Tüm avrupa Çeviri Portekizce
227 parallel translation
Savaş patlak verdiğinde, Fransa hariç tüm Avrupa'yı iyi tanıyordum.
Ao rebentar a guerra, conheci toda a Europa, exceto a França.
Tüm Avrupa asaleti burada.
Temos cá as caras todas da Europa :
Kuzey Afrika ve Sicilya'dan tut, Çekoslovakya'ya kadar tüm Avrupa'da savaşmış.
Lutou no norte de África... na Sicília e em toda a Europa, até chegar à Checoslováquia.
Canımı acıtıyorsunuz. Karım... Tüm Avrupa'yı yiyen o yaratık...
A minha mulher, a criatura que comeu a Europa, está cá.
Mösyö, Demek isminiz tüm Avrupa'da biliniyor?
Ora, monsieur... seu nome parece ser grande como a Europa.
Tüm Avrupa'da, krallar ve kraliçeler yataklarında huzur içinde uyuyor.
Em toda a Europa, reis e rainhas dormem tranquilos em suas camas.
Tüm Avrupa'da ihtiyat birlikleri sefer görev emirlerini almıştı.
Por toda a Europa, os soldados na reserva receberam um telegrama.
Eğer onun karşısında durabilirsek, tüm Avrupa özgür olacak ve dünyamız huzur ve refaha kavuşacaktır.
Se o enfrentarmos, toda a Europa poderá ser livre e a vida do mundo poderá avançar para terras vastas e mais solarengas.
"Bu verimliliğe dönük dramaların kalıntılarına..." "tüm Avrupa üzerinde rastlanılır."
" Vestigios destes dramas de fertilidade encontram-se por toda a Europa.
Bu vahşi, tüm Avrupa'daki, meşhur ve efsanevi Kaffir ve Yerli Gösterisi'nin kalan son üyesidir.
Este selvagem é o único membro que resta em toda a Europa do famoso e legendário Kaffir e seu "Show Índio".
Çok geçmeden o ve Şövalye tüm Avrupa saraylarında kabul edilir olmuş... ve hızla... kumarın gözetildiği ve bu ilmin profesörlerinin hoş karşılandığı... sosyete çevrelerine girmişlerdi.
Logo se lhes abriram as portas das cortes da Europa... e também... da melhor sociedade onde o jogo era acarinhado... e mestres de tal ciência sempre bem recebidos.
Karımın yerinde senin gibi bir kadın olsaydı, tüm Avrupa'yı işgal ederdim.
Se tivesse uma mulher assim, em vez da minha, conquistaria toda a Europa.
Eğer onu durdurmazsak, tüm Avrupa'nın yarısını yakacak.
Se não o detivermos, conquistará metade da Europa!
Onu öldürmezsem, tüm Avrupa'yı savaşa bulaştıracak.
Se não o matar, fará guerra por toda a Europa.
Düşman tüm Avrupa'yı bir balçık gibi kaplıyor.
O Eixo está a espalhar-se como erva daninha por toda a Europa.
Hai senin dilin, tüm Avrupa dilleri,
Hai... E a sua língua, todas as línguas europeias, são muito mais difíceis do que o japonês.
Kısaca Bakanım, Brüksel tüm Avrupa Birliği vatandaşlarının Avrupalı Kimlik Kartı taşıması kararını aldı.
Em resumo, Sr. Ministro, Bruxelas está prestes a decretar o uso de um B.I. Europeu para os cidadãos da União Europeia.
Alman siyat ata biner Tüm Avrupa sallanır
A Alemanha cavalga num corcel negro e toda Europa treme.
Ben tüm Avrupa'nın yarısında aranan uluslararası bir teröristim.
Sou um terrorista internacional, procurado por metade dos países da Europa.
- Biliyorum, böyle birşeyin olmasını beklemek... - Eğer P.K.I. yönetimi ele geçirirse... Cakarta'daki tüm Avrupa'lıları katledecekler.
Se o P.K.I. tomar o poder, vão trucidar os europeus em Jacarta.
Tüm Avrupa birbirine karşı cephe almış durumda.
A Europa é um campo de batalha em potência.
Aslında tüm Avrupa'nın durumu da bir briç oyunu gibi şu anda.
Na verdade, a situação da Europa parece um jogo de bridge agora.
Tüm Avrupa'nın kahramanı.
O herói de toda a Europa.
Tüm Avrupa'yı gezdik, sonunda bir Akdeniz kıyısında kaldık.
Fomos à Europa e ficamos na costa do Mediterrâneo.
Biz farkına bile varamadan tüm Avrupa'yı ele geçirecekler.
Daqui a nada estão pela Europa toda.
Bay Beethoven Avusturya'yı ve sizin Viyana meclisinde ki ihtişamlı diplomasinizin tüm Avrupa'da barışı sağlamasıyla ilgili büyük bir oratoryo yazdığını söylüyor.
Herr Beethoven propõe escrever um oratório... louvando a Áustria e sua diplomacia... no Congresso de Viena... que firmou a paz na Europa.
Böylece tüm Avrupa'daki hava durumunu biliyorum.
É assim que fico a saber o tempo por toda a Europa.
Özgürlük bayrakları tüm Avrupa'da dalgalanmaktadır.
As bandeiras da liberdade estao hasteadas por toda a Europa.
