Turist Çeviri Portekizce
868 parallel translation
Buraya turist olarak gelmedik zaten.
Não viemos aqui fazer turismo.
Tipik bir turist gibi hareketlisin.
Você parece uma turista americana.
Sıradan bir turist misiniz?
Você é uma turista típica?
Müessesem turist çekiyor, yüklü vergi ödüyor...
Meu cassino atrai turistas, paga altos impostos...
İyi bir turist gibi davranıp tepeye çıkarak deniz manzarasını izleyebilirdim. Ama dönüp "İyi manzara, ha?" diyebileceğin biri yoksa bunun bir yararı yok.
Podia ir ver o mar como um bom turista, mas não adianta se não temos a quem elogiar a vista.
- Buraya sadece turist ve öğrenciler gelir.
- Aqui só vêm turistas e crianças.
İyiyim. - Bugün çok turist var mı?
Muitos turistas hoje, Marie?
Aslında, her şey normal görünmekte. Güzel bir bahar havası, açık anıtlar ve diğer binalardaki turist toplulukları.
De facto, notam-se sinais de normalidade, o bonito tempo de Primavera, as multidões de turistas, em torno dos monumentos públicos e outros edifícios.
Bitimsiz bir tatile çıkmış bir turist gibi.
É como ser um turista com férias intermináveis.
Champs Elysées'de turist bir cenaze..... levazımatçısı gibi gezinemezsin!
Não podes passear nos Champs EIysées com ar de cangalheiro em turismo!
Kuzenimin Ozark gölünde bir turist kampı var, ama...
Um primo tem um camping no Ozarks, mas...
Amerikalı turist gibi konuşmuyorsun.
Não fala como os turistas americanos falam.
"Turist gibi davranmayın" deyen kitapları bilmez misin?
Todos os guias dizem para não nos portarmos como turistas.
Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau - bunlar haritalarda ve turist rehberlerinde adı geçen yerlerdir.
Neuengamme, Belsen, Ravensbruck, Dachau... eram nomes como quaisquer outros nos mapas dos guias.
- Hayır, biz turist değiliz.
- Não somos turistas.
Turist misiniz?
Você é turista?
İKİ ALMAN TURİST HUNHARCA ÖLDÜRÜLDÜ KATİL TAVERNIER
DOIS TURISTAS ALEMÃES ASSASSINADOS SELVAGEMENTE TAVERNIER, O ASSASSINO
- Biz de onlar gibi turist oluruz.
- De turistas. - Bom, então somos turistas.
Belki bir turist beğenebilir onları, ama ben pek beğenmedim.
Quando alguém os visita como turista, pode ser, mas asseguro-lhes que não estava nada orgulhoso por estar ali.
Oteller turist dolu.
Os hotéis estão cheios de turistas...
Bir ara Bellagio'ya çok İngiliz turist gelirdi şimdilerdeyse kimse gelmiyor.
Em tempos, vinham muitos turistas ingleses aqui, a Bellagio. Agora já não vem ninguém.
Bir arabaya atlayalım ve birlikte turist gibi bir şehir turu yapalım tamam mı?
Damos uma volta de coche pela cidade.
Herhangi bir eyaletten daha çok turist çekiyor.
Tem mais turistas vindo pra cá, do que para qualquer outro estado!
Söylesene Chad, başka bir turist bu hoş insanlarla nerede tanışır?
Porque não tenta o Island Inn? Tem um "luau" lá esta noite.
Oğlum şoför gibi etrafta turist gezdiriyor!
É uma desgraça. Eu não sei.
Onun turist şirketinde çalışıyorsun.
- Ela está te arrastando para baixo.
Turist rehberi olabilirim.
Eu a vi na agência quando fui pegar minhas coisas.
Büyük Güney'e bir fikir verdim. Onların bize turist işini vermesini umuyorum.
E a minha sócia vai calcular os custos e apresentar uma proposta, ok?
Yugoslavya'ya turist rehberi olarak gideceğim. Orada bir...
Estou encarregue de uma viagem ã Jugoslávia.
- Turist rehberi mi?
É um... Uma viagem?
- Turist belgem altı aylık.
- O visto de turista é de 6 meses.
Ortalık turist ve genç erkek kaynıyor.
Vamos! Nada! Só turistas, rapazes!
Buraya çok turist geliyor teknelerle. Onlardan çalarız.
Há muitos turistas que chegam de barco só temos que assaltá-los...
Ama biz turist değiliz, askeriz.
não turistas.
Ama hiç turist gelmedi.
Mas não apareceu nenhum turista.
Şöyle diyor, "Fotoğraf, Amerikalı bir kadın turist tarafından bir kosterden çekildi".
Diz,'Fotografia tirada por uma turista americana num barco costeiro.'
Turist olduğumuzu düşün.
Pense em nós como turistas.
Martin ilk turist kalabalığının gitmesini bekliyordu.
- Não. O Martin queria que passasse a primeira vaga de turistas para poder explicar-me tudo pessoalmente.
Sanki bir turist, beyefendi. Ama burada kalıyor.
Age como um turista que vai a algum lugar, só que ele fica.
Christie'den bu yana bu derece ilginç bir seks cinayetleri dizisi olmamıştı. Turist ticareti için de oldukça iç açıcı.
Desde a Christie que não tínhamos uma série assim de crimes sexuais, e isto é bom para o turismo.
- Lanet turist!
- Maldito turista!
Bir turist gibi?
Sim, como uma turista.
Turist gezdirmiyorum burada.
Não faço passeios turísticos.
Orada turist falan olmadığı için, hep yarı yarıya boştur!
Como há poucos turista lá, sempre tem vagas.
Çok turist gelir.
Está cheia de turistas.
Şu turist muhabbetini keser misin?
Pára lá com isso dos turistas!
Marcia ve Richard Stuttgart'tan gelecek ve sence turist olarak mı gelecekler?
Marcia e Richard virão de Stuttgart, e... - Acha que viajam na classe turística?
Geçitten sonra, turist taklidi yapacağız.
Então o plano vai ser este... Quando chegarmos ao cruzamento, vestimos as roupas de pesca...
Subaylarımız ve askerlerimiz Vietnam'daki görevleri... bir sene ile sınırlandığı sürece Vietnamdaki savaşta amatör bir turist olarak kalacaklar.
Desde que os nossos oficiais e tropas tenham estadias de serviço limitadas a um ano, permaneceram diletantes em guerra e turistas no Vietname.
İyi bir turist rehberi olurum.
Daria um bom guia turístico.
Büyük Güney Hawaii Meyve'nin müdür yardımcısı olmak varken niye turist kuryesi olasın ki?
Não te entendo. Gosto do que faço.