sir Tristan.
Não sei quais são as suas intenções, mas sei o seu nome. Chama-se Sir Tristan.
Ona Sir Tristan dediğimde aptal olduğumu düşündün, ama benim için o, Kral Arthur'un bir şovalyesi. Şovalye yemini etmiş.
Pensas que sou tonta ao chamar-lhe Sir Tristan, mas para mim, ele é um dos cavaleiros do Rei Artur sobre quem líamos quando éramos crianças, que fez votos de cavaleiro para lutar contra os malfeitores, para defender a justiça e proteger as mulheres,
Bayan Vane, Sir Tristan - sizin bu şekilde hitap ettiğiniz - hiç Basil Hallward tarafından yapılan portresini gösterdi mi?
Miss Vane, o seu Sir Tristan, como adorávelmente lhe chama já a convidou a ver o retrato que Basil Hallward fez dele?
Sir Tristan, kardeşim ona böyle derdi. Çünkü bir şovalye gibiymiş.
"Sir Tristan", chamava-lhe a minha irmã porque ele era como um cavaleiro.
Bu Sir Tristan, Kate, hayatım.
Este é Sir Tristan, querida Kate.
Lord Henry'nin sana Sir Tristan dediğini hatırlıyorum.
Ouvi Lord Henry chamar-te Sir Tristan.
Ve Sir Tristan tek aşkını bulmak için ormana doğru dört nala gidiyor. Arkadaşını öldürmek için gitti!
E Sir Tristan penetrou na floresta em busca do seu único amor.
Neden sana Sir Tristan diyorlar?
Não, nada. Por que se chama Sir Tristan?
Tristan ve Isolde?
Tristão e Isolda?
Operadan çıkıyorsun... Tristan und Isolde'nin duygulu müziği duyuluyor.
Está a sair da ópera, ao som da ardente música de Tristão e Isolda.
Tristan'a çok kızgınsın.
Está furiosa com Tristão.
Tristan ve Isolde operasını sevmez misiniz?
- Não gosta de "Tristão e Isolda"?
Tristan ve Isolde.
- "Tristão e Isolda".
Tristan ve Isolde.
- "Tristão e Isolda"?
- Tristan içeri girmeni istedi.
Tristão quer que entre.
Dr. Tristan Adams Dikkatine.
A / C : Dr. Tristan Adams
Tristan Adams'ın metodlarını sorguluyorsanız...
Se questiona os métodos do Tristan Adams...
En büyük sirk tarihçisi Tristan Rémy'i bekliyoruz.
Esperamos Tristan Rémy, O maior historiador vivo do Circo.
"Beyaz Palyaço" kelle-şeker gibi konik şapka giyer.
O palhaço branco usa um chapéu em forma de pão doce. Aí está Tristan Rémy.
Bunu Tristan Rémy daha iyi açıklayacaktır.
Ele nos explicará melhor a definição de palhaço branco.
Tristan Rémy haklıydı belkide :
Talvez Tristan Rémy tenha razão :
Bu ev, gelirim ve sahnelenecek'Tristan'ım var.
Há esta casa, o meu salário e "Tristão" que finalmente será encenado.
Zavallı Tristan, altı yıldır bekliyor.
Pobre "Tristão", há 6 anos que espera.
Bu esnada... Tristan için solistleri seçmeye başlamak zorundayız. Kolay değil.
Enquanto isso, temos que escolher os cantores, não será fácil.
Wagner'in'Tristan'ı için sahnelemeye karar verdiğimiz opera.
Para o "Tristão", de Wagner... A ópera que decidimos encenar.
'Tristan'uyumlu seslerden bir okyanus gibi kendini, birinin kollarındaymışcasına bırakabileceğin bir okyanus.
"Tristão"... É como um oceano de sons harmoniosos... No qual te podes afundar como num abraço.
Richard Wagner'in Tristan'ının sahnelenişi Haziran 1865'te devlete bir servete mal oldu. Bu akıllıca olmayan harcamaya, kralın İmparatoriçe EIisabethİ ağırlamak için olan özel harcamalarını eklemeliyiz ki o, bunu yerine katılmamayı tercih etti. Böyle yapmakla herkesin, bunu onaylamadığını anlamasını sağladı.
A estreia de "Tristão", de Richard Wagner... que ocorreu no mês de junho de 1865... custou aos cofres do Estado uma verdadeira fortuna... e a tal custo desmedido devem ser somadas as despesas... realizadas em particular pelo soberano... para receber condignamente a Imperatriz Elisabeth... que, por sua vez, decidiu não assistir... deixando, assim, entender a todos, claramente, a sua desaprovação.
Gelmeyeceğinden emindim.. aynen Tristan'a gelmediğin şekilde.
Tinha a certeza de que não virias, assim como para "Tristão". Foi um triunfo!
Dedi ki, Tristan ve Iolde'nin içtiği gibi...
Disse que assim... Como Tristão e Isolda tinham...
Tristan'ın yok açtığı heyecanı düşünün.
Pense no que a montagem de "Tristão" deflagrou!
'Tristan'ın başarısı beni neşe ve umutla doldurmuştu.
O sucesso de "Tristão" trouxe-me alegria e esperança.
Geçen gün Tristan ve Isolde'ü görmeye gittik.
No outro dia fomos à ópera ver o Tristão e Isolda.
Evlilik tek başınayken ortaya çıkmayan sorunlara... iki kişinin birlikte çözüm bulmama sanatıdır.
"Resolver problemas a dois que não existiam." Sacha Guitry ou Tristan Bernard.
- Vahşi batı ve büyük ayı gölü. ... ve büyük ayı gölü. Tristan de Cunha adası.
O grande lago dos ursos, a ilha Tristão da Cunha, o delta do Mississipi, Stromboli,
Tristan Ludlow, Düşen Yapraklar Mevsiminde doğmuştu.
Tristan Ludlow nascera na lua das folhas que caem.
Albay Ludlow'un üç oğlu vardı. Ama Tristan gözbebeğiydi.
O coronel Ludlow tinha três filhos, mas Tristan era o preferido.
Alfred ona bir sürü mektup yazdı. Ama Tristan onun hakkında konuşmak bile istemiyordu.
Alfred escrevia-lhe muitas cartas, mas Tristan recusava falar dela.
Tristan nerede?
- Onde está o Tristan?
Alfred, sen devam et. Ben gidip Tristan'la konuşacağım.
- Toma o meu lugar, Alfred.
- Tanrı aşkına Tristan.
- Santo Deus!
- Tristan, inanmıyorum! - O benim müstakbel karım.
- Estamos a falar da minha noiva.
- Günaydın Albay Ludlow. - Tristan ava gitti.
- O Tristan foi caçar.
Her ne olduysa o yapmadı. Tristan için endişelenmeyin.
- Não viemos à procura do Tristan.
Sir Tristan.
Adeus, Sir Tristan.
Sir Tristan dedin.
Sir Tristan, disse você.
Ama Tristan bekleyemedi.
Mas Tristan não podia esperar.
İşte Tristan.
Olhem. aí vem o Tristan.
Demek Tristan bu.
Então este é o Tristan.
Ben Tristan'la evleneceğim.
Eu vou casar com o Tristan.
Tristan'ın Hanım'ı.
A Dama do Tristan.