Ulaşamadım Çeviri Portekizce
597 parallel translation
Kuralları bir daha bozmayacağımı garanti ederim... ama tavsiyeye ihtiyacım var ve bay Devlin'e ulaşamadım.
Prometo não voltar a quebrar as regras, mas preciso de ser aconselhada e não consegui encontrar Mr.
Joy'a ulaşamadım.
Não consegui contactá-la.
Ona ulaşamadım.
Não o consegui demover.
Telefon etmeye çalıştım ama ulaşamadım.
Tentei ligar, mas não consegui linha.
- Telefonla aradım ama ulaşamadım.
Liguei mas não atendias.
Size telefonla ulaşamadım.
Via telefone, não consigo.
Onu takip etmeye çalıştım, ama tepeye ulaşamadım.
Eu tentei segui-la, mas não consegui chegar ao cimo.
Denedim ama tepeye ulaşamadım.
Tentei, mas não consegui chegar lá acima.
Ben bile Norman'a ulaşamadım ve beni tanıyor.
Nem eu consegui chegar ao Norman, e ele conhece-me.
- Yanıt verme servisine bile ulaşamadım.
Nem o atendedor de chamadas responde.
Aa, şans yok efendim, ben ulaşamadım.
Nada, senhor, não tive sorte.
Dedim ya, sana telefonla ulaşamadım.
- Não consegui lhe telefonar.
Onlara ulaşamadım.
Nao consegui contactá-Ios.
Hayır, bir sonuca ulaşamadım.
Nada! Sigo às cegas.
Oraya asla ulaşamadım.
Não cheguei até lá.
Onunla konuşmaya çalıştım ama ona ulaşamadım.
Tentei falar com ela mas não conseguia chegar a ela.
Sardino'ya ulaşamadım. Biri çoktan içeri almış.
O Sardino foi apanhado por alguém.
Bak, iki haftadır bir boka ulaşamadım!
Não consegui apanhar nada, em duas semanas!
Dün gece bağlantı aracılığıyla sana ulaşamadım.
Não consegui contactar-te ontem à noite.
Kablonun fişini çekmeye çalıştım, ama ulaşamadım sonunda ben de benimkinin sesini açtım ve herkes...
Tentei desligar o cabo, mas não consegui entrar. por isso liguei o televisor também para pensarem que...
Seni işten aradım ama bir toplantıdaydın ve ulaşamadım.
Liguei para o seu trabalho, mas você estava numa reunião... e não podia ser incomodado.
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Ulaşamadım. Ofisine de evine de baktım.
Não está em casa, não está no escritório.
- Adama ulaşamadım.
Tentei. Não consegui encontrar o gajo.
Size ulaşamadım.
Não consigo mais "buli-la".
Beverly, niçin sana ulaşamadım?
Beverly, porquê que não tenho conseguido falar contigo?
Tanrı'ya ulaşamadım.
Eu verifiquei. Deus não está disponível.
Bıyık bırakana kadar gerçek yüz simetrime ulaşamadım.
- O quê? Só atingi a simetria facial quando deixei crescer o bigode.
Davada hiçbir yere ulaşamadım.
Cheguei a um impasse.
Hayır, kimseye ulaşamadım.
Não, não encontrei ninguém.
Vergi kayıtlarına ulaşamadım. Çok gizli.
Não posso ter acesso às declarações de imposto dele.
Fakat, sen benim ulaşamadığım sonuçlar elde ettin.
Mesmo assim, alcançou resultados que eu falhei. Agora, pense.
Mareşale ulaşamadınız mı henüz? Hayır efendim.
- Já achou o marechal-de-campo?
Onun bu zekası karşısında, küçük dilimi yutmuştum, ve doğanın ulaşamadığı bu yerdeki hükümdarlığını kıskanmıştım.
Fiquei maravilhado com a faculdade inventiva deste homem.
Ben de Bayan Scott'a kendisine bir türlü ulaşamadığımı söylüyordum.
Estava dizendo à Sra. Scott que não sabia onde estava neste fim de semana.
Ulaşamadığım şeyleri düşlediğim zamanları düşünüyordum.
Estava pensando que teve noites em minha vida... que sonhava com o inalcançável.
Asla ulaşamadı mı...?
Ele nunca chegou...?
Bizi düğüne götürdü ve yakalandık çünkü silahlarımıza ulaşamadık!
Leva-nos à festa de casamento, e somos apanhados porque não tínhamos as armas à mão.
Santral, Knightsbridge 2149'dan arıyorum. Ulaşamadığım bir numara var. Kontrol edebilir misiniz?
Telefonista, não consigo linha para Knightsbridge 2149, poderia confirmá-lo, por favor?
Yoldaş Kaptan, size ulaşamadılar mı?
Camarada capitão, eles não falaram consigo?
- Henüz bir sonuca ulaşamadım.
Estamos a verificar. Ainda não cheguei a uma conclusão.
- Albay Peckem'a daha ulaşamadınız mı?
Já encontraste o Coronel Peckem?
Tahminlerimizin aksine, Goham'daki'Uva'mızın konut birimi fabrikası gerekli üretim seviyelerine henüz ulaşamadı.
Ao contrário da previsão, a fábrica situada no Uva de Goham, não alcançou os níveis de produção.
Devon'a hala ulaşamadın mı?
Já contactaste o Devon?
Casus kaynaklarımızın hiçbirine ulaşamadık.
Todos os centros de espionagem estavam disponíveis.
Bay Beller'a hâlâ ulaşamadık mı?
Já conseguimos falar com o Sr. Beller?
- Daha ulaşamadın mı onlara? - Hayır.
- Já os apanhaste?
Ama ulaşamadın, ve sonra da Bobby'nin mırıldanmasından yola çıkıp bu küçük gizli saklanma yerine gelmeye karar verdin, ha?
E não conseguiste e então decidiste vir até ao teu sitio secreto preferido e ver o que o Bobby tentava dizer-te?
Ancak henüz ilk yardım ekipleri 8 yaşındaki Polly Phelps'e ulaşamadılar.
e mesmo assim os bombeiros não conseguiram contactar ou avistar " " a pequena Polly Phelps de oito anos. "
Birisi, hâlâ kendisine ulaşamadığım bir bayandandı.
Uma delas foi uma mulher que não consegui mais localizar.
Ulaşamadığın yerler için yardım ister misin?
Precisas de ajuda?
3 yılda 30 banka soyduğumuz ve bize ulaşamadıklarının farkında mısınız?
Vocês percebem que fizemos trinta bancos em três anos e que eles não conseguiram apanhar-nos?