Tuán Çeviri Portekizce
89 parallel translation
"Tuán" Söyle.
Tuân. Diz.
Tuán.
Tuân.
Fakat bu Prens Tuan'ın emridir.
Mas eu tenho ordens do Príncipe Tuan.
Boxerlar yenilirse Tuan'ın kellesini yabancılara veririm.
Se os Boxers fracassarem, darei aos estrangeiros a cabeça do Príncipe Tuan.
Ekselansları, Avusturya-Macaristan bakanı ve Barones Von Riedel.
Bem-vindo, Príncipe Tuan, á legação britânica de Sua Majestade.
Emperyal Majesteleri, Prince Tuan.
Sua Alteza Imperial... o Príncipe Tuan.
Prens Tuan'dı.
Foi o Príncipe Tuan.
Prens Tuan'a karşı harekete geçmeyi mi öneriyorsunuz?
E veio aqui para pedir que agíssemos contra o Príncipe Tuan?
Sizin gerçeğinizi reddediyoruz ve sizi protesto ediyoruz.
É um prazer informá-lo de que o Príncipe Tuan é o nosso conselheiro mais próximo e de maior confianca.
Prens Tuan'ın en yakın danışmanımız olduğunu bildirmek isteriz.
Ainda esta manhã nomeámo-lo para dirigir o Ministério dos Negócios Estrangeiros.
Prens Tuan. Bu beylerin sağ salim bir şekilde kendi bölgelerine götürülmelerini sağlayın.
Príncipe Tuan, será responsável pela segurança destes senhores até ás suas legações.
Bu sürede Boxerların Prens Tuan'a karşı zafer kazanmasından endişelenmiyorum.
Entretanto, não tenho intenções de mostrar medo dos Boxers. Nem de dar a vitória ao Príncipe Tuan.
Prens Tuan umursamaz macera peşinde.
O Príncipe Tuan aconselha uma aventura ousada.
Prens Tuan ordularının başına geçmesi için Kraliçeyi ikna etti ve böylelikle kolay bir zafer umuyorlar.
É bastante óbvio que o Príncipe Tuan persuadiu a lmperatriz a enviar as tropas imperiais esperando uma vitória fácil e rápida.
Şimdi, başarısız olmak yerine beklenmedik bir güç göstermeli sadece ayakta kalmayıp saldırmalıyız da.
Agora, se em vez de cairmos... mostrarmos uma força inesperada... e não só aguentarmos firme, como atacarmos no preciso momento em que eles menos esperam, podemos destruir a influência de Tuan junto da Imperatriz e forçá-la a enfrentar a realidade.
Tuan'ın bu gece Kraliyet bahçesinde bir zafer kutlaması hazırladığını duydum.
- Soube que o Tuan está a preparar uma enorme comemoração da vitória, para a imperatriz. Nos jardins imperiais, para esta noite.
Teslim olmaktansa Tuan'a itibarını kaybettirmeliyiz.
Continuo a dizer que devíamos fazer algo, em vez de nos rendermos. Algo que fizesse o Tuan perder a sua reputação.
Tuan kraliçeye yenildiğimizi anlatırken tam o sırada havaya uçururuz.
E explodir aquilo tudo, quando o Tuan estivesse a contar á imperatriz que os pobres diabos estrangeiros estão completamente derrotados.
Son ayda onuncu defa elçiliklerin zararını rapor etmeye... geldiğini umuyorum.
Suponho, Príncipe Tuan, que tenha vindo comunicar a destruição total das legações. Será a décima vez, desde o fim da última lua.
Tuan!
Tuan!
Tuan! Tuan!
Tuan!
Onu suyun içinde çalıştır!
Tuan! Fá-lo trabalhar na água!
Bu, Tuan.
O Tuan.
Tuan kim?
Quem é o Tuan?
Tuan'ın asıl adı Phan Duc Tho.
O Tuan também é conhecido por Phan Duc Tho.
Yıldız filosu beni Lan'Tuan sektörüne büyük elçi olarak atamış.
A Frota Estelar designou-me Embaixador do Setor Lan'tuan.
İçinde ne var? Tuan!
Qual é a vossa unidade?
Konuş şu lanet heriflerle!
Tuan, chega aqui! Fala com estes cabrões!
Onun adı Tuan'dı.
Ele chamava-se Tuàn.
Ben harika çocuk Tuan.
Sou o Tuan, um menino-prodígio.
Zi Tuan, sen okçulara komuta edeceksin.
Zi Tuan, tu liderarás os arqueiros.
Zi Tuan yeterli biri değil!
Zi Tuan não está à minha altura.
Zi Tuan'ın okçuları beni Liang'a geldiğim gün kendilerine hayran bırakmışlardı.
O arqueiro Zi Tuan surpreendeu-me desde o dia em que cheguei a Liang.
Yardımınızdan ötürü FBI çok minnettar Bay Tuan.
O FBI está muito agradecido pela sua ajuda, Sr. Tuan.
Ben Tuan Phu'dan Hoang Ngo.
Eu sou Huang Haolong da Polícia Municipal.
Dedektif Tuan.
Detetive Tuan.
Efendi Gümüş Aslan.
Tuan, "Silver Lion"
Adı Tuan Nuyen.
O nome dele é Tuan Nguyen.
Tuan'ın sırtında çok enteresan bir dövme var.
Esta tatuagem nas costas de Tuan é interessante.
Ama yazılımda, Vietnam demokrasi bloglarını yok eden bir virüs var. Belki Tuan'ın o şirketle bir bağlantısı vardır.
Mas o software é incorporado com um vírus que destrói blogs democratas vietnamitas, então, talvez o Tuan esteja ligado a essa empresa.
- Tuan hemen işe mi döndü?
O Tuan já voltou ao trabalho?
Her şey yolunda mı Tuan?
Está tudo bem, Tuan?
Üç yıl önce Tuan köyünden iki kişiyle Los Angeles'a gelmiş.
Há três anos atrás, o Tuan chegou no LAX com outros da sua aldeia.
- Acaba Mai Nuyen ve Tuan akraba mı?
Pergunto-me se a Mai Nguyen e o rapaz Tuan são parentes.
Tuan'la gelen köylü.
É a aldeã que veio com o Tuan.
Anlaşılna dadı Mai Nuyen, aslında Tuan'ın annesiymiş.
Acontece que a ama, Mai Nguyen, é a mãe do Tuan.
Tuan'ı görmek ister misin?
Quer ver o Tuan?
Birine söylersem Tuan'ı öldürürlermiş.
Dizem que se falar com alguém, matam o Tuan.
Tuan'a, polise ne dediğini soruyorlar.
Perguntam ao Tuan o que disse ele à polícia.
Tuan bir şey söylemiyor ama ona inanmıyorlar.
O Tuan disse que nada, mas não acreditaram.
Tuan niye senin adını taşıyordu?
Porque o Tuan tinha mesmo o seu nome?