Tüm Avrupa kocaman bir kavşak gibiydi.
A Europa toda era como uma enorme encruzilhada.
Tüm haberleşmeler kesilince, Avrupa'nın yarısından fazlası sessizliğe gömüldü.
Um grande silêncio caiu sobre meia Europa, com o corte das comunicações.
Jül Sezar'dan bu yana Avrupa'daki tüm savaşlarda... Almanların parmağı var.
Os Hunos têm sido os agressores da Europa, desde os tempos de Júlio César.
Tüm Avrupa'da bile yeterince halat yoktur!
- Não há corda suficiente.
Bir Avrupa aşk şarkısını çalıyor. Tüm dillerde aynıdır.
Toca uma canção de amor européia mas diz o mesmo em qualquer língua.
Seni Avrupa'daki tüm krallara şikayet edeceğim!
Com meu tio, o lmperador!
Bu geminin makineleri Napolyon'un Avrupa'yı fethetmekte kullandığı tüm atların toplam beygir gücünden daha fazladır.
Os motores desse navio têm mais cavalos de força do que a cavalaria napoleônica usada na conquista da Europa! "
Avrupa'nın tüm tanrıtanımazları Aziz Mark Meydanı'nda toplanıyor.
Todos os hereges da Europa, marcam encontro na Praça de São Marcos.
Avrupa'da yaşayan tüm Yahudlerin, gaza boğulmasına karar verilmişti.
Fora decidido que todos os judeus da Europa seriam gaseados.
Asimile olmuş bu Flaman Yahudileri ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar benzemeye çalıştıkları kişilerin yanında eğreti dururlar. Almanlar artık, Avrupa'da yaşayan tüm Yahudileri yok etme plânını devreye sokmuştu.
Os alemães punham agora em acção o seu plano de destruir todos os judeus na Europa.
Polonya'daki sorun, tüm Batı Avrupa gibi burada, batılı liderlerin özgürce seçilmiş hükûmet istemesiydi.
O problema da Polónia, e da Europa de Leste, era que os ocidentais queriam um governo eleito livremente.
Savaşın, insanlar ve siyasal sistemler üzerindeki başlıca etkisi Doğu Avrupa'da bulunan ülkelerin başını ağrıtmıştır. Hemen tüm Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya ve o ülkeler.
As principais consequências da guerra sobre as pessoas e sistemas políticos, aconteceram nos países da Europa de Leste, sobretudo a Polónia, a Checoslováquia, Hungria, Roménia e esses países.
Avrupa, Kanada ve Amerika bürolarından, kazayla ölen tüm 65 yaşındaki erkek devlet memurlarının haberlerini istemeni rica ediyorum.
Quero que as suas agências da Europa, Canadá e Estados Unidos lhe enviem todas as notícias sobre a morte por acidente de funcionários de sessenta e cinco anos.
Bence burası... tüm Batı Avrupa'daki en bakımsız, en adi... en kötü işletilen otel!
Estou a dizer que este é o hotel mais deplorável, mais lastimoso e com a pior gerência de toda a Europa Ocidental!
Avrupa'nın tüm ulusları bizim safhımızda. Davadan dönmeyen Finliler.
Os povos da Europa estão ao nosso lado!
Doğrudan teleks... Paris Interpol ve tüm Batı Avrupa'ya.
Telex directo para a Interpol de Paris e para toda a Europa Ocidental.
Onun hakkında tüm bilinen... 'Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın... Ortodoks uyarlamasında Puck rolünde oynayan Avrupa Yahudi'si... bir aktör olan Morris Zelig'in oğlu olduğuydu.
Só o que se sabia sobre ele... era que o seu pai era um actor iídiche chamado Morris Zelig... cuja actuação como Puck na versão ortodoxa... de Sonho de Uma Noite de Verão foi mal recebida.
Ve en akılcı cevabı ise, esnek çalışma saatleri güzel manzara, renkli Doğu Avrupa'da tüm masrafları ödenmiş lüks yerlerde konaklamalar.
E a arranjar respostas, tais como horário flexível, belos cenários, férias pagas em coloridas estâncias de luxo da Europa de Leste.
Megatonlarla kıyaslandığında bu cihazın çapı aynı olmayabilir ama seni temin ederim ki tüm güney Avrupa'yı yok edip, yaşanmaz hale getirecektir.
Quanto ás megatoneladas o aparelho a que isto está ligado são pequenas batatas. Mas é o suficiente para garantir que toda a Europa do sul fique inabitável até... digamos um século e meio. Tira uma década ou duas.
Avrupa'daki tüm bilgisayarlar X.25 protokolüyle konuşur.
Todos os computadores europeus trabalham na rede Dot-25.
Ray Avrupa'daki tüm satış ve servisten sorumlu... Yani bir nevi, o tadıncaya kadar hiçbir yemek servise giremez...
Ray é o director de todas as vendas Europeias e serviços... o que estou a dizer é, não tiveste uma refeição até teres provado...
Avrupa'daki tüm Arnholt hisselerini kontrol ediyor. Ticari bankalar da cabası.
É ele quem controla as participações da Arnholt na Europa, bem como os bancos comerciais.
Tüm Avrupa ayaklarına kapanmıştı.
Tinha a Europa a seus pés